Esas No: 2022/3057
Karar No: 2022/2132
Karar Tarihi: 28.12.2022
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/3057 Esas 2022/2132 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davanın konusu, bir taşınmazın imar planına işlenmesi için yapılan sözleşmenin geçersizliği ve ödenen bedelin geri alınmasıdır. Mahkeme, yerel mahkemenin dava şartı yokluğundan reddine karar vermesini doğru bulmamış ve davacı ve davalının tacir olduğu, davalı şirketin de tacir olduğu belirtilerek, davanın asliye ticaret mahkemesinde incelenerek karara bağlanması gerektiği sonucuna varmıştır. Bu nedenle, yerel mahkeme kararı kaldırılmış ve dosya asliye ticaret mahkemesine gönderilmiştir. Kanun maddeleri olarak, 6100 sayılı HMK'nın 2. maddesi uyarınca dava konusu ne olursa olsun malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 4. maddesi uyarınca ise ticari işletme ile ilgili hususlardan doğan hukuk davalarının asliye ticaret mahkemelerinde incelenerek karara bağlanacağı belirtilmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/3057
KARAR NO: 2022/2132
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/06/2022
NUMARASI: 2022/253 Esas, 2022/685 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 28/12/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkili ... ile davalıların müvekkilinin maliki olduğu İstanbul İli, Üsküdar İlçesi, ... Mah., ... Pafta, ... Ada, ... parselde kain taşınmazın mevcut imar planı olan "İlköğretim Tesisleri Alanı"nın çevredeki emsal şartlara göre "Konut" alanına alınması ve 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planına işlenmesi için gerekli işlemlerin yapılması amacıyla 21.04.2016 tarihli sözleşme akdedildiğini, iş bu sözleşme ile müvekkilinin toplamda 1.900.000,00-TL ödemeyi, davalıların da sözleşmenin 7. Maddesi ile belirlenen işin 250 iş günü sonunda tamamlamayı kabul ve taahhüt ettiğini, müvekkilinin iş bu sözleşme kapsamında davalılara 85.000,00-TL ödeme yaptığını, ancak davalıların sözleşme ile üstlendiği edimleri yerine getiremediğini belirterek, sözleşmenin geçersizliğinin tespitiyle birlikte fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik davalılara yapılan toplam 85.000,00-TL ödemenin icra takibi tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, müvekkili ...'ın husumet ehliyeti olmadığını, sözleşmenin tarafının ... Reklam olduğunu, davacının 2018-2019 yıllarında ağır hastalıklar geçirdiğini, kendisinin akıl sağlığının yerinde olmadığını, söz konusu çeklerin taraflar arasında akdedilen sözleşmenin kaporası olarak müvekkiline verildiğini, müvekkilinin ise davacı tarafa sözleşmenin 6. Maddesinin a bendi uyarınca, teminat senedi ibraz ettiğini, sonrasında davacı tarafın müvekkilinin tarafına düşen tüm yükümlülükleri yerine getirmiş olmasına rağmen gerekli işlemlerin yapılması için gereken evrakları müvekkiline teslim etmediğini, TBK 79'a göre ise sebepsiz zenginleşen, zenginleşmenin geri istenmesi sırasında elinden çıkmış olduğunu ispat ettiği kısmın dışında kalanı geri vermekle yükümlü olduğunu, iyi niyet hukuku bakımından esas olmakla kötü niyetin varlığını ispat iddia eden tarafa ait olduğunu belirterek, davanın reddi ile, borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davanın konusu itibari ile mutlak ticari davalar arasında olmayıp, mahkemenin görevli olması için her iki tarafın da tacir ve dava konusunun tarafların ticari işinden kaynaklanıyor olması gerektiği, davalılardan biri tüzel kişiliğe haiz şirket ise de davacı ve davalı asılın tacir olmadığı ve davanın mutlak ve nispi ticari dava olmadığı anlaşılmakla asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle, HMK'nun 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan reddine, mahkemenin görevsizliğine, dosyanın görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde, dava konusu uyuşmazlığın temelinde kambiyo senedinin bulunduğunu, ayrıca TTK'da düzenlenen konularla, bir ticarethane, fabrika veya ticari şekilde işletilen diğer bir müesseseyi ilgilendiren bütün muamele, fiil ve işlerin ticari işlerden sayılacağını, davaya ticaret mahkemesinde bakılması gerektiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğünün 23/03/2022 tarihli yazısına göre, davacı ...'in gerçek kişi ticari işletme kaydı bulunduğu, davalı ...'ın ticari işletme kaydı bulunmadığı bildirilmiştir. Üsküdar Vergi Dairesi Müdürlüğünün 24/03/2022 tarihli yazısında, davacı ...'in 01/01/2017 tarihinde gayrimenkul sermaye iradı faaliyetinden mükellefiyetinin tesis edildiği belirtilmiştir. Küçükçekmece Vergi Dairesi Müdürlüğünün 28/03/2022 tarihli yazısında, davalı ...'ın mükellefiyetinin bulunmadığı belirtilmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 2. maddesi uyarınca dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 4. maddesi uyarınca, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu maddede sayılan dava ve işlerin asliye ticaret mahkemelerince incelenerek karara bağlanacağı ifade edilmiştir.Somut olayda, getirtilen ticaret sicil kaydı ve vergi kaydına göre, davacının tacir olduğu, davalı şirketin de tacir olduğu, davalı ...'ın ise tacir sıfatının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı ve davalı şirket tacir olduğundan davaya bakma görevi asliye ticaret mahkemesine aittir. Bu nedenle, davayı görüp sonuçlandırma görevi asliye ticaret mahkemesine ait olmasına rağmen, yerel mahkemece asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiş olması doğru değildir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının HMK'nın 353/1-a-3.bendi gereğince kaldırılarak, yukarıda açıklanan şekilde inceleme yapılıp sonucuna uygun karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere; 1-Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 22/06/2022 tarih, 2022/253 esas, 2022/685 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalılar tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, 5-Davalılar tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK'nın 353/1-a-3 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 28/12/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.