10. Hukuk Dairesi 2011/19073 E. , 2013/1580 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Davacı, yaşlılık aylığının iptali nedeniyle davalı Kurum"a ödediği yersiz aylık miktarının, tedavi giderinin ve primin yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacıya, 3201 sayılı Yasaya göre yurtdışında ev hanımı olarak borçlanılan süreler gözetilerek, 01.11.2008 tarihinden itibaren Bağ-Kur"dan yaşlılık aylığı bağlandığı; davacının, şirket ortaklığından dolayı vergi kaydının 27.05.2010 tarihine kadar devam ettiğinden bahisle; davalı Kurum"un, 3201 sayılı Yasanın 6. maddesinin B bendi gereği, yurtdışında geçen çalışmalardan borçlanılan süreler de gözetilerek yaşlılık aylığı bağlananların, yeniden yurtdışında veya Türkiye"de çalışması durumunda, aylıklarının kesileceği, bu durumdakilerin, sosyal güvenlik destek primi ödeyerek çalışamayacakları gerekçesi ile, yaşlılık aylığının kesilerek, yersiz ödenen aylıklara ilişkin borç tahakkuk ettirildiği ve prim borcunun talep edildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, 3201 sayılı Yasanın 6. maddesinin "B" bendinde yapılan değişikliğin geriye yürütülmeyeceği kanaatiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık konusu dönemde yürürlükte bulunan 3201 sayılı Yasanın 6. maddesinin "B" bendinde "Kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlardan ... Türkiye"de sigortalı çalışmaya başlayanların aylıkları, tekrar çalışmaya başladıkları veya ikamete dayalı bir ödenek almaya başladıkları tarihten itibaren kesilir. 31.05.2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun sosyal güvenlik destek primi hakkındaki hükümleri, bu Kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlar için uygulanmaz." düzenlemesine yer verilmiştir. Her ne kadar, anılan yasada 19.06.2010 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 5997 sayılı Yasanın 15. maddesi ile yapılan değişiklikle, 3201 sayılı Yasadan yararlanmak suretiyle aylık bağlananların, Türkiye"de sosyal güvenlik destek primine tabi olarak çalışabileceği belirtilmiş ise de; yürürlük tarihi ve her yasanın kendi yürürlük döneminde uygulanması gerektiği gözetildiğinde, anılan değişikliğin davacı lehine uygulama olanağı bulunmamaktadır. Bu nedenle, Mahkemenin bu yöndeki kabulü yerindedir.
Ancak, davacı, uyuşmazlık konusu dönemde, sosyal güvenlik destek primi ödeyerek çalıştı ise; Kurum"un, yaşlılık aylığı alan davacının çalıştığını bildiği ve sosyal güvenlik destek primi ödendiği halde, anılan Yasal düzenlemeye dayanarak yaşlılık aylığını iptal ederek, ödenen aylıkları borç çıkarması, devamında davacının sosyal destek primi ödeyerek çalışmasını sürdürdüğü döneme yönelik ödenen aylıkların tahsilini talep etmesi, Medeni Kanunun 2. maddesinde belirtilen iyiniyet ve hakkaniyete aykırıdır.
Somut olayda, davacının yaşlılık aylığı bağlandıktan sonraki dönemde devam eden vergi kaydı nedeniyle sosyal güvenlik destek primi ödeyip ödemediği hususları da araştırılmamıştır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilerek,varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 08.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.