
Esas No: 2016/21053
Karar No: 2019/18922
Karar Tarihi: 14.10.2019
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2016/21053 Esas 2019/18922 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; davalı işverenlik tarafından müvekkilinin iş sözleşmesinin, ekonomik sebeplerden dolayı sonlandıracağının ve iş arama izni kullandıracağının bildirdiğini; ancak, müvekkilinin kendiliğinden iş bırakması için baskı yaptığını, müvekkilinin iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile ödenmediğini iddia ettiği bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; ekonomik sıkıntılar nedeniyle davacıya 8 haftalık ihbar süresinin kullandırıldığını, 17.04.2014 tarihinde iş sözleşmesinin sonlandırılacağının davacıya bildirildiğini; ancak, davacının bunu kabul etmeyerek işe gelmediğini ve hakkında tutanak tutulduğunu, davacının önel süresine uymadan işyerini terk ettiğini, işçilik alacaklarının ise ödendiğini beyanla, davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-4857 sayılı İş Kanunu"nda 32. maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
Çalışma hayatında daha az vergi ya da sigorta primi ödenmesi amacıyla zaman zaman iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek, ilgili işçi ve işveren kuruluşları ile Türkiye İstatistik Kurumu Başkanlığı internet sitesinde bulunan “Kazanç bilgisi sorgulama” ekranından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
Somut olayda; davacı en son aylık net 1.700,00 TL ücretle çalıştığını, bu tutarın asgari ücret kadarlık kısmının bankaya, kalanın elden ödendiğini iddia etmiştir. Davalı taraf, davacı iddialarının doğru olmadığını savunmuş, davacının aldığı ücretin işyeri ve kurum kayıtlarında gözüken ücret olduğunu belirtmiştir. Mahkemece emsal ücret araştırması yapılmış, bu kapsamda Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Odasınca aylık ücretin taraflarca serbestçe kararlaştırılacağı; Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği tarafından ise herhangi bir ücret belirlemesi yapılamadığı, aylık ücret miktarının; çalışan işçiye, işçinin pozisyonuna ve taraflar arasındaki ilişkiye göre değiştiği bildirilmiştir. Taraflarca imzalı 17.12.2008 tarihli iş sözleşmesinde aylık ücret 638,70 TL olarak belirtilmiştir. Davacının imzasını içeren 2013 yılı Aralık ayı ücret bordrosunda çıplak brüt ücret 1.100,00 TL olarak tahakkuk ettirilmiştir. Mahkemece, imzalı ücret bordrosu ve Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre davacının aylık brüt 1.100,00 olarak kabul edilmiş ise de, davacının yaptığı işin niteliği de nazara alındığında, davacı tanıklarınca doğrulanan iddia doğrultusunda son aylık net 1.700,00 TL (brüt 2.377,92 TL) olarak kabulü ile dava konusu alacakların hüküm altına alınmasının gerektiği anlaşıldığından, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan sebeple BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14.10.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.