4. Hukuk Dairesi 2016/5834 E. , 2018/3309 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... tarafından, davalı ... aleyhine 30/01/2015 gününde verilen dilekçe ile haksız fiilden kaynaklanan manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 09/02/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı ve davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm temyiz itirazları reddedilmelidir.
2) Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, haksız fiilden kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı; ... Gazeteciler Cemiyeti yönetim kurulu üyesi olduğunu, davalının da ... Gazeteciler Derneği ... Şube Başkanı olduğunu, davalının bir sosyal paylaşım sitesinde dava dışı kişinin paylaştığı bağlantıya, kendisini hedef alan ve hakaret içeren bir yorum yazdığını, bu eylemi nedeniyle ceza mahkemesinde cezalandırılmasına karar verildiğini belirterek oluşan manevi zararın tazminini talep etmiştir.
Davalı vekili; matufiyet şartının gerçekleşmediğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; tarafların gazeteci olmalarından dolayı benzer faaliyet gösteren derneklerde çalıştıkları, dava konusu ifadelerin davalının kanaat özgürlüğü kapsamında kişisel değer yargısı niteliğindeki görüşleri olduğu, tarafların benzer faaliyet alanında çalışmaları nedeniyle eleştiri olarak yazıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Matufiyet kelime anlamı olarak, "yöneliklik, yönelmiş olmaklık" olarak tarif edilmektedir. Özellikle kişilik haklarına saldırı nedeniyle tazminat istemini içeren davalarda söz konusu olan matufiyet şartı, açıkça kanunda yer almamakla birlikte, Yargıtay içtihatlarıyla hukukumuza girmiştir. Matufiyet şartı içtihatlarda adı, sanı, kimliği belli olmasa da ona yöneldiği konusunda kuşku bırakmayacak şekilde ithamlara, yönelimlere yer veren ifadeler olarak kabul edilmektedir.
Matufiyet yargısal kararlarda kullanılan ifadeler ile şeref ve haysiyetine veya özel yaşamına dolayısıyla kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu iddia eden yönünden varlığı aranan önemli bir koşul olarak tarif edilmiş, matufiyetin varlığını kabul için o konuşmada, ya kişinin adından açıkça söz edilmesi ya da konumunun, sıfatının gösterilmesi veya bunlardan söz edilmese dahi konuşma içeriğinden bu kişinin amaçlandığı, sözlerin ona yönelik olduğunun anlaşılması veya anlaşılabilir olması şartları aranmıştır.
Hukuka aykırı eylemde bulunan kişi mağdurun ismini açıkça belirtmemiş veya isnat ettiği fiili üstü kapalı bir biçimde geçiştirmişse, isnadın mahiyetinde ve mağdurun şahsına matufiyetinde tereddüt edilmeyecek derecede karineler varsa, hem isim zikredilmiş, hem de hakaret vaki olmuş sayılır (Hukuk Genel Kurulu 16/09/2015 gün ve 2014/4-85 E 2015/1774 K- 07/07/2010 gün ve 2010/4-377 E 2010/365 K).
Bu ilke ve açıklamalar kapsamında; somut olayda, davaya konu yazıda kullanılan ifadelerde, davacının ismine yer verilmediği gibi, davacıya yönelik olduğu da anlaşılamamaktadır. Bu haliyle davalının ifadelerinin davacıya matuf olmadığının kabulü gerekir.
Mahkemece dava konusu sözlerin davacıya yönelik olduğuna dair matufiyet koşulunun oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın esastan reddine karar verilmesi doğru değil ise de ret kararı sonuç olarak doğru olduğundan, davalının temyiz itirazları kabul edilerek, kararın gerekçesinin HUMK"un 438/son maddesi uyarınca değiştirilmek suretiyle onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) no"lu bentte açıklanan nedenle gerekçesinin değiştirilmesine, (1) no"lu bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm temyiz itirazlarının reddi ile kararın düzeltilmiş bu biçiminin ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının davacıya yükletilmesine, davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 25/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.