Esas No: 1969/56
Karar No: 1970/4
Karar Tarihi: 20/01/1970
AYM 1969/56 Esas 1970/4 Karar Sayılı Norm Denetimi İlamı
Esas Sayısı:1969/56
Karar Sayısı:1970/4
Karar günü:20/1/1971
Resmi Gazete tarih/sayı:21.7.1970/13555
İtiraz yoluna baş vuran: Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
İtirazın konusu : 17/7/1964 günlü, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 83. maddesinin Anayasa"nın 11. ve 40. maddelerine aykırı olduğu yolundaki davacı iddiasının ciddî olduğu kanısına mahkemece varılmış ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasa"sının 151. maddesine dayanılarak Anayasa Mahkemesine başvurulmuştur.
I. OLAY :
Bir müteahhit firmanın Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğüne verdiği teminat mektuplarından. 198.100,- liralık bölümünün . kefili tarafından bu mektupların serbest bırakılması istemiyle Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü aleyhine açılan ve Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1968/972 esas sayısını alan dâvaya ilişkin 24/10/1968 günlü dilekçede davacı vekili; bir taahhüdün sözleşmesi uyarınca yerine getirilmesini sağlamak üzere ihaleyi yapan idareye verilen teminat mektuplarını kendiliğinden bir başka idarenin çıkarlarım ve alacaklarını da karşılar duruma getiren 506 sayılı Kanunun 83. maddesinin Anayasa"nın 40. ve 11. maddelerine aykırı olduğunu ileri sürmüş; mahkeme 19/6/1969 günlü 6. oturumda iddianın ciddî olduğu kanısına vararak Anayasa Mahkemesine baş vurulmasına karar vermiştir.
III. YASA METİNLERİ :
1- İtiraz konusu hüküm :
İtiraz konusu olan 17/7/1964 günlü, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 83. maddesi şöyledir :
(Madde 83- Devlet il ve belediyeler ile sermayesinin en az yarısı Devlet, il ve belediyelere ait her çeşit teşekkül ve müesseseler, kamu müesseseleri ve özel kanunlarla kurulan teşekküllerce ihale yolu ile yaptırılan her türlü işleri üzerine alanlarla bunların adresleri, ilgili makamlar tarafından kuruma bildirilir. İş alanlar tarafından bu işlere karşılık gösterilen her türlü teminat, prim ile gecikme zammı borçlan kalmadığına dair kurumdan alınan bir belge gösterilmedikçe geri verilmez. Ödenmemiş sigorta primleri ile gecikme zamları tutarı bu teminattan kesilerek veya teminat paraya çevrilerek Kuruma yatırılır. Ancak, prim ile gecikme zammı borçlan için Kurumca kabul edilecek bir banka teminat mektubu Kuruma tevdi olunduğu takdirde, iş alanların yukarıda belirtilen teminatları Kurumun vereceği belgeye istinaden geri verilir.)
2- Dayanak olarak ileri sürülen Anayasa hükümleri :
506 sayılı Kanunun 83. maddesinin Anayasa"ya aykırı bulunduğu yolundaki iddiayı ve iddianın ciddî olduğu kanısını desteklemek üzere ileri sürülen Anayasa"nın 11. ve 40. maddeleri aşağıdadır :
(Madde 11- Temel hak ve hürriyetler, Anayasa"nın sözüne ve ruhuna uygun olarak ancak kanunla sınırlanabilir.
Kanun, kamu yaran, genel ahlâk, kamu düzeni, sosyal adalet ve millî güvenlik gibi sebeplerle de olsa bir hakkın ve hürriyetin özüne dokunamaz.)
(Madde 40- Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir. Özel teşebbüsler kurmak serbesttir.
Kanun, bu hürriyetleri, ancak kamu yararı amacıyla sınırlayabilir.
Devlet, özel teşebbüslerin millî iktisadîn gereklerine ve sosyal amaçlara uygun yürümesini, güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlıyacak tedbirleri alır.)
IV. İLK İNCELEME:
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğünün 15. maddesi uyarınca 7/8/1969 gününde Lûtfi Ömerbaş, Feyzullah Uslu, Şeref Hocaoğlu, Fazlı Öztan, Celâlettin Kuralmen, Hakkı Ketenoğlu, Fazıl Uluocak, Sait Koçak, Avni Givda, Muhittin Taylan, İhsan Ecemiş, Recai Seçkin, Ahmet Akar, Halit Zarbun ve Muhittin Gürün"ün katılmalarıyla yapılan ilk inceleme toplantısında dâva dilekçesinin tümünün onanlı örneğinin mahkemece gönderilmemiş olduğu görülerek eksiklik giderilmek üzere dosyanın geri çevrilmesine Hakkı Ketenoğlu, Fazıl Uluocak, Muhittin Taylan ve Halit Zarbun"un karşı oylariyle ve oyçokluğu ile karar verilmiştir. (E 1969/47-K. 1969/51 sayılı karar.)
Mahkeme bu kararın gereğini yerine getirmiş ve itirazın Anayasa"nın 151. ve 22/4/1962 günlü. 44 sayılı Kanunun 27. maddelerine genellikle uygun bulunduğu görülmüş olduğundan işin esasının incelenmesi 6/11/1969 günlü ikinci ilk inceleme toplantısında oybirliğiyle kararlaştırılmıştır.
V. ESASIN İNCELENMESİ :
İtirazın esasına ilişkin rapor, mahkemenin 17/10/1969 günlü 1968/972 sayılı yazısına bağlı olarak gelen gerekçeli karar ve ekleri, Anayasa"ya aykırılığı ileri sürülen hüküm, Anayasaya aykırılık iddiasına ve iddianın ciddi olduğu kanısına dayanaklık eden Anayasa maddeleri; bunlarla ilgili gerekçeler ve Meclis görüşme tutanakları; konu île ilişkisi bulunan öteki metinler okunduktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü :
l- İnceleme konusunun sınırlandırılması :
Mahkeme, 506 sayılı Kanunun 83. maddesinin tümünün iptalini istemektedir. Bu maddenin başlıca üç hükmü vardır :
a) Devlet, il ve belediyeler ile sermayesinin en az yansı Devlet, il ve belediyelere ilişkin her çeşit kuruluş ve kurumlar, kamu kurumları ve özel yasalarla oluşturulmuş kuruluşlarca ihale yolu ile yaptırılan her türlü işleri üzerlerine alanların bu işlere karşılık gösterdikleri her türlü teminatın, prim ile gecikme zammı borçlan kalmadığına dair Sosyal Sigortalar Kurumundan alınmış bir belge gösterilmedikçe, geri verilmemesi; (Maddenin 2. cümlesi)
b) Ödenmemiş sigorta primleri ile gecikme zamları tutarının teminattan kesilerek veya teminat paraya çevrilerek Kuruma yatırılması; (Maddenin 3. cümlesi).
c) Prim ile gecikme zammı borçları için Kurumca kabul edilecek bir banka teminat mektubu Kuruma verilirse, Kurumdan alınacak belgeye dayanılarak iş alanların işe ilişkin teminatlarının geri verilmesi (Maddenin son cümleleri).
Bunlar dışında, madde başında bir de maddenin kapsadığı kuruluş ve kurumların, ihale yolu ile kendilerinden iş alanları ve adreslerini Sosyal Sigortalar Kurumuna bildirecekleri yazılıdır. Kurumun, gerekli kovuşturmaları yapabilmesi ve 83. maddenin ana hükümlerinin gereği gibi işleyebilmesi için ihale edilen işlerden ve işleri alanlardan haberli bulunmasındaki zorunluk ortadadır.
Davacı, kefili bulunduğu 198. 100,- liralık üç teminat mektubunun mutlak olarak serbest bırakılmasını dâva etmektedir. Bu mektupların prim ve gecikme zammı borçları için Sosyal Sigortalar Kurumunca kabul edilecek başka bir teminat mektubu ile değiştirilerek geri verilmesi söz konusu değildir. Şu duruma göre 506 sayılı Kanunun 83. maddesinin son cümlesinin itiraz yoluna baş vuran mahkemece uygulanması düşünülemez.
Anayasanın 151. maddesine göre bir mahkeme bakmakta olduğu dâvada uygulayacağı kanun hükmünü. Anayasaya aykırı görerek veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına vararak, Anayasa Mahkemesine getirebilir. Bu koşul, 44 sayılı Kanunun 27. maddesinde de tekrar edilmektedir.
Görüşmelerin başında 506 sayılı Kanunun 83. maddesinin dâvada uygulama yeri bulunmadığı yukarıda belirtilen son cümlesinin yine yukarıda açıklanan nedenle inceleme dışında bırakılmasına oybirliğiyle karar verilmiş ve maddenin geriye kalan hükümlerinin Anayasaya uygunluk denetimine geçilmiştir.
2- 506 sayılı Kanunun 83. maddesinin inceleme kapsamı içinde kalan bölümünün Anayasaya aykırı olup olmadığı sorunu :
Anayasa (Madde 48), herkese sosyal güvenlik hakkı tanımış, bu hakkı sağlamak için Sosyal Sigortalar ve sosyal yardım teşkilâtı kurmak, ve kurdurmakla Devleti ödevlendirmiştir. 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu, Devletin bu Anayasa ödevini belirli alanlarda, yerine getirmekte oluşunun bir ifadesidir.
Kanunun ereği (Madde 1) İş kazaları, meslek hastalıkları, hastalık, analık, malûllük, yaşlılık ve ölüm hallerinde, Kanunda yazılı koşullar altında sosyal sigorta yardımlarını sağlamaktır. Bir hizmet akdine dayanarak, bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanlar, bu Kanuna göre sigortalı sayılırlar. (Madde 2/1) Kanunda belirtilen Sosyal Sigorta yardımlarından sigortalılar ile bunların eş ve çocukları ve sigortalıların ölümlerinde kanuna göre hak sahibi kimseleri yararlanırlar. (Madde 2/3). Sigortalı sayılmayanlar ise, Kanunun 3. maddesinin gösterilmiştir.
Sosyal Sigortalar Kurumu elinde, bütün bu sosyal yardımları gerçekleştirebilmek için, sağlam bir gelir kaynağının bulunması gerekir. Bu kaynağı, 506 sayılı Kanunun VIII. Bölümüne (Madde 72-84) göre alınacak primler oluşturmaktadır. 72. madde de iş kazalariyle meslek hastalıkları, hastalık, analık, malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının gerektirdiği her türlü yardım ve ödemelerle her çeşit yönetim giderlerini karşılamak üzere Kurumca bu Kanun hükümleri uyarınca prim alınması ve genel yönetim giderlerinin Kurumun yıllık genel giderlerinin yüzde onunu aşmaması hükme bağlanmıştır. Kanun, sosyal sigortanın çeşidine göre kimi primlerin tümünün yalnız iş verenlerce ödenmesini, kimi primlerin ise belirli oranlarda iş veren ve sigortalı arasında bölüşülmesini öngörmektedir. Sosyal Sigortalar Kurumuna ilişkin 4792 sayılı Kanuna göre de (Madde 191) primler Kurum gelirlerinin en başında yer almıştır.
506 sayılı Kanunla düzenlenen sosyal yardımların yapılabilmesi, sigorta primlerinin yükümlülerce vaktinde ve aksamadan ödenmesine ve böylece başlıca gelir kaynağının sürekli olarak beslenmesine ve güçlendirilmesine bağlıdır. Onun içindir ki yasa koyucu bu konu üzerinde titizce durmuş ve bir takım tedbirleri öngörmüştür. Belirli süre içinde ödenmeyen primlere gecikme zammı uygulanması (Madde 80), işverenlerin ödenmeyen prim borçlarına ilişkin olarak Sosyal Sigortalar Kurumunca düzenlenecek belgeleri, icra dairelerinin resmî dairelerden usulünce verilmiş belgeler gibi İşleme koyması (Madde 81), sigortalıların çalıştırıldığı işyerinin devredilmesi veya intikali halinde, eski işverenin Kuruma olan sigorta primi ile gecikme zammı borçlarından yeni işverenin de müteselsilen sorumlu tutulması ve bu hükme aykırı sözleşmelerin tanınmaması (Madde 82) kanun koyucunun prim konusunda öngördüğü tedbirler arasındadır.
Anayasa"ya aykırılığı ileri sürülen 83. madde de, Kurumun prim ve gecikme zammı alacaklarının tahsilini, bir alanda güvence altına sokan bir başka tedbir hükmüdür. Bu hükme göre Devlet, il ve belediyeler ile sermayesinin en az yarısı Devlet, il ve belediyelere ait her çeşit kuruluş ve kurumlar, kamu kurumları ve özel kanunla oluşturulmuş kuruluşların yani yuvarlak bir deyimle resmî kesime giren kuruluş ve kurumların ihale yoliyle yaptırdıkları işler dolayısiyle müteahhitlerin göstermekle yükümlü bulundukları teminat bunların yalnız o kurum veya kuruluşa olan teahhütlerinin değil bir de bu işlerde çalıştırdıkları sigortalılar dolayısiyle Sosyal Sigortalar Kurumuna ödeyecekleri primlerden ve gecikme zamlarından doğan borçlarının da yerine getirilmesini güven altına almaktadır.
İnceleme konusu hükmün niteliğini böylece belirledikten sonra şimdi de bunun sözleşme hürriyeti ilkesi ile olan ilişkisi üzerinde durulması gerekecektir.
Bir kimsenin bir sözleşmeyi yapmaya zorlanamaması sözleşme hürriyeti ilkesinin başlıca gereklerinden biridir. Tarafların anlaşmaları, uyuşmaları, halinde ancak sözleşme hürriyeti bir uygulanma alam bulmuş olabilir. İnceleme konusu hükümde kişileri resmî kesime giren kurum ve kuruluşların işlerini üzerlerine almaya, bankaları bu kişiler için yasaların koşullarına uygun teminat mektupları vermeye zorlayıcı her hangi bir kural yer almış değildir. Öte yandan resmî kesime giren kurum ve kuruluşlar, durumlarının özelliği dolayısiyle, alım, satım, yaptırma ve benzeri işlerde diledikleri gibi davranamazlar. İhaleye hazırlık işlemleri, ihale usulleri, teminatın çeşitleri, neleri kapsayacağı ve ne oranlar üzerinden alınacağı; teahhüdün yerine getirilmemesi sonuçları ve daha bunlar gibi birçok konular kanunla yahut kanuna dayanılarak yapılmış yönetmeliklerle sıkı koşullara bağlanmıştır. Bütün bu koşullar, 506 sayılı Kanunun 83. maddesinde olduğu gibi, açıktır, ortadadır. Resmî kesime giren kurum ve kuruluşlarla iş ilişkisi Vuracak kişiler, o kişiler lehine teminat mektubu verecek bankalar, mektuplara kefil olacak kimseler hepsini önceden bilirler; bilmeleri gerekir ve biliyor sayılırlar. Bu ön koşulları uygun bulanlar için ancak resmî kesimle iş ilişkisi kurmak söz konusu olabilir. Resmî kesimden bir takım ihale koşullarından vazgeçmesini istemek veya bunlardan kurtulma yollarını aramak resmî kesimi o koşullar dışında sözleşmelere zorlamak demektir ve asıl sözleşme hürriyetine aykırı düşen budur.
Görülüyor ki 506 sayılı Kanunun 83. maddesinin inceleme kapsamı içinde kalan hükümlerinin sözleşme hürriyetine ve dolayısiyle Anayasa"ya aykırı bir yönü, hatta sözleşme hürriyeti ile doğrudan doğruya ilişkisi dahi yoktur. Ayrıca bunları, yukarıda da belirtildiği üzere, Anayasa"nın 48. maddesinin kaynaklık ettiği bir sosyal yardım düzeni için gerekli, hatta zorunlu hükümlerden saymak yerinde olur.
Öyle olmamakla birlikte bir an için inceleme konusu hükümler sözleşme hürriyetini sınırlar gibi görülürse; bu Anayasa"nın 40. maddesinin ikinci fıkrasına tam uygun, kamu yararı ereğî güdülerek kanunla yapılmış ve çok dar bir alanda kalmış bir sınırlamadır ve hürriyetin özüne dokunacak kapsamı ve niteliği yoktur.
Şu duruma göre 506 sayılı Kanunun 83. maddesinin sınırlama kararı kapsamı içinde kalan bölümünün Anayasa"ya aykırı olmadığı ortadadır. İtirazın reddi gerekir.
VI. Sonuç :
506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 83. maddesinin inceleme dışında bırakılması kararlaştırılan son cümlesi hariç, geriye kalan hükümlerinin Anayasa"ya aykırı olmadığına ve itirazın reddine 20/1/1970 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|
|
|
|
Başkanvekili Lütfü Ömerbaş |
Üye Salim Başol |
Üye A. Şeref Hocaoğlu |
Üye Fazlı Öztan |
|
|
|
|
Üye Celâlettin Kuralmen |
Üye Hakkı Ketenoğlu |
Üye Fazıl Uluocak |
Üye Sait Koçak |
|
|
|
|
Üye Avni Givda |
Üye Muhittin Taylan |
Üye İhsan Ecemiş |
Üye Recai Seçkin |
|
|
|
Üye Ahmet Akar |
Üye Halit Zarbun |
Üye Muhittin Gürün |