Esas No: 2020/1627
Karar No: 2022/9359
Karar Tarihi: 05.04.2022
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2020/1627 Esas 2022/9359 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen kararın temyiz edilmesi sonrasında Ceza Dairesi tarafından yapılan incelemede, hükümlerin bozulmasına karar verildiği görülmektedir. Kararda, sanık hakkında kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan kurulan hüküm incelenirken, suçun oluşması için ısrarla tekrarlanması, süreklilik arz etmesi ve sadece huzuru bozmak amacıyla işlenmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, uzlaştırma işlemlerinin usule uygun şekilde yapılmadığı gözlemlenerek, bozulması gerektiği sonucuna varılmıştır. CMK'nın 253. maddesinde belirtilen uzlaşma teklifi yapma ve bildirme süreçleri, 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılması gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, 17/10/2019 tarihli kanunla değişik CMK'nın 251. maddesi hakkında Anayasa'nın 38. maddesiyle ilgili bir iptal kararı olduğu ve yeniden değerlendirme yapılması gerektiği ifade edilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- TCK'nın 123. maddesi: Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunu tanımlar.
- CMK'nın 253. maddesi: Uzlaştırma işlemlerini düzenler.
- 7201 sayılı Tebligat Kanunu: Tebligat işlemlerini düzenler.
- Anayasa'nın
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, kişilerin huzur ve sükununu bozma
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece bozma üzerine verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak,
1- Sanık hakkında müşteki ...’a yönelik kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan kurulan hükmün incelenmesinde,
Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu ile korunan hukuki yarar kişi özgürlüğünün korunması ve bireyin, psikolojik ve ruhsal bakımdan rahatsız edilmemesi ve yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürmesi olarak tanımlanmaktadır. Bu suçun oluşabilmesi için, kanun metninde yazılı bulunan telefon etme, gürültü yapma yada aynı maksatla, hukuka aykırı bir davranışta bulunulması eylemlerini bir kez yapmasının yeterli olmadığı, eylemlerin ısrarla tekrarlanması, süreklilik arz etmesi ve sırf kişilerin huzur ve sükununu bozma saiki ile işlenmesi gerekmektedir. Somut olayda mesaj içeriklerine göre, sanığın mahkeme kabulüne göre tehdit içeren mesajları dışında bir mesajının da bulunmaması karşısında, TCK'nın 123. maddesinde düzenlenen kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun sırf huzur ve sükunu bozma saikinin somut olayda ne şekilde oluştuğu yöntemince açıklanmadan yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- CMK'nın 253. maddesinin dördüncü fıkrasında, büro tarafından görevlendirilen uzlaştırmacının, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunacağı, uzlaştırmacının, uzlaşma teklifini açıklamalı tebligat veya istinabe yoluyla da yapabileceği düzenlenmiş, şüpheli, mağdur veya suçtan zarar görenin, kendisine uzlaşma teklifinde bulunulduktan itibaren üç gün içinde kararını bildirmediği takdirde teklifi reddetmiş sayılacağı belirtilmiştir. Eğer uzlaştırmacı taraflara ulaşamamış ise ancak açıklamalı tebligat veya istinabe yoluyla uzlaşma teklifinde bulunabilecektir. Uzlaştırmacının tarafların bulunduğu yerdeki uzlaştırma bürosuna talimat yazma hak ve yetkisi bulunmamaktadır. Uzlaştırmanın yargı işlemi niteliğinde olduğu nazara alındığında anılan fıkrada sözü edilen açıklamalı tebligat, kazai mercilerce yapılacak tebligatı düzenleyen 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılacak olan tebligattır ve normal posta yoluyla bu işlem gerçekleştirilemeyecektir. Açıklamalı tebligat ya da istinabe işlemi ancak uzlaştırmacıya görev veren uzlaştırma bürosu aracılığıyla yerine getirilebilecektir.
Kendisine uzlaştırma işlemlerini gerçekleştirmek üzere dosya tevdi edilen uzlaştırmacının öncelikle uzlaştırma teklifi yapılacak ilgililere telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle uzlaştırma teklifi yapmak üzere çağrı yapması, şayet belirtilen şekilde çağrı yapılamaz ise bu defa uzlaştırmacının ilgili savcılık nezdinde kurulmuş uzlaştırma bürosundan uzlaşma teklifi yapılmasını talep etmesi gerektiği, böyle bir taleple karşılaşan büronun da muhatabına ulaşamaması durumunda öncelikle muhatabın bilinen son adresine tebliğ yapması, tebligatın iade gelmesi durumunda bu defa muhatabın Mernis adresine Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre tebliğe çıkarılması gerekmektedir.
Bu açıklamalar karşısında, yukarıda açıklandığı üzere sanık ile müştekilere tebliğat yapılmadan, taraflara telefonla ulaşılamaması nedeniyle, tarafların uzlaştırma görüşmelerine katılmayı kabul etmemiş sayıldığından uzlaştırmanın gerçekleşmediğine ilişkin rapor düzenlenmesi karşısında, bu haliyle uzlaştırma işlemlerinin usule uygun şekilde yapılmadığı gözetilmeksizin, yargılamaya devamla sanığın mahkumiyetine hükmolunması,
3- 17/10/2019 gün ve 7188 sayılı Kanun'un 24. maddesiyle değişik CMK’nın 251. maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiş olup, bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, CMK’ya 7188 sayılı Kanunla eklenen geçici 5. maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “ hükme bağlanmış” ibaresinin Anayasa Mahkemesinin 14/01/2021 tarihli ve 2020/81 esas, 2021/4 sayılı kararıyla “basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38. maddesine aykırı görülerek iptaline karar verilmesi karşısında, temyiz incelemesi yapılan ve CMK’nın 251/1. maddesi kapsamına giren suçlar yönünden Anayasa’nın 38. maddesi ile 5237 sayılı TCK’nın 7 ve CMK’nın 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirdiğinden, sanık ...’in temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 05/04/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.