11. Ceza Dairesi 2016/10580 E. , 2019/8575 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa Muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
1- Sanık hakkında, “2010 takvim yılında sahte fatura kullanma“ suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; sanığın savunmasında faturaların gerçek alışverişlere dayandığını beyan ederek suçlamayı kabul etmemesi ile dosya içerisinde yalnızca 2010 takvim yılında kullanılan faturayı düzenleyen mükellef hakkında tanzim edilen vergi tekniği raporunun bulunduğunun anlaşılması karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; faturaları düzenleyen mükellef hakkında sahte fatura düzenlemek suçundan açılmış olan dava dosyasının getirtilip incelenerek bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dosyaya intikal ettirilmesi; faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim ve tesellüm belgeleri, bedelinin ödendiğine dair ticari teamüle uygun, kanıtlama yeterliliği olan banka hesapları ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgeler, faturaları düzenleyenin yeterli mal girişi veya üretimi olup olmadığı da dikkate alınarak faturaları düzenleyen mükellef ile sanığın ticari defter ve belgeleri üzerinde gerekli görülmesi halinde karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılması, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde mahkûmiyet hükmü kurulması,
2-a) 5271 sayılı CMK"nin 225. maddesi uyarınca hükmün konusu duruşmanın neticesine göre iddianamede gösterilen fiil ve failden ibaret olup, iddianamade açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılarak açılmayan davadan yargılama yapılıp hüküm kurulmasının mümkün bulunmadığı, Kemalpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı‘nın 07.12.2012 tarihli 2012/1450 Esas sayılı iddianamesi ile 213 sayılı Yasanın 367. maddesine göre dava şartı olan İzmir Küçük ve Orta Ölçekli Mükellefler Grup Başkanlığı‘nın 21.11.2012 tarihli Rapor Değerlendirme Komisyonu mütalaasına uygun olarak sanık hakkında, “2010 takvim yılında sahte fatura kullanma” suçundan kamu davası açıldığı, sanık hakkında “sahte fatura düzenleme” suçundan açılmış bir dava ve yargılama koşulu olan mütalaa bulunmadığı gibi birbirinden ayrı ve bağımsız suçlar olan "sahte fatura düzenlemek" ve “sahte fatura kullanma” suçları birbirine dönüşemeyeceği halde, kararın gerekçe kısmında hem “sahte fatura kullanma” hem de “sahte fatura düzenleme” suçlarından bahsedilip, hüküm fıkrasında ise “sahte fatura kullanma” suçundan hüküm kurulduğu belirtilmek suretiyle hükümde çelişkiye yol açılmış olması,
b) Sanık hakkında 213 sayılı VUK"nin 359/b ve 5237 sayılı TCK"nin 43. maddeleri uyarınca hükmedilen 3 yıl 9 ay hapis cezalarından, TCK"nin 62. maddesi gereğince 1/6 oranında indirim yapılırken hapis cezalarının "3 yıl 1 ay 15 gün" yerine "2 yıl 13 ay 15 gün" olarak yanlış hesaplanması suretiyle eksik ceza tayin edilmesi,
c) Suça konu faturaların KDV indiriminde kullanılması nedeniyle, en son tarihli faturaya göre, “25.10.2010” olan suç tarihinin, gerekçeli karar başlığında “13.11.2012” şeklinde yanlış yazılması, yasaya aykırı,
d) 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı geretirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ceza miktarı itibarıyla sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 02.12.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.