11. Hukuk Dairesi 2018/3231 E. , 2019/4747 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
(TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA)
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Marmaris 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 14/01/2016 tarih ve 2015/102-2016/8 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı banka vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı banka ile 2011 yılından beri çalıştığını, 24.05.2012 tarihinden itibaren kullanılan muhtelif krediler nedeniyle davalı tarafından kredi açılış ve kullanım bedeli adı altında toplam 3.780,00 TL"nin müvekkilinden haksız şekilde tahsil edildiğini, bankanın kredinin kullandırılması sırasında sadece makul, zorunlu ve belgelendirilmiş masrafları isteyebileceğini, ödeme planı ve yapılan kesinti tutarına ilişkin bilgilendirme yapılmadığını ileri sürerek, müvekkilinden haksız olarak tahsil edilen fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik şimdilik 3.780.- TL"lik kısmın ödeme tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, öncelikle görev itirazında bulunarak, yapılan işlemin bankacılık teamüllerine ve hukuka uygun olduğunu ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; her ne kadar genel kredi sözleşmelerinin her iki tarafı tacir olsa da, davacının kredi kullanmak durumunda kalan daha zayıf tacir konumunda olduğu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 20-25. maddelerinde düzenlenen genel işlem koşulları hükümlerinin tacir olan taraf bakımından da geçerliliğini koruyacağı, sözleşmelerde kredi kullandırma bedeli ve kredi tahsis bedeli adı altında bir kaleme yer verilmediği, bankacılık hizmetleri ve bu nedenle yapılacak kesintilerin somutlaştırılmamış olduğu, dolayısıyla davalı bankanın herhangi bir gider belgesine ve somut bir hizmete dayanmayan kalemler nedeniyle yapmış olduğu kesintileri T.M.K."nın 2. ve T.B.K. 20-25 maddesi hükümleri kapsamında iade etmesinin yerinde olacağı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, dosya kapsamında bilirkişi marifetiyle yapılan hesaba itibar edilerek 3.570,64 TL"nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, asıl alacak tutarı olan 3.100.- TL"ye dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına ve fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Karar, davalı banka vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, genel kredi sözleşmeleri kapsamında kredi açılış ve kullanım bedeli adı altında yapılan kesintilerin iadesi istemine ilişkin olup, mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de, taraflar arasında birden fazla kredi sözleşmesi imzalandığı, kesintilerin bir kısmının 818 sayılı BK"nın yürürlükte olduğu dönemde, bir kısmının ise 6098 sayılı TBK döneminde yapıldığı anlaşılmaktadır.
6098 sayılı TBK"nın yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce imzalanmış sözleşmeler yönünden, sözleşmede yer alan hükümlerin genel işlem koşullarına ilişkin düzenlemelerin yer aldığı TBK 20 ve devamı maddeleri uyarınca denetime tabi tutulamayacağı dikkate alınarak ve öncelikle dava konusu kesintilere dayanak sözleşme tarihlerinin ve yapılan kesintilerin hangi tarihli sözleşmeye dayalı olarak yapıldığının belirlenerek, sözleşme 01.07.2012 tarihinden önce imzalanmış ise somut olaya uygulanacak 818 sayılı BK hükümleri çerçevesinde, bu tarihten sonra imzalanan sözleşmeler bakımından ise 6098 sayılı TBK kapsamında bir değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalı bankaya iadesine, 24/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.