11. Hukuk Dairesi 2018/3124 E. , 2019/4746 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 09/02/2017 tarih ve 2015/410 E. - 2017/52 K. sayılı kararın davalı kurum vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 29/03/2018 tarih ve 2017/1487-2018/363 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı kurum vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin dünyaca ünlü "PUMA" markasının sahibi olduğunu, 87 yılı aşkın bir süredir dünyada ve Türkiye"de spor ayakkabılar, spor ürünleri, parfümeri ve moda aksesuarları alanında faaliyet gösterdiğini, logosu olan sıçrayan kedi(atlayan kedi) ve yan şerit şeklinin TPMK nezdinde tescilli bulunduğunu ve tanınmış marka olarak kabul edildiğini, davalının müvekkiline ait marka ile iltibasa yol açacak kadar benzer olan şekilden ibaret marka başvurusuna karşı yaptıkları itirazın TPMK YİDK tarafından nihai olarak reddedildiğini, başka bir şirket tarafından da başvuruya itiraz edildiğini ve bu şirketin itirazının kabul edilerek başvurunun reddine karar verildiğini, müvekkiline ait itirazın reddine ilişkin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, zira başvuru konusu şekil ile müvekkili markaları arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğunu, markaların kapsamında bulunan malların birebir aynı olduklarını, davaya konu başvurunun refleks olarak müvekkilinin markalarını çağrıştıracağını, müvekkilinin piyasadaki itibarının zedelenebileceğini ve başvurunun kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, TPMK YİDK’in 2015-M-8121 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Kurum vekili, YİDK kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, 3. kişinin itirazı üzerine başvurunun reddedildiğini, dolayısıyla işbu davanın açılmasında davacının hukuki yararının bulunmadığını ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ..., herhangi bir savunmada bulunmamıştır.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; her ne kadar dava konusu başvuru, dava dışı şirketin itirazı üzerine reddedilmiş ise de davacının itirazının reddine ilişkin YİDK kararının iptaline yönelik işbu davanın açılmasında davacının hukuki yararının bulunduğu, davacı markaları ile davalı gerçek kişinin marka başvurusu arasında 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik olduğu, uyuşmazlık konusu tüm mallar açısından iltibas tehlikesinin oluştuğu, bu nedenle 556 sayılı KHK"nın 8/4. maddesi koşullarının tartışılmasına gerek bulunmadığı, dava konusu marka başvurusunun kötüniyetli bir başvuru olduğu hususunda yeterli delil bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile TPMK YİDK"in 2015-M-8121 sayılı kararının iptaline karar verilmiştir.
Karar, davalı Kurum vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda ve tüm dosya kapsamına göre; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, şekilden ibaret dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin olduğu gerekçesiyle, davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun HMK"nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı kurum vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı kurumdan alınmasına, 24/06/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.