
Esas No: 2022/1094
Karar No: 2022/9334
Karar Tarihi: 05.04.2022
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2022/1094 Esas 2022/9334 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, eşi olan müştekiye birden çok kez tehdit içerikli mesajlar gönderdiği gerekçesiyle sair tehdit suçundan 360 TL adli para cezası ile cezalandırıldı. Ancak, tehdit suçu yönünden verilen karar istinaf edildi ve zincirleme suç hükümleri uygulanmak suretiyle hüküm kurulması gerektiği belirtildi. Bu nedenle, Adalet Bakanlığı kanun yararına bozma istenilmesinde bulundu ancak, hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşmadığından istemin reddine karar verildi. Kararda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 106/1-2. cümle, 29, 62 ve 52/2. maddeleri açıklandı.
"İçtihat Metni"
KARAR
Sair tehdit suçundan sanık ...'nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 106/1-2. cümle, 29, 62 ve 52/2. maddeleri uyarınca 360,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair ... 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/03/2020 tarihli ve 2018/392 esas, 2020/151 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, ... Cumhuriyet Başsavcılığının, 24/12/2021 gün ve 2021/135286 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, sanığın eşi olan müştekiye karşı 06/12/2017 tarihinde değişik zaman dilimlerinde (16:06 ilâ 20:51 saatleri arasında) birden çok kez tehdit içerikli mesajları göndermesi şeklindeki eylemi dolayısıyla yapılan yargılama sonunda sanığın zincirleme şekilde tehdit ve sair tehdit suçlarından mahkumiyetine karar verildiği, sair tehdit suçu yönünden 360,00 Türk lirası adlî para cezası kesin olduğundan istinaf edilmeden kesinleştiği, tehdit suçu yönünden ise, anılan kararın istinaf edilmesi üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesinin 01/10/2020 tarihli ve 2020/848 esas, 2020/958 sayılı kararında “...Sanığın sair tehdit suçundan ilk derece mahkemesi tarafından verilen kesin nitelikli adli para cezasının aynı eylemin tehdit suçu içinde zincirleme halinde eridiği gözetilmeden karar verilmiş ise de, mahkumiyet hükmünün CMK'nin 309. maddesi kapsamında, kanun yararına bozma yoluna gidilmesi için ihbarda bulunulmasına...” şeklinde belirtildiği dikkate alındığında, sair tehdit suçunun da aynı zaman dilimleri içerisinde bir suç işleme kararının icrası kapsamında işlendiği ve tek bir tehdit suçundan zincirleme suç hükümleri uygulanmak suretiyle hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
Öğretide “olağanüstü temyiz” olarak adlandırılan kanun yararına bozma olağanüstü yasa yolunun koşulları ve sonuçları, “kanun yararına bozma” adı ile 5271 sayılı CMK’nın 309 ve 310. maddelerinde düzenlenmiştir.
5271 sayılı Kanun’un 309. maddesi uyarınca, hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini yasal nedenlerini açıklayarak, ... Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine ... Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak ... ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtayca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
Kanun yararına bozma yasa yoluna, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir.
... İçtihadı Birleştirme Kurulunun 14/11/1977 gün ve 3-2 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bu yasa yolunun olağanüstü bir yasa yolu olması nedeniyle, her türlü hukuka aykırılık iddiası, yasa yararına bozma konusu yapılamayacak, bu kapsamda hâkimlerin takdir hakkı alanına giren ve suç işleyenler için bir hak teşkil etmeyen hususlar ile mahkemenin takdirine bağlı istekler ve uygulamadaki takdir yanılgıları veya takdirin yerinde olup olmadığının denetlenmesine ilişkin başvurular, temyiz yasa yolundan farklı olarak yasa yararına bozma konusu yapılamayacağından, bu yolla denetlenemeyecektir. (Ceza Genel Kurulunun 23/03/2010 tarih ve 2/29-56 sayılı kararı da bu doğrultudadır.)
Ceza Genel Kurulunun 25/10/1993 gün ve 260/281 sayılı kararında ise, olaya ilişkin tüm deliller toplanıp, değerlendirilip suçun oluştuğu kabul edilerek mahkumiyet hükmü kurulduğuna göre, delil takdiri yapılarak verilen karar aleyhine, takdirde yanılgıya düşüldüğünden ve suçun yasal unsurlarının oluşmadığından bahisle, kanun yararına bozma yoluna başvurulamayacağı belirtilmiştir.
İnceleme konusu somut olayda; sanık hakkında farklı tarihlerde işlenen tehdit ve sair tehdit suçundan kamu davaları açıldığı, mahkemece deliller değerlendirilip takdir edilmesi sonucu eylemlerin tehdit ve sair tehdit suçunu oluşturduğundan bahisle mahkumiyet kararları verilmiştir. Delil takdiri yapılarak verilen bu kararlar aleyhine, takdirde yanılgıya düşüldüğünden bahisle, kanun yararına bozma yoluna başvurulamayacağından, kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmiştir.
Sonuç ve Karar:
... Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce, Kanun yararına bozma isteminin takdire ilişkin olması nedeniyle yerinde görülmediğinden, CMK'nın 309. maddesi şartlarını taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN REDDİNE, dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere ... Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE, 05/04/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.