Esas No: 2021/883
Karar No: 2022/29
Karar Tarihi: 19.01.2022
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/883 Esas 2022/29 Karar Sayılı İlamı
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/883 E. , 2022/29 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/883
Karar No : 2022/29
TEMYİZ EDENLER :1- (DAVACI): ...Derneği (...)
VEKİLİ: Av. ...
2- (DAVALI): ...Bakanlığı
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri ...
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onüçüncü Dairesinin 23/12/2020 tarih ve E:2017/2439, K:2020/3851 sayılı kararının aleyhlerine olan kısımların temyizen incelenerek bozulması taraflarca karşılıklı olarak istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 04/08/2017 tarih ve 30144 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkilerin Satışına ve Sunumuna İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 2. maddesiyle Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkilerin Satışına ve Sunumuna İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 20. maddesine eklenen 12. fıkranın, 3. maddesiyle anılan Yönetmeliğin 22. maddesinin 1. fıkrası ile 5. fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yapılan değişikliklerin, 4. maddesi ile eklenen Geçici 10. maddesinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onüçüncü Dairesinin 23/12/2020 tarih ve E:2017/2439, K:2020/3851 sayılı kararıyla;
Uyuşmazlık tarihinde yürürlükte bulunan 4733 sayılı Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un 2. maddesi, 3. maddesinin 1. fıkrasının (a), (d), (e) ve (k) bentleri, 9. maddesinin (B) bendi, Ek 1. maddesi, 4250 sayılı İspirto ve İspirtolu İçkiler İnhisarı Kanunu'nun 6. maddesinin 1. ve 2. fıkraları, 9. maddesinin 1., 2. ve 3. fıkralarında yer alan hükümlere yer verilerek,
Tütün, tütün mamulleri ve alkollü içkiler piyasası ile ilgili olarak kanuna aykırı olmayan düzenlemeler yapma yetkisine sahip olan davalı Kurumun, ilgili bulunduğu sektörde, 4733 sayılı Kanun'la kendisine tanınan bu yetkiyi dava konusu Yönetmeliği çıkarmak suretiyle kullandığının anlaşıldığı;
Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkilerin Satışına ve Sunumuna İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 20. maddesine dava konusu Yönetmeliğin 2. maddesiyle eklenen 12. fıkra yönünden;
Dava konusu 12. fıkrada, açık alkollü içki satıcılarınca, marka ismi, servis veya ambalaj hacmi ve fiyat bilgisi ile sınırlı kalmak koşuluyla satışa sundukları tüm ürünlere liste hâlinde menülerinde yer verileceği kuralının yer aldığı;
4250 sayılı Kanun'un 6. maddesinin 1. fıkrasında, alkollü içkilerin her ne surette olursa olsun reklamı ve tüketicilere yönelik tanıtımının yapılamayacağı, bu ürünlerin kullanılmasını ve satışını özendiren veya teşvik eden kampanya, promosyon ve etkinlik yapılamayacağı, alkollü içkileri üreten, ithal eden ve pazarlayanların, her ne surette olursa olsun hiçbir etkinliğe ürünlerinin marka, amblem ya da işaretlerini kullanarak destek olamayacakları, açık alkollü içki satışı yapmaya ilişkin izin belgesi olan işletmelerde yalnızca servis amaçlı materyallerde marka, amblem ve logo kullanılabileceğinin kurala bağlandığı;
Davalı idarenin görev ve yetkileri arasında, alkollü içkilerin reklamını yapan, tüketimini teşvik eden, satışını özendiren, alkollü içkileri cazip hâle getiren unsurların önlenmesinin de yer aldığı; bu bağlamda, Kurum tarafından, alkollü içki sunumu yapılan iş yerlerinde menülerin reklam amaçlı kullanıldığının tespiti üzerine, Yönetmeliğin dava konusu kuralıyla menülere yönelik usul ve esasların belirlendiği; menülerle ilgili yapılan düzenlemeyle, menülerin reklam aracı olarak kullanılmasının önüne geçilmesinin amaçlandığı anlaşıldığından, Yönetmeliğin dava konusu kuralında hukuka aykırılık görülmediği;
Dava konusu Yönetmeliğin 3. maddesiyle, anılan Yönetmeliğin 22. maddesinin 1. fıkrası ile 5. fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yapılan değişiklikler yönünden;
Dava konusu Yönetmeliğin 3. maddesiyle anılan Yönetmeliğin 22. maddesinin 1. fıkrasının, alkollü içki satıcılarının, tüketici talebine konu alkollü içkileri, piyasa koşullarını ve tüketici taleplerini de dikkate alarak ve tüketicilerin seçeneklerini azaltmayacak şekilde; perakende satış yerlerinde aynı kategorideki birden fazla firmanın ürünleri, açık alkollü içki satış yerlerinde ise bira hariç aynı kategorideki birden fazla firmanın ürünleri arasından tercih imkânı sunabileceği çeşitlilikte işyerlerinde bulunduracağı, alkollü içki kategorilerinin tamamının işyerinde bulundurulmasının zorunlu olmadığı şeklinde; 5. fıkrasının (a) bendinde yer alan “satıcının” ibaresinin “ve açık alkollü içki satıcılarının” olarak değiştirildiği; aynı fıkranın (b) bendinde yer alan “ürünleri” ibaresinden sonra gelmek üzere, “açık alkollü içki satıcılarıyla yapılacak anlaşmalarda ise, bira hariç herhangi bir firmanın ürünleri” ibaresinin eklendiği; aynı fıkranın (c) bendinde yer alan “satıcılara” ibaresinin “ve açık alkollü içki satıcılarına” olarak değiştirildiği;
4733 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 5. fıkrasının (l) bendinde, tütün mamulleri veya alkollü içkileri, satış yerlerindeki raf veya standlara, her türlü teşhir ünitesine, reklam ve tanıtımına ilişkin mevzuata ve Kurum düzenlemelerine aykırılık oluşturacak veya herhangi bir firmaya üstünlük sağlayacak şekilde yerleştirenlere otuz bin Yeni Türk Lirası idarî para cezası verileceğinin kurala bağlandığı;
Kuruma yapılan şikâyetlerde ve Kurum tarafından yapılan tespitlerde, açık içki satışı yapılan iş yerlerinde, piyasaya hakim durumda bulunan firmalar tarafından fiilen münhasırlık anlaşmaları yapılarak piyasada hakim durumda bulunmayan firmaların açık alkollü içki satışı yapılan yerlere ürün vermelerinin önüne geçildiği, bazı satış yerlerinde ise sadece tek firmaya ait ürün veya ürünlerin satışa sunulduğunun tespiti üzerine, dava konusu değişikliklerle, alkollü içkilerin satış yerlerinde herhangi bir firmaya üstünlük sağlayacak şekildeki uygulamaların önüne geçilmesinin hedeflendiği, küçük işletmelerin pazar paylarının artırılması, haksız rekabete neden olabilecek faaliyetlere izin verilmemesi ve piyasadaki rekabet ortamının sağlıklı oluşması, adil teşhir imkânının sağlanmasının amaçlandığı, tüketicilerin seçeneklerini azaltacak durumların ve rekabeti bozucu, engelleyici eylemlerin önüne geçilmek istendiği anlaşıldığından, dava konusu düzenlemelerde hukuka aykırılık bulunmadığı;
Dava konusu Yönetmeliğin 4. maddesi ile anılan Yönetmeliğe eklenen Geçici 10. madde yönünden;
Dava konusu Yönetmeliğin 4. maddesiyle anılan Yönetmeliğe eklenen Geçici 10. maddede, "Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından düzenlenmiş turizm yatırım belgesi ibraz edilerek Kurumdan alınmış satış belgeleri için 2019 yılı süre uzatım işlemleri esnasında turizm belgesi veya iş yeri açma ve çalışma ruhsatı; alkollü içki satış belgeleri için ise, bu belgelerin yanı sıra iş yerinin satış belgesinin düzenlendiği tarih itibarıyla veya hâlihazırda örgün eğitim kurumları ve dershaneler ile öğrenci yurtları ve ibadethanelere en az yüz metre uzaklıkta bulunduğunu gösterir belgenin ibrazı zorunludur.” kuralına yer verildiği;
4250 sayılı Kanun'un 9. maddesinde, Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumundan satış belgesi almak isteyenlerin, öncelikle belediye veya il özel idaresinden "iş yeri açma ruhsatı" ya da Kültür ve Turizm Bakanlığından "turizm belgesi" almalarının zorunlu olduğu, tütün mamulü, etil alkol, metil alkol ve alkollü içki satmak isteyenlerin, Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu'ndan "satış belgesi" almalarının zorunlu olduğu, bu Kanun kapsamına giren ürünlerin perakende veya açık olarak satışının yapıldığı yerler ile örgün eğitim kurumları ve dershaneler, öğrenci yurtları ve ibadethaneler arasında kapıdan kapıya en az yüz metre mesafenin bulunmasının zorunlu olduğu, bu fıkradaki mesafe şartının turizm belgeli işletmeler için uygulanmayacağı, mesafe şartının, satış belgesinin verildiği tarih itibarıyla aranacağının kurala bağlandığı;
2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu'nun "Tanımlar" başlıklı 3. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendinde "Turizm Yatırım Belgesi"nin, turizm sektöründe yatırım yatırım yapana tespit edilen yatırım dönemi için Bakanlıkça verilen belge, (g) bendinde ise, "Turizm İşletmesi Belgesi"nin turizm sektöründe faaliyet gösteren turizm işletmelerine Bakanlıkça verilen belge olarak tanımlandığı; bu Kanun'a dayanılarak Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Turizm Tesislerinin Belgelendirilmesine ve Niteliklerine İlişkin Yönetmeliğin 4. maddesinde de, "Turizm Belgesi"nin, turizm yatırımı belgesi, ana turizm yatırımı belgesi, turizm işletmesi belgesi veya kısmi turizm işletmesi belgesini ifade edeceğinin düzenlendiği;
Tütün mamulü ve alkollü içki satıcılarının 4207, 4250 ve 4733 sayılı Kanunlar gereği Kurumdan yetki almaları zorunlu olup Kurumun, bu yetkiyi, anılan mevzuatta aranan şartları sağlayan başvuru sahibi gerçek ve tüzel kişiler adına “satış belgesi” düzenlemek suretiyle kullandığı; böylece, tütün mamulleri ve alkollü içkilerin sadece bu işe münhasır satış noktalarında satılmasıyla, tüketicilerin güvenli ürünlere ulaşmaları ve piyasanın etkin bir şekilde takip ve kontrolünün sağlanmasının amaçlandığı;
Dava konusu kuralda, "turizm yatırım belgesi" ibraz ederek satış belgesi almış kişilerden 2019 yılı süre uzatım işlemleri esnasında "turizm belgesi" veya "iş yeri açma ve çalışma ruhsatı" isteneceği; alkollü içki satış belgesi sahiplerinden ise, bu belgelerin yanı sıra iş yerinin satış belgesinin düzenlendiği tarih itibarıyla veya hâlihazırda örgün eğitim kurumları ve dershaneler ile öğrenci yurtları ve ibadethanelere en az yüz metre uzaklıkta bulunduğunu gösterir belgenin isteneceği belirtilmek suretiyle bir geçiş maddesinin öngörüldüğü;
Uyuşmazlığn, dava konusu kuralla, "turizm belgesi" sahibi işletmelerden alkollü içki satış belgesi için mesafe şartının aranıp aranmayacağı hususundan kaynaklandığı;
Her ne kadar davalı idare tarafından, dava konusu Yönetmelik ile "turizm belgesi" tanımının yapıldığı ve bu tanımlamada "turizm yatırımı belgesi"nin yer almadığı, "turizm yatırımı belgesi"nin ön izin belgesi olmaktan çıkarıldığı belirtilerek, "turizm belgesi" sahibi işletmelerden alkollü içki satış belgesi için mesafe şartının aranmayacağı belirtilmişse de, madde metninde, alkollü içki satış belgesi için, bu belgelerin (turizm belgesi veya iş yeri açma ve çalışma ruhsatı) yanı sıra iş yerinin satış belgesinin düzenlendiği tarih itibarıyla veya hâli hazırda örgün eğitim kurumları ve dershaneler ile öğrenci yurtları ve ibadethanelere en az yüz metre uzaklıkta bulunduğunu gösterir belgenin ibrazının zorunlu olduğu ifade edildiğinden bu savunmaya itibar edilmediği; zira, maddenin yazılış biçimi dikkate alındığında, dava konusu kuralın, turizm belgeli işletmelerden mesafe şartının aranmayacağı yolundaki idare savunması doğrultusunda yorumlanmasının mümkün olmadığı;
Bu durumda, Turizm Tesislerinin Belgelendirilmesine ve Niteliklerine İlişkin Yönetmelik'teki "turizm belgesi" tanımının kapsamında yer almasına rağmen "turizm yatırımı belgesi"nin, dava konusu Yönetmelik değişikliği ile "turizm belgesi" kategorisinden çıkarıldığından bahisle Geçici 10. madde ile getirilen zorunluluğun, hukukî güvenlik ilkesi ile 4250 sayılı Kanun'daki mesafe şartının turizm belgeli işletmeler için uygulanmayacağı yolundaki kurala açıkça aykırılık teşkil ettiği ve gerek 4250 sayılı Kanun gerekse 2634 sayılı Kanun'a aykırı olarak düzenlenen dava konusu kuralda hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle,
Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkilerin Satışına ve Sunumuna İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 2. maddesiyle anılan Yönetmeliğin 20. maddesine eklenen 12. fıkra ile, 3. maddesiyle anılan Yönetmeliğin 22. maddesinin 1. fıkrası ve 5. fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yapılan değişiklikler yönünden davanın reddine, dava konusu Yönetmeliğin 4. maddesi ile anılan Yönetmeliğe eklenen Geçici 10. maddenin ise iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davacı tarafından, Yönetmeliğin 20. maddesine dava konusu Yönetmeliğin 2. maddesiyle eklenen 12. fıkra ile bugüne kadarki uygulamaların aksine menülerin servis materyali olmaktan çıkarıldığı; menülerde, şişe görseli ve logo kullanımı yasaklanarak, ürünlerin tanınması ve bilinçli satın alma koşullarının ortadan kaldırıldığı gibi satılmaya başlanan her ürünün menüye eklenmesi zorunluluğunun açık içki satan iş yerlerine büyük maddi külfet getirdiği; Yönetmeliğin 3. maddesiyle, anılan Yönetmeliğin 22. maddesinin 1. fıkrası ile 5. fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yapılan değişiklikler ile içki sektöründe sadece “bira” kategorisindeki ürünler lehine düzenleme yapılıp, sektörün diğer tüm kategorilerine yasaklama getirilmesinin eşitlik ilkesi ve aynı koşullardakilere eşit işlem uygulanması kuralını ihlal ettiği gibi 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun hükümleri de yok sayılarak sektörün kaosa sürüklendiği ileri sürülmektedir.
Davalı idare tarafından, Daire kararıyla iptaline karar verilen dava konusu Yönetmeliğin 4. maddesi ile Yönetmeliğe eklenen Geçici 10. maddenin yetki , şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden hukuka uygun olarak tesis edildiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI :
Davalı idare tarafından, davacının temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Davacı tarafından ise savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...DÜŞÜNCESİ: Temyiz istemlerinin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden davacının yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen reddi, kısmen dava konusu düzenlemenin iptali yolundaki Danıştay Onüçüncü Dairesinin temyize konu 23/12/2020 tarih ve E:2017/2439, K:2020/3851 sayılı kararının ONANMASINA,
3.Kullanılmayan ...-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
4.Kesin olarak, 19/01/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.