Esas No: 2021/271
Karar No: 2022/41
Karar Tarihi: 19.01.2022
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/271 Esas 2022/41 Karar Sayılı İlamı
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/271 E. , 2022/41 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/271
Karar No : 2022/41
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Bakanlığı
VEKİLLERİ : Hukuk Müşaviri Av. ...
Hukuk Müşaviri Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACILAR) : 1-...
VEKİLİ : Av. ...
2-... Federasyonu
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onuncu ve İkinci Daireleri Müşterek Kurulunun 24/09/2020 tarih ve E:2019/7031, K:2020/3232 sayılı kararının iptale ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Sağlık Bakanlığı (mülga Türkiye Halk Sağlığı Kurumu) tarafından yayımlanan "Halk Sağlığı Merkezleri" konulu, 23/03/2016 tarih ve 2016/5 sayılı Genelge'nin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onuncu ve İkinci Daireleri Müşterek Kurulunun 24/09/2020 tarih ve E:2019/7031, K:2020/3232 sayılı kararıyla;
Davacılardan Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonunun iptal istemi yönünden;
Dava konusu olayda, en az beş derneğin bir araya gelerek oluşturduğu davacı Federasyonun, kendi üyesi derneklere uygulanma olanağı bulunmayan dava konusu düzenlemenin iptalini istemekte doğrudan bir menfaatinin bulunmadığı;
Davacılardan Gürsel Özer'in iptal istemi yönünden;
Anayasa'nın "Sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması" başlıklı 56. maddesi, 11/10/2011 tarih ve 663 sayılı -dava konusu işlemin tesis edildiği tarihteki adıyla- Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin mülga- 2. maddesinin 2. fıkrasının (a), (e), (f) bentleri, mülga 40. , mülga 26. ile Geçici 15. maddeleri, 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu'nun 3. maddesinin 1. fıkrasının (a), (c), (e), (i) bentleri, 9. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi; 09/12/2004 tarih ve 25665 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 5258 sayılı Aile Hekimliği Kanunu'nun dava konusu işlemin tesis edildiği tarih itibarıyla yürürlükte olan haliyle 5. maddesi; 05/02/2015 tarih ve 29258 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Toplum Sağlığı Merkezi ve Bağlı Birimler Yönetmeliği'nin işlemin tesis edildiği tarih itibarıyla yürürlükte bulunan haliyle 5. maddesinde yer alan hükümlere yer verilerek,
Mevzuat hükümleri çerçevesinde, temel sağlık hizmetlerini, bu kapsamda birinci basamak sağlık hizmetlerini, Bakanlık hedef ve politikalarına uygun olarak yürütmek ve bu hususta gerekli düzenlemeleri yapmak görev ve yetkisinin davalı idareye ait olduğunun açık olduğu;
Bu bağlamda, 5258 sayılı Kanun'da, kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri ile birinci basamak teşhis, tedavi ve rehabilite edici sağlık hizmetlerinin "aile hekimliği hizmetleri" olarak tanımlandığı, bunun dışında kalan birinci basamak sağlık hizmetlerinin ise toplum sağlığı merkezleri tarafından sunulması gerektiğinin hüküm altına alındığı;
Davalı idare savunmasında, dava konusu düzenleme ile, toplum sağlığı merkezlerini güçlendirerek hizmetlerin kaliteli, etkin, verimli bir şekilde sunulmasına katkı sağlamak, aile hekimliği haricindeki birinci basamak sağlık hizmetlerinin etkinliğini artırmak, aile hekimliği hizmetlerine erişimi kolaylaştırmak, bireye yönelik birinci basamak sağlık hizmetleri ile topluma yönelik birinci basamak sağlık hizmetlerinin daha bütünleşik bir yapıda yürütülmesinin amaçlandığı, halk sağlığı merkezlerinin, 05/02/2015 tarih ve 29258 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Toplum Sağlığı Merkezi ve Bağlı Birimler Yönetmeliği'nin 5. maddesi çerçevesinde toplum sağlığı merkezleri ek birimi olarak kurulduğu, yeni bir bağlı birim ya da toplum sağlığı merkezlerinden tamamen bağımsız bir kuruluş olarak ihdas edilmediğini belirtmekte ise de, anılan Genelge'de yer alan halk sağlığı merkezlerinin organizasyonu, bünyesinde aile hekimliği biriminin kurulması, aile hekimliği personeline mesai dışı nöbet görevi verilmesi gibi hususlardan, bu merkezlerin birinci basamak sağlık hizmeti sunmak üzere kurulan yeni bir yapılanma olduğunun anlaşıldığı, adı geçen merkezlerin fonksiyonlarına bakıldığında, bu merkezlerin ek birim olarak nitelendirilemeyeceğinin açık olduğu;
Hal böyle iken, yeni bir sağlık hizmeti sunumunda bulunan, kanunda ve yönetmelikte öngörülmeyen, tanımlanmayan bir kurumun kuruluşunun ve işleyişinin genelge ile düzenlenmesi hukuken mümkün olmayıp, bu düzenlemenin normlar hiyerarşisine de aykırılık teşkil ettiği;
Bu durumda, kanunda ve yönetmelikte öngörülmeyen, tanımlanmayan bir kurumun alt hukuk normu olan genelge ile düzenlenmesinde, idare hukukunun genel prensiplerine, hukuka ve usule uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle,
Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu yönünden davanın ehliyet yönünden reddine, davacı Gürsel Özer yönünden dava konusu Genelge'nin iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, halk sağlığı merkezlerinin, 05/02/2015 tarih ve 29258 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Toplum Sağlığı Merkezi ve Bağlı Birimler Yönetmeliği'nin 5. maddesi çerçevesinde toplum sağlığı merkezleri ek birimi olarak kurulduğu; yeni bir bağlı birim ya da toplum sağlığı merkezlerinden tamamen bağımsız bir kuruluş olarak ihdas edilmediği; dava konusu düzenleme ile, toplum sağlığı merkezlerini güçlendirerek hizmetlerin kaliteli, etkin, verimli bir şekilde sunulmasına katkı sağlama(k), aile hekimliği haricindeki birinci basamak sağlık hizmetlerinin etkinliğini artırma(k), aile hekimliği hizmetlerine erişimi kolaylaştırma(k), bireye yönelik birinci basamak sağlık hizmetleri ile topluma yönelik birinci basamak sağlık hizmetlerinin daha bütünleşik bir yapıda yürütülmesinin amaçlandığı; öte yandan, dava konusu Genelge hükümlerinin yürürlükten kaldırıldığı ve 25/05/2018 tarih ve 30431 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren “Toplum Sağlığı Merkezi ve Bağlı Birimler Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” ile Sağlıklı Hayat Merkezi (SHM) biriminin tanımlandığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davacılardan Gürsel Özer tarafından, istemin reddi gerektiği savunulmuş, Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu tarafından ise savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Müşterek Kurul kararının temyize konu iptale ilişkin kısmının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın iptale ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın temyize konu bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2.Davanın kısmen ehliyet yönünden reddine, kısmen dava konusu Genelge'nin iptaline ilişkin Danıştay Onuncu ve İkinci Daireleri Müşterek Kurulunun 24/09/2020 tarih ve E:2019/7031, K:2020/3232 sayılı kararının temyize konu iptale ilişkin kısmının ONANMASINA,
3.Kesin olarak, 19/01/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.