Esas No: 2020/4937
Karar No: 2022/9482
Karar Tarihi: 06.04.2022
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2020/4937 Esas 2022/9482 Karar Sayılı İlamı
Özet:
O Yer Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, sanıkların hakaret ve tehdit suçlarından mahkumiyet kararı verildiği ancak yapılan incelemede sanık ... hakkındaki hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı ve sanık ... hakkındaki tehdit suçu yönünden uzlaştırma işlemi uygulanması gerektiği belirlendi. Ayrıca, bozma nedeni olarak kabul edilen bazı kanun maddeleri detaylı bir şekilde açıklandı. Bunlar şu şekildedir:
- Hakaret suçu: Hakaret fiilinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığıdır. Bu suçun oluşması için davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Somut olayda, sanığın kendisini muayene eden doktora yönelik söylediği sözlerin hakaret suçu kapsamında olmadığı belirlendi.
- Tehdit suçu: 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre, tehdit suçu uzlaştırma kapsamındadır. Bu kapsamda, uzlaştırma işlemi uygulanarak sanığın hukuki durumu yeniden değerlendirilmelidir.
- Basit yargılama usulü: 7188 sayılı Kanun'un 24. maddesi ile 5271 sayılı CMK'nın 251. maddesinde düzenlenen basit yargılama usulü, Anayasa Mahkemesi kararıyla Anayasa'nın 38. madd
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hakaret, tehdit
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
TEMYİZ EDENLER : O Yer Cumhuriyet Savcısı, sanıklar ... ile ... müdafisi
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, dosya görüşüldü:
Temiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-Sanık ... hakkında kurulan hüküm yönünden;
a-Sanık ...'ün üzerine atılı hakaret suçu yönünden; hakaret fiilinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir. Somut olayda; sanığın kendisini muayene eden doktor olan katılana yönelik söylediği sözlerin beddua ve kaba hitap tarzı niteliğinde olduğu, muhatabının onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, mahkumiyet kararı verilmesi,
b-Kabule göre de; TCK'nın 125/4. maddesinde ağırlaştırıcı neden olarak öngörülen aleniyetin gerçekleşmesi için olay yerinde başkalarının bulunması yeterli olmayıp, hakaretin belirlenemeyen sayıda kişi ve herkes tarafından görülme, duyulma ve algılanabilme olasılığının bulunması, herhangi bir sınırlama olmaksızın herkese açık olan yerlerde işlenmesinin gerekmesi karşısında, poliklinik muayene odası içerisinde gerçekleşen hakaret eyleminde aleniyet unsurunun ne şekilde oluştuğu açıklanıp tartışılmadan, yetersiz gerekçeyle sanık ... hakkında TCK'nın 125/4. maddesinin uygulanması,
2-Sanık ... hakkında kurulan hüküm yönünden;
a-02/12/2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK'nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alındığı anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanık ...'ün hukuki durumunun bu kapsamda yeniden değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
b-Uzlaşmanın sağlanamaması halinde; 17/10/2019 gün ve 7188 sayılı Kanun'un 24. maddesi ile 5271 sayılı CMK'nın 251. maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiş olup, bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, CMK’ya 7188 sayılı Kanunla eklenen geçici 5. maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin, Anayasa Mahkemesinin 14/01/2021 tarihli ve 2020/81 esas, 2021/4 sayılı kararıyla "basit yargılama usulü" yönünden Anayasa'nın 38. maddesine aykırı görülerek iptaline karar vermesi karşısında, temyiz incelemesi yapılan ve CMK'nın 251/1. maddesi kapsamına giren suç yönünden; Anayasa'nın 38. maddesi ile 5237 sayılı TCK'nın 7 ve 5271 sayılı CMK'nın 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirdiğinden, O Yer Cumhuriyet Savcısı ve sanıklar ... ile ... müdafisinin temyiz nedenleri yerinde görülmekle, tebliğnameye kısmen uygun olarak, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 06/04/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.