
Esas No: 2021/2322
Karar No: 2022/35
Karar Tarihi: 19.01.2022
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/2322 Esas 2022/35 Karar Sayılı İlamı
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/2322 E. , 2022/35 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/2322
Karar No : 2022/35
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Sendikası
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Sekizinci Dairesinin 16/03/2021 tarih ve E:2018/2431, K:2021/1558 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İlköğretim kurumları (ilkokul ve ortaokul) haftalık ders çizelgesinin seçmeli dersler bölümünde değişiklik yapılmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu Başkanlığının 19/02/2018 tarih ve 58 sayılı kararının ekinde yer alan ''Çizelgenin Uygulanması ile İlgili Açıklamalar'' kısmının 2. maddesinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Sekizinci Dairesinin 16/03/2021 tarih ve E:2018/2431, K:2021/1558 sayılı kararıyla;
1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nun "Genel amaçlar" başlığını taşıyan 2. maddesinin 1. fıkrasının 3. bendi, 6., 13., 14. ve 23. maddeleri, 652 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin dava konusu işlem tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 28. maddesi hükümlerine yer verilerek,
İdarenin yetkilerini kullanırken ve görevlerini yerine getirirken egemen olan ilkeler ve Türk Milli Eğitiminin temel ilke ve kuralları bir bütün olarak değerlendirildiğinde; 1739 sayılı Kanun ve 652 sayılı Kanun Hükmünde Kararname gereği; eğitim sistemini, eğitim ve öğretim plan ve programlarını hazırlatmak, hazırlananları incelemek veya inceletmek, araştırmak ve geliştirmenin Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulunun görev ve yetkileri arasında olduğu; Milli Eğitim Bakanlığının bu görev ve yetkisini, üst hukuk normlarına ve Türk Milli Eğitiminin temel ilke ve kurallarına uygun kullanıp kullanmadığının yargısal olarak denetlenmesinin hukuk devleti ilkesinin gereği olduğu;
Diğer bir anlatımla; bir kamu hizmeti olan eğitim öğretim hizmetinin yürütülmesinden, gözetim ve denetiminden, eğitim ve öğretim programlarının hazırlanması, uygulanması ve güncellenmesinden asıl olarak sorumlu olan Milli Eğitim Bakanlığının, davaya konu haftalık ders çizelgesinin hazırlanmasında, Türk Milli Eğitiminin temel ilkelerini, Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği'nde kurala bağlanan ortaöğretim kurumlarının amaçlarını bilimsel ve teknik esasları dikkate almasının gerektiği;
İlköğretim kurumları (ilkokul ve ortaokul) haftalık ders çizelgesinin seçmeli dersler bölümününde; din, ahlak ve değerler, dil ve anlatım, yabancı dil, fen bilimleri ve matematik, sanat ve spor ve sosyal bilimler olmak üzere altı farklı ders grubuna yer verilmiş olup, seçilebilecek seçmeli ders sayısının ortaokullar için her bir sınıf düzeyinde altı olarak belirlendiği;
Dava konusu düzenleme ile okullarda seçmeli ders uygulaması konusunda esneklik sağlanacağı belirtilerek, okulların gerek fiziki yönden gerek öğretmen yönünden imkanlarının göz önünde bulundurulması suretiyle seçmeli ders gruplarının oluşturulmasının, öğrencilerin, ilgi, istek ve yeteneklerinde ortaya çıkan farklılıkların dikkate alındığını ortaya koyduğu; eğitim ve öğretim hakkının fırsat ve imkan eşitliği dahilinde sunulabilmesi için ilgi, yetenek ve eğilimleri farklı olan öğrencilerin, okulun mevcut imkanları çerçevesinde, kendilerine en uygun seçmeli dersleri alabilmelerinin, seçmeli ders uygulamasının, etkin ve verimli yürütümünü sağlayacağı; yapılan düzenleme ile uygulamada öğrenci sayısının yetersizliği, fiziki imkanların elverişsizliği ve öğretmen yetersizliği gibi sıkıntıların ve olumsuzlukların yaşanmaması amacının taşındığı;
Öte yandan, davacı tarafından; Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği'nin 11. maddesinin 5. fıkrasında; yeterli talebin olmamasından dolayı açılamayan seçimlik derslerin millî eğitim müdürlüklerinin onayına bağlı olarak merkezi okul/okullarda açılabileceği ve farklı okul öğrencilerinin kayıtlarının okullarında kalmak üzere seçimlik dersleri bu okul/okullarda almalarının sağlanabileceği düzenlemesine yer verildiği, ortaöğretim kurumlarına tanınan imkanın ilköğretimde de tanınması gerektiği, eksik düzenleme olduğu ileri sürülmüşse de, Millî Eğitim Bakanlığına bağlı resmî ve özel, ilköğretim kurumlarının Türk Millî Eğitiminin genel amaç ve temel ilkelerine uygun olarak görev ve işleyişi ile ilgili usul ve esaslarını düzenleyen, 26/07/2014 tarih ve 29072 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği'nde bu yönde bir düzenleme olmadığı, anılan Yönetmeliğin de dava konusu olmadığının açık olduğu;
Bu bağlamda; alanında uzman akademisyenlerden oluşan, bilimsel, danışma ve inceleme organı olan, Talim Terbiye Kurulunca bilimsel kriterler, ülkenin ihtiyaçları, çağın gerekleri çerçevesinde, Temel Eğitim Genel Müdürlüğünün ilgili yazısı değerlendirilerek tesis edildiği anlaşılan, dava konusu işlemin, öğrencilerin, ilgi, istek ve yeteneklerinde ortaya çıkan farklılıkların ve okulların fiziki ve öğretmen yönünden imkanlarının dikkate alınması suretiyle seçmeli ders uygulamasının, pedagojik gereklerine uygun olarak, etkin yürütümünün amaçlandığı, seçmeli derslerde verimliliğin arttırılmasına ve uygulamada oluşabilecek sıkıntıların önlenmesine yönelik olduğu, üst hukuk normlarına ve Türk Milli Eğitiminin temel ilkelerine aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, 1739 sayılı Kanun'a aykırı olarak, tercih hakkının sınırlandırılmasının öğrencilerin ilgi ve yeteneklerinin dikkate alınmamasına yol açacağı, seçmeli ders belirlenmesinde okulun imkanlarının esas alınmasının hukuka aykırı olmasının yanında, okulun imkanının olması durumunda dahi azami sınır konulmasının izahının olmadığı, Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği'nin 11. maddesinin 5. fıkrası ile seçmeli dersin merkezi bir okulda alınması yönünde ortaöğretim kurumlarına tanınan imkanın ilköğretimde de tanınması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Sekizinci Dairesinin temyize konu 16/03/2021 tarih ve E:2018/2431, K:2021/1558 sayılı kararının ONANMASINA,
3.Kesin olarak, 19/01/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.