20. Hukuk Dairesi 2016/7258 E. , 2018/3978 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVALILAR : ...-Orman Yönetimi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, duruşma istemi değerden reddedildikten sonra süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili 28/12/2004 harç tarihli dava dilekçesiyle, Eylül 1951 tarih 3 sıra numaralı tapu kaydına dayanarak Soğukpınar köyünde bulunan taşınmazın, yörede ilk kez yapılan orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması sırasında orman sınırı içine alınması işleminin yanlış olduğunu iddia ederek, taşınmazı çevreleyen 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62 ve 63 orman sınır noktalarının iptalini istemiştir.
Mahkemece; 18/09/1951 tarih ve 3 nolu tapu kaydının sabit sınırları içermemesi nedeniyle tapu kaydına itibar edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hükmün davacı vekili tarafından temyizi üzerine, Dairenin 27/03/2012 gün ve 2012/3093 – 2012/4661 E.K. sayılı ilâmıyla [Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 10 yıllık süre içinde tapu kaydına dayalı olarak açılan orman kadastrosuna itiraz davası niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede dava tarihinden önce yapılan ve 07.11.2001 ilâ 07.05.2002 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması vardır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve davacının dayandığı dayanak tapu kaydının sınırları itibariyle taşınmaza uymadığı belirlenerek hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına,] karar verilmiş, davacı vekilinin karar düzeltme istemi sonrasında Dairenin 05/11/2012 gün ve 2012/9575 – 12068 E.K. sayılı ilâmıyla “davacı tarafın dayandığı Eylül 1951 tarih ve 3 nolu tapu kaydının Gündoğmuş Asliye Hukuk Mahkemesinin 18/7/1951 gün ve 1950/91 E.-1951/45 K. sayılı (o tarihte uygulamada olan yasa nedeniyle hasımsız açılan) tescil ilâmı ile oluştuğu ve tescil krokisi olduğu dairece getirtilen iade kararından anlaşılmaktadır. Mahkemece tapu kaydının ilk oluşumundan itibaren tüm gitttileri ve varsa revizyonları ve tescile dayanak krokisi getirtilmemiş ve yapılan keşiflerde tapu kaydında geçen mevki ve hudutlar yöreyi iyi bilen yaşlı yerel bilirkişilerden sorulmak suretiyle sağlıklı bir uygulama yapılmamıştır. Dayanılan tapu kaydının tescil krokisi getirtilerek en yakın kadastro parselleri ile irtibatlandırılmak suretiyle kadastro paftası üzerinde ve zemine aplike edilmek suretiyle taşınmaz yeri fen bilirkişi tarafından saptanmadığı gibi iki ayrı keşif sonrası düzenlenen fen bilirkişi raporlarındaki uygulama ve taşınmaz yerinin belirlenmesine ilişkin çelişki de giderilmemiştir. Bu durumda tapu kaydının bu yere uyduğu ya da uymadığı söylenemez. Bu nedenle; Dairenin, 27/03/2012 gün ve 2012/3093 – 2012/4661 E.K. sayılı yerel mahkeme hükmünün onanmasına ilişkin ilâmının kaldırılarak davacı tarafın dayandığı ve dava dilekçesi ekinde mahkemeye sundukları Eylül 1951 tarih ve 3 numaradan gelen 05/08/2003 tarih 3 nolu tapu kaydının ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ile tescil krokilerinin varsa revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları ile komşu parsel tutanak ve dayanaklarının, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler kurulu dışında halen Çevre ve
-2- 2016/7258-2018/3978
Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; orman kadastrosu yapıldığına göre, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yapılacak uygulamada taşınmazın konumu belirlenmeli ve tapu kaydına dayalı olarak açılan davanın niteliğine göre dayanılan tapu kaydının dava konusu taşınmaza uyup uymadığı ve kapsamı belirlenmeli, hudutları irdelenmeli, yerel bilirkişilerin bilmediği yönlerde gerekirse kadastro tesbit tutanak bilirkişileri ile davacı tanıkları dinlenmeli, tescil krokisi dava konu taşınmaza en yakın kadastro parselleri ile irtibatlandırılmak suretiyle kadastro paftası üzerinde de aplike edilerek taşınmazın gerçek yeri fen bilirkişi tarafından saptanmalı, bundan sonra kesinleşen komşu kadastro parsellerinin dayanak tapu ya da vergi kayıtları varsa bunlar dahi zemine uygulanarak dayanılan tapu kaydı hudutları denetlenmeli, tapu kaydının dava edilen yere uymadığının saptanması halinde veya kadastro sırasında başka parsellere revizyon gördüğünün ve miktarı kadar kayıt maliki lehine kadastro tesbitinin yapıldığının anlaşılması halinde ise, 6831 sayılı Kanunun değişik 11. maddesine göre tapu kaydı dışında zilyetliğe dayalı olarak orman kadastrosuna itiraz davası olarak tapu iptali ve tescil davasının açılamayacağı düşünülmeli” denilerek bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamına uyulması sonrasında mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 10 yıllık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraz davası niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede dava tarihinden önce yapılan ve 07.11.2001 ila 07.05.2002 tarihleri arasında ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması vardır.
Dosya kapsamına, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu anlaşıldığına, taşınmazın genel arazi eğiminin %45-60 olup içerisinde 60-80 yaşlarında 8 adet saçlı meşe, dere içerisinde 10 adet 10-60 yaşlarında çınar ağacı ile münferit olarak sandal, kermes meşesi ve menengiç ağaççıkları bulunduğu, taşınmazda herhangi bir tarımsal faaliyet bulunmadığı, davacının dayandığı tapu kaydı kapsamında da kalmadığı saptanarak yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 28/05/2018 günü oy birliği ile karar verildi.