14. Hukuk Dairesi 2018/5662 E. , 2019/7234 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 25.11.2008 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayanan tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 31.03.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalı ...’ın 22.07.1999 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile 195 parsel sayılı taşınmazdaki hak ve hisselerini davalı ...’e sattığını, Atakan’ın da aynı hisseyi 26.07.1999 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile müvekkili davacıya sattığını, davacının taşınmazı teslim aldığını, bedelin ödendiğini, tapu kaydına şerh verildiğini ileri sürerek davalı ... adına kayıtlı payın iptali ile müvekkili davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... Çelik 19.02.2009 tarihli duruşmada, davalı ... vekili 12.03.2009 tarihli duruşmada "davayı kabul ettiklerini" beyan etmişlerdir.
Davalı ...’ın yargılama devam ederken ölümü üzerine davaya dahil edilen bir kısım dahili davalılar 19.02.2015 tarihli duruşmada "davayı kabul ettiklerini" beyan etmişlerdir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, dahili davalı ... temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre dahili davalı ...’ın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş; bu nedenle reddi gerekmiştir.
2-Dahili davalı ...’ın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297/2. maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Somut olayda; mahkemece davanın kabulü ile 195 parseldeki davalı payının iptali ile davacı adına tapuya tesciline, karar verilmiş ise de, dava konusu taşınmazın 1920/3840 payı davalıların murisi ... adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. İptaline ve tesciline karar verilen payın murisin üzerine kayıtlı olduğu gözetilmemesi ve miktarının açık, infaza elverişli şekilde gösterilmemesi doğru görülmemiş ise de, bu husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438/7. maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle dahili davalı ...’ın diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte yazılı nedenlerle hüküm sonucunun 1. bendinde yazılı olan "parseldeki" kelimesinden sonra gelen ‘’davalı payının’’ kelimelerinin hüküm sonucundan çıkartılarak, yerine "davalıların murisi ... adına tapuda kayıtlı olan 1920/3840 oranındaki payın" ibarelerinin yazılmasına, hükmün DÜZELTİLMİŞ ve değiştirilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 31.10.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.