![Abaküs Yazılım](/3.png)
Esas No: 2015/2884
Karar No: 2015/4219
Karar Tarihi: 17.09.2015
Özel belgede sahtecilik - Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/2884 Esas 2015/4219 Karar Sayılı İlamı
23. Ceza Dairesi 2015/2884 E. , 2015/4219 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : 13/03/2009
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanıklara atfedilen özel belgede sahtecilik suçu için suç tarihinin bu suça konu sahte özel belgenin ilgili banka şubesine ibraz edildiği 01/08/2008 günü, nitelikli dolandırıcılık suçu için ise suç tarihinin sanık ... adına son banka kredili banka mektubunun tahsis edildiği 08/08/2008 günü olduğu anlaşılmasına karşın karar başlığında suç tarihinin 13/03/2009 olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak düşünülmüştür.
Sanıklardan ...’ın İzmir İli, Buca İlçesinde büfe işlettiği, adı geçen sanığın suç tarihinden önce bir gıda firmasının bayiliğini almak için girişimlerde bulunduğu, söz konusu firma tarafından kendisinden banka teminat mektubu istenmesi üzerine sanık
..."ın 01/08/2008 tarihinde ... Buca Şubesine başvurarak banka kredili teminat mektubu talebinde bulunduğu, sanık tarafından gösterilen teminatların banka tarafından yetersiz görülerek kendisinden bir gayrimenkul ipoteği istenmesi üzerine bu kez sanığın mahalleden tanıdığı diğer sanık ..."ın yanına giderek kendi evini ipotek olarak göstermesi için ricada bulunduğu, sanık İsa’nın bu teklifi kabul ederek sanık ... ile birlikte ... Buca Şubesine gidip tapuda kendi adına kayıtlı olan İzmir İli, Buca İlçesinde bulunan bir adet daireyi teminat olarak gösterdiği, ancak sanık İsa tarafından teminat olarak gösterilen bu dairenin aile konutu olduğu, bu nedenle banka görevlilerinin söz konusu daire üzerine ipotek konulması için eşinden muvafakatname getirmesini istedikleri ve buna ilişkin matbu bir belgeyi sanık İsa"ya verdikleri, ancak adı geçen sanığın bu belgeyi eşi tanık ..."a imzalatıp bankaya iade etmesi gerekirken, diğer sanık ..."ın bilgisi ve yönlendirmesi ile söz konusu belgenin ilgili kısmını eşinin yerine imzaladığı ve bu şekilde oluşturduğu sahte belgeyi banka görevlilerine ibraz ettiği, banka tarafından sanıklarca gösterilen teminatların yeterli görülmesi üzerine sanık ... lehine 06/08/2008 tarihinde 25.000 TL, 08/08/2008 tarihinde ise 75.000 TL olmak üzere toplamda 100.000 TL’lik teminat mektubu verildiği, yine aynı sanık adına 10.000 TL’lik kredili bankomat, 5.000 TL’lik de kredi kartı limiti tahsis edildiği, sanık ...’ın katılan bankadan aldığı teminat mektuplarını bayiliğini almak istediği gıda firmasına ibraz ettiği, ancak adı geçen sanığın yükümlülüklerine riayet etmemesi nedeniyle teminat mektuplarının nakde dönüştürüldüğü, sanık ...’nin diğer borçlarını da ödemeyerek ortadan kaybolduğu, bilahare sanık ...’ın eşi ..."ın oturmakta olduğu aile konutu üzerine eşi tarafından oluşturulan sahte muvafakatnameye istinaden ipotek konulduğunu öğrenmesi üzerine Aile Mahkemesine dava açtığı, Aile Mahkemesinin 2009/334 esas sayılı dosyasında görülen dava sırasında suça konu muvafakatnamedeki imzanın tanık ..."a ait olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırıldığı ve muvafakatnamedeki imzanın tanık ..."ya ait olmadığının tespit edilmesi üzerine 24/11/2009 tarihinde davanın kabulüne ve ipoteğin kaldırılmasına karar verildiği,bu şekilde her iki sanığın fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek sahte olarak oluşturdukları özel belge niteliğindeki kredi tahsisinde kullanılan muvafakatnameyi sanık ... adına kredili teminat mektubu verilmesini sağlamak amacıyla ilgili banka şubesine verdikleri ve bu sayede adı geçen sanık adına tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağladıkları,böylelikle her iki sanığın üzerlerine atılı özel belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarının işlediklerinin iddia edildiği somut olayda;
1-Sanıklar hakkında özel belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanıkların aşamalardaki savunmalarına, tanık beyanlarına, banka yazılarına, bilirkişi raporuna ve tüm dosya kapsamına göre; sanıkların sahte olarak oluşturdukları kredi tahsisi için gerekli muvafakatnameyi, krediye teminat oluşturan evin üzerine ipotek konulmasını sağlamak amacıyla ilgili banka şubesine ibraz ettikleri, bu şekilde sahte özel belgeyi kullandıkları anlaşıldığından sanıkların üzerlerine atılı özel belgede sahtecilik suçundan mahkûmiyetlerine yönelik kabulde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar müdafilerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
2-Sanıklar hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanıkların aşamalardaki savunmalarına, tanık beyanlarına, banka yazılarına, bilirkişi raporuna, Aile Mahkemesinin 24/11/2009 tarih ve 2009/334 Esas, 2009/1000 Karar sayılı ipoteğin kaldırılmasına ilişkin ilamı ile tüm dosya kapsamına göre; sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde birlikte hareket ederek katılan banka tarafından sanık ...’a 5411 sayılı Bankacılık Kanunun 48. maddesi uyarınca kredi olarak kabul edilen banka teminat mektubu verilmesini sağlamak amacıyla sanık ...’ın bilgisi ve yönlendirmesi ile diğer sanık ... tarafından oluşturulan ve tapuda adı geçen sanık adına kayıtlı olan aile konutu niteliğindeki taşınmaz üzerine ipotek konulmasına sahte muvafakatnameyi bankaya ibraz ettikleri bu şekilde sanık ... adına verilmemesi gereken bir teminat mektubunun verilmesini sağladıkları anlaşılmış olup, açıklanan nedenlerle sanıkların müsnet suçtan mahkumiyetlerine yönelik kabulde herhangi bir isabetsizlik görülmemiş, sanıklara atfedilen dolandırıcılık suçunun başkasının yararına haksız kazanç sağlanması suretiyle de işlenebilecek olması nedeniyle tebliğnamedeki sanık ...’ın atılı suçtan beraat etmesi gerektiği yönündeki görüşe iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar müdafilerinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak ;
5237 Sayılı TCK"nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f), (j) ve (k) bentlerinde belirtilen nitelikli hallerde suçtan elde edilen haksız menfaati belli ise; TCK"nın 52. madde hükmü de gözetilmek sureti ile haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde temel adli para cezası aynı Kanun"un 61. maddesi uyarınca gün olarak belirlenerek artırım ve indirimler gün üzerinden yapıldıktan sonra, ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı 52/2. madde hükmü gereğince 20-100 TL arasında takdir edilecek miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerekirken yerel mahkemece elde edilen haksız menfaatin iki katı yerine üç katından az olamaz denilmek suretiyle yazılı şekilde ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17/09/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.