14. Hukuk Dairesi 2016/12041 E. , 2019/7224 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar ve birleştirilen davada davacılar vekili tarafından, davalı ve birleştirilen dava davalısı aleyhine 25.05.2015 ve 14.04.2016 gününde verilen dilekçeler ile mirasın hükmen reddi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18.05.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, mirasın hükmen reddi isteğine ilişkindir.
Davacılar vekili, asıl davada davalı ...’a karşı ve birleştirilen davada davalı ...’a karşı açtıkları mirasın hükmen reddi davasında, 08.01.2007 tarihinde ölen müvekkillerinin babası ve miras bırakanı ..."nın terekesinin borca batık olması nedeni ile mirası hükmen reddi tespitini istemiştir.
Davalı ve birleştirilen dava davalısı vekilleri, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, murisin ölüm tarihi itibariyle terekesinin açıkça borca batık olup olmadığının ve mirasçıların terekeyi kabul anlamına gelen işlemler yapıp yapmadıklarının araştırılması gerekmektedir. Türk Medeni Kanununun 605/2 maddesi hükmü gereğince mirasın hükmen reddine (terekenin borca batık olduğunun tespitine) ilişkin talepler, süreye tabi olmayıp mirasçıların iyiniyetli ya da kötüniyetli olmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler ve tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Ayrıca TMK"nun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına ilişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması zorunludur.
Yasal mirasçılar, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya miras bırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işleri yapmamış olmaları veya terekeyi sahiplenmemiş bulunmaları halinde terekenin ölüm tarihinde borca batık olduğu yönünde tespit kararı verilmesini isteyebilirler. Terekeyi sahiplenmiş olan veya sahiplenme anlamına gelen işleri yapan mirasçıların, bundan sonra terekenin borca batık olduğunu ileri sürmeleri Türk Medeni Kanununun 2. maddesindeki dürüstlük kuralına aykırı olur. Hakkın açıkça kötüye kullanılmasını da hukuk düzeni korumaz.
Somut olayda, miras bırakan ..."ya ait 1543 parselin 300 metrekarelik kısmının temliken tescili talebi ile davacı ... tarafından, ..., ..., ...’ya karşı (Kapatılan) Hüyük Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada 2007/30 Esas, 2008/114 Karar sayılı ilamı ile ...’nın miras payı düşüldükten sonra hesaplanan bedelin diğer mirasçılar ..., ..., ... tarafından 17.09.2009 ve 09.02.2009 tarihlerinde alınmış olması, Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesi anlamında, tereke mallarını kendisine maletme (mirasın benimsenmesi) anlamına gelir ve mirasçılar ret hakkından yoksun kalırlar. Mirasçı olan davacılar, tereke mallarını sahiplenmiş olduğundan, mirası ret hakları düşmüştür. Öyleyse davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31.10.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.