Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/23134
Karar No: 2013/1396

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2012/23134 Esas 2013/1396 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, malullük aylığı bağlanarak, ödenmeyen maluliyet aylıklarına ilişkin olarak 1,00 TL'nin yasal faiziyle birlikte tahsilini istemiştir. Ancak, mahkeme isteği reddetti. Davacı, sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başlanılan 01.01.1995 tarihi itibarıyla malullük arızası ile işe başladığı için maluliyet aylığı başvurusu reddedilmiştir. Türkiye ile Almanya arasındaki Sosyal Güvenlik Sözleşmesi'nin konuya ilişkin maddesi, sigortalılık süresi için belirlenir. Ancak, tasfiye edilen sigortalı hizmetleri artık her iki ülke mevzuatına göre geçersiz sayılır. Bu nedenle, 3201 sayılı Yasanın 5. maddesi uyarınca davacının Türkiye'deki sigorta girişi 29.04.1992 tarihi olarak belirlenmiştir. Malül sayılmayı gerektirecek hastalık veya arızanın tespiti Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu Raporu veya Adli Tıp Kurumu raporu ile yapılır. Ancak, yapılacak araştırmalar sonucunda hüküm verilmeden önce çelişki varsa bu çelişki, Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu veya Tıp fakültesinin Anabilim Dalı uzmanlarından oluşan kurullarla giderilmelidir.
Kanun maddeleri:
2925 sayılı Yasa, 2926 sayılı Yasa, 5510 sayılı Yasa, 3201 sayılı Yasa, Sosyal Güvenlik Sözleşmesi'nin 29. maddesi
10. Hukuk Dairesi         2012/23134 E.  ,  2013/1396 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi


    Davacı, malullük aylığı bağlanarak, ödenmeyen maluliyet aylıklarına ilişkin olarak, şimdilik 1,00 TL’nin yasal faiziyle birlikte tahsilini istemiştir.
    Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin reddine karar vermiştir.
    Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    01.01.1995-01.01.1997 tarihleri arası dönemde 2925 sayılı Yasa kapsamında isteğe bağlı, 30.06.2009 tarihinden itibaren de 2926 sayılı Yasa kapsamında zorunlu sigortalılığı bulunan davacı, 23.10.2010 günlü talep ve 04.02.2011 günlü ödemeyle, Almanya’da geçen 01.01.1981-02.09.1983 tarihleri arası 962 gün (2yıl 8 ay 2 gün) yurt dışı şürelerini 5510 sayılı Yasanın 4/I-b bendi kapsamında borçlanmıştır. Öte yandan 04.10.2010 günlü Alman mercii hizmet cetveline göre 01.05.1980-02.08.1982 tarihleri arası yurt dışı çalışmaları bulunduğu anlaşılan davacı, aynı tarihli tercümeli merci yazısı ve eki sigorta durumunu gösterir belgeye göre, borçlanmaya konu yapılan 01.05.1980-02.09.1982 tarihleri arası Almanya çalışmalarına ait primlerini 25.03.1985 tarihli kararla iade alarak tasfiye etmiştir.
    İlk kez 20.10.2011 günlü dilekçeyle maluliyet aylığı isteminde bulunan davacının bu istemi, 5510 sayılı Yasanın 25.ve devamı maddelerine göre, çalışma gücünün %60’nın kaybedildiği, ancak, sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başlanılan 01.01.1995 tarihi itibarıyla, maluliyetini gerektirecek arıza ile işe başlanmış olması nedeniyle red edilmiştir.
    İş bu dava ile davacı sigortalı; malullük aylığı bağlanarak, ödenmeyen aylıklara ilişkin olarak şimdilik 1,00 TL’nin yasal faiziyle birlikte tahsilini istemiştir.
    Mahkeme, 01.01.1995 sigorta girişini esas almak suretiyle ve anılan bu tarih itibarıyla yapılan araştırma ve değerlendirmelere göre, Kurum işlemini yerinde bularak, davanın reddine karar vermiştir.
    Türkiye Cumhuriyeti ile Almanya Federal Cumhuriyeti arasında aktedilen Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin, konuya ilişkin 29.maddesinin 4.bent hükmü, bir kimsenin Türk sigortasına girmeden önce, Alman rant sigortasına girmiş bulunması halinde, rant sigortasına giriş tarihinin, Türk sigortasına giriş tarihi olarak kabul edileceğini belirtmekle birlikte, anılan hükmün uygulanabilirliği, her iki ülke mevzuatına göre dikkate alınabilecek bir sigortalılık süresinin bulunması halinde mümkündür.
    Sigortalı hizmetlerin tasfiye edilmesi halinde, tasfiyeye uğramış hizmetlerin sosyal sigorta hukuku açısından geçerliliğini yitirmiş sayılması ve artık her iki ülke mevzuatına göre nazara alınabilecek bir sigortalılık süresi kalmayacağından, Türkiye Cumhuriyeti ile Almanya Federal Cumhuriyeti arasında aktedilen Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin, konuya ilişkin 29.maddesinin 4.bent hükmü uyarınca, rant sigortasına giriş tarihinin,Türkiye’de sigorta başlangıcı olarak sayılması mümkün olmayacaktır.Kuşkusuz bu takdirde, sigorta girişi, 3201 sayılı Yasanın 5.madde hükmü çerçevesinde belirlenmesi gerekecektir.
    3201 sayılı Yasanın konuya ilişkin 5.madde hükmü dikkate alındığında ise, davacının Türkiye’deki sigorta girişi 29.04.1992 tarihi olacaktır.
    Öte yandan, malül sayılmayı gerektirecek hastalık veya arızanın bulunup bulunmadığının tespitinde izlenecek yol, 5510 sayılı Yasanın 95. maddesinde (Mülga 506 sayılı Yasanın 109. maddesi) hükme bağlanmıştır. Buna göre, Kurum sağlık tesislerince düzenlenen raporlara dayanılarak verilen kararlara karşı Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulundan rapor alınmalı, söz konusu kurul raporlarının kurumu bağlayacağı, ancak, diğer ilgilileri bağlamayacağı dikkate alınarak, itiraz halinde, Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesinden alınacak rapora göre, karar verilmeli; Yüksek Sağlık Kurulu Raporu ile, Adli Tıp Kurumu raporu arasında çelişki bulunması halinde ise, Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan veya Üniversitelerin Tıp fakültelerinin konuya ilişkin Anabilim Dalı uzmanlarından oluşturulacak kurullardan alınacak raporla bu çelişkinin giderilmesi gerekir. Şu halde, yapılması gereken iş; davacının 29.04.1992 sigorta girişi dikkate alınarak, yukarıda bahsedilen prosedür kapsamında yeniden ve usulünce yapılacak araştırma ve değerlendirme sonuçlarına göre, karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 07.02.2013 gününde oy birliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi