20. Hukuk Dairesi 2016/8638 E. , 2018/3971 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVALILAR : Hazine-Orman Yönetimi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı 26/01/2016 havale tarihli dava dilekçesi ile; ... ilçesi,... köyü 130 ada 243 nolu parsel sayılı taşınmazın bitişik orman parselinde bırakıldığını ileri sürerek tespitinin iptal edilerek taşınmazın adına tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, yapılan keşif sonrasında dava edilen taşınmazın... köyü 130 ada 490 parsel sınırları içinde kaldığı anlaşılmış, yargılama sonunda davacının davasının kabulüne, dava konusu ... ili ... ilçesi... köyü 130 Ada 490 parsel numaralı taşınmazın, fen bilirkişisi .... "nın 22/10/2015 havale tarihli raporunda (A) harfi ile gösterilen 1.661,62 m2 miktarındaki kısmının, davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, taşınmazın (B) harfi ile gösterilen 320,21 m2 miktarındaki kısmının yol olarak gösterilmek suretiyle tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraz ile tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede, tespit tarihinden önce, orman kadastrosu yapılarak, 09.06.1994 - 09.12.1994 ilan edilerek kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde 2011 yılında ilanı yapılan genel arazi kadastrosu sırasında, dava konusu 130 ada 490 parsel sayılı taşınmaza ilişkin kadastro tespit tutanağı düzenlenmediği, 3402 sayılı Kanunun 22/son maddesi hükmü uyarınca, taşınmazın içinde bulunduğu alanın, 130 ada 490 parsel numarası altında, orman niteliği ile tapu kütüğüne aktarıldığı anlaşılmaktadır.
Zaman bakımından kadastro mahkemesinin görev ve yetkisini düzenleyen 3402 sayılı Kanunun 26. maddesine göre mahkemenin yetki ve görevi, taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar. Kadastro mahkemesinin davayı görebilmesi için dava konusu taşınmaz hakkında tespit tutanağı düzenlenmesi ve yasal süre içerisinde dava açılmış olması gerekir.
Görev kamu düzenine ilişkin olup, istek olmasa bile yargılamanın her aşamasında resen gözetilmelidir. Kaldı ki; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 28.11.2007 gün ve 2007/20-909 Esas- 2007/891 Karar sayılı kararı da bu yöndedir.
O halde, bütün bu maddi ve hukuki olgulara göre, dava konusu taşınmaz hakkında tespit tutanağı düzenlenmediğinden, işin esasına girilmeksizin görevsizlik kararı verilerek, davanın genel mahkemelere gönderilmesi kararı verilmesi gerekirken davanın esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 28/05/2018 günü oy birliği ile karar verildi.