11. Hukuk Dairesi 2018/3155 E. , 2019/4731 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 04/04/2017 tarih ve 2014/425 E- 2017/186 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 19/04/2018 tarih ve 2017/1624 E- 2018/443 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı kurum ve davalı şirket vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 2006/39880, 2006/39884, 2006/39881 ve 2006/39882 sayılı ve "Serplus+ Şekil", "Sersmart +Şekil", "Sertime+ Şekil", "Sertrust+ Şekil" ibareli markaların sahibi olduğunu, davalı şirketçe yapılan 2012/78825 sayılı "MERTRANS" ibareli marka başvurusuna iltibas, tanınmışlık ve kötü niyet vakıalarına dayalı olarak yaptıkları itirazın nihai olarak TPMK YİDK tarafından reddedildiğini ileri sürerek, davaya konu YİDK kararının iptalini ve başvuruya konu markanın hükümsüz kılınarak sicilden terkin edilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili, davanın 2 aylık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, “MER” ve “SER” ibareleri arasında piyasa koşulları nezdinde bir benzerlik yahut karıştırmanın da söz konusu olmadığını, her iki firmanın tescilli markalarının hem görsel hem de işitsel olarak birbirlerinden farklı olduğunu, müvekkilinin “MERTRANS” ibaresini ilk olarak 17.09.2002 tarihinde tescil ettirdiğini, davacı yanın o tarihten beri MERTRANS markasından haberdar olmasına rağmen bugüne kadar sessiz kaldığını, bu sebeple iddia ve talepleri yönünden zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı kurum vekili, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve bilirkişi raporu doğrultusunda, başvuru markası kapsamında bulunan 35 ve 39. sınıfta yer alan mal ve hizmetlerin, davacı yanca itiraza mesnet olarak gösterilen markalar kapsamında da yer aldığı, davacı markalarının esas unsurunu oluşturan “Sertrans” ibaresi ile dava konusu “Mertrans” ibaresinin telaffuzunun karıştırılmaya müsait bir şekilde benzer olduğu, markaya bir bütün olarak bakıldığında ortalama tüketicilerin 35.
ve 39. Sınıfta yer alan tüm hizmetler bakımından markaları karıştırma ihtimalinin bulunduğu, davacı markasının lojistik sektöründe tanınmış marka olduğu, ancak davalı marka başvurusunda yer alan 40. Sınıftaki hizmetler yönünden 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesinin şartlarının oluşmadığı, davacının davalı başvurusunun kötü niyetle yapıldığına ilişkin iddialarını ispat edemediği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, TPMK YİDK"in 2016-M-10665 sayılı kararının 35. sınıfta yer alan "reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler (ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri dahil), büro hizmetleri, açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri", 39. sınıfta yer alan "araba parkları hizmetleri, garaj kiralama hizmetleri, tekne barındırma hizmetleri, boru hattı ile taşıma hizmetleri, elektrik dağıtım hizmetleri, su temin hizmetleri, taşıt ve malları kurtarma hizmetleri, çöplerin depolanması ve taşınması hizmetleri, atıkların toplanması ve taşınması hizmetleri" yönünden kısmen iptaline, başvuruya konu markanın yukarıda zikredilen mal ve hizmetler bakımından hükümsüz kılınarak sicilden terkinine karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekillerince ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı kurum ve davalı şirket vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava, davalı kurum kararının iptali ile başvuruya konu markanın hükümsüz kılınması istemlerine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalılar vekillerince yapılan istinaf başvurusu bölge adliye mahkemesince, yazılı gerekçelerle esastan reddedilmiştir. Ancak davalı şirket vekili cevap dilekçesiyle, kurum kararının iptaline ilişkin davanın 2 aylık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı itirazını ileri sürmüş olup, ilk derece mahkemesince, davacının YİDK kararını 12.07.2014 tarihinde tebliğ aldığı davanın ise 12.09.2014 tarihinde açıldığı gerekçesiyle hak düşürücü süre itirazının reddine karar verilmiştir. Dosya arasında davaya konu marka başvurusuna ilişkin TPMK işlem dosyası bulunmadığından davanın 2 aylık hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı anlaşılamamaktadır. Davalı şirketçe bu husus bir istinaf sebebi olarak ileri sürülmüşse de bölge adliye mahkemesince karar yerinde bu itiraza ilişkin olarak bir değerlendirme yapılmadığı görülmektedir. Bu itibarla, bölge adliye mahkemesince, hak düşürücü süre itirazı hususunda işlem dosyası getirtilmeden eksik incelemeye dayalı olarak verilen ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerekirken aksi düşüncelerle başvurunun esastan reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davalı şirket vekilinin sair temyiz itirazları ile davalı kurum vekilinin tüm temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı şirket vekilinin temyiz isteminin kabulü ile, İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı şirket ve davalı kurum vekillerinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 24/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.