1. Hukuk Dairesi 2019/2425 E. , 2019/6763 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
ASLİ MÜDAHİLLER : ... V.D.
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece iddianın ispatlandığı gerekçesiyle davacı ... yönünden tapu iptali ve tescil davasının kabulüne, asli müdahiller yönünden ise davanın reddine karar verilmiş, asli müdahiller vekilinin istinaf başvurusunun ... Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesince 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin olarak verilen karar asli müdahiller vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 19.12.2019 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden asli müdahil vekili Avukat gelmedi, temyiz edilen davacı vekili Avukat ... ve davalı ... vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı, dava dışı eşi ...’i ... 6.Noterliğinin 10.01.2005 tarih ve 19403 yevmiye numarası ile satış yetkisini de içerir şekilde vekil tayin ettiğini, vekilin anılan vekaletnameyi kullanarak maliki olduğu 1852, 1853 ve 3816 parsel sayılı taşınmazlarını davalı kayınpederine devrettiğini, işlemin bilgisi ve onayı dışında gerçekleştiğini, kendisine bir bedel de ödenmediğini ileri sürerek, tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuş, aşamada ise davayı kabul etmiştir.
Asli müdahiller, davacı tarafından davalıya devredilen çekişme konusu taşınmazlara komşu 1854 parsel sayılı taşınmazın maliki olduklarını, devir sırasında kendilerine ön alım hakkından kaynaklanan bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmediğini ileri sürerek, tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkemece, iddianın ispatlandığı gerekçesiyle davacı ... yönünden tapu iptali ve tescil davasının kabulüne, asli müdahiller yönünden ise davanın reddine karar verilmiş, asli müdahiller vekilinin istinaf başvurusu ... Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesince 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddedilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının ... 6.Noterliğinin 10.01.2005 tarih ve 19403 yevmiye numarası ile satış yetkisini de içerir şekilde dava dışı eşi Tansel’i vekil tayin ettiği, vekil Tansel’in çekişme konusu 1852, 1853, 3816 parsel sayılı taşınmazları davalı kayınpederine sattığı, davalı ... tarafından 28.02.2017 tarihli oturumda davanın kabul
./..
edildiği, harç yatırılmak suretiyle 11.04.2017 tarihinde asli müdahiller vekili ... tarafından verilen dilekçe ile, yapılan devirlere karşı ... 10.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/168 Esas sayılı dava dosyasında çekişme konusu taşınmazlara komşu 1854 parsel sayılı taşınmazın maliki olduklarından bahisle önalım hukuksal nedenine dayalı olarak tapu iptali ve tescili davası açıldığını, bu dava dosyasının bekletici mesele yapılarak sonucuna göre karar verilmesi talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır.
HMK"nın 308. maddesine göre kabul bir tarafın, diğer tarafın davadaki talebine muvafakat etmesidir. Yine HMK’nın 311. maddesine göre kabul kesin hükmün sonuçlarını doğurur. Davalı duruşma sırasında davayı kabul etmiş olup bu durumda başka hiçbir delil toplanmasına gerek kalmaksızın mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olması kural olarak doğrudur.
Ancak, burada araştırılması gereken diğer konu asli müdahiller vekili olarak dilekçe veren Avukat ...’nın talebinin kabul nedeni ile davanın kabulüne etkisinin bulunup bulunmayacağıdır.
Bilindiği gibi uygulamada davaya iki türlü müdahale söz konusudur. Birisi fer’i müdahale olup, bu tür müdahalede katılanın bağımsız hak talebi olmayıp müdahale ettiği tarafla birlikte hareket etmesidir. Örneğin birlikte olduğu taraf kararı temyiz etmediği taktirde kendisi tek başına temyiz talebinde bulunamaz. Asli müdahalede ise, davaya müdahale eden kişi görülmekte olan bir davada o, davanın taraflarının hak sahibi olmayıp, onlardan ayrı ve bağımsız olarak kendisinin hak sahibi olduğunu iddia etmektedir. Olayımızda asli müdahil, davanın şuf’a (önalım) davasını sonuçsuz bırakmak amacı ile açıldığını iddia etmektedir. Bu nedenle, asıl davanın muvazaalı bir sonuç elde etmek için açıldığının ispatında hukuki yararı bulunmaktadır.
Ne var ki, henüz şuf’a (önalım) davası sonuçlanmamış ve korunması gereken bir hakkının varlığı kesin mahkeme kararı ile saptanmamıştır.
Bu durumda asli müdahiller tarafından açılan şuf’a (önalım) davasının sonucunun beklenmesi, o davada asli müdahillerin şuf’aya konu olan devirler üzerinde haklarının bulunduğu kesinleşmiş mahkeme kararıyla saptandığı taktirde (çünkü şuf’a (önalım) davasının herhangi bir nedenle reddi durumunda asli müdahillerin katılım yolu ile açtığı davanın reddi gerekecektir) eldeki davanın asli müdahillerin şuf’a (önalım) davasından doğan haklarını bertaraf etmek amacı ile açılıp açılmadığının mahkemece incelenmesi, davanın danışıklı açıldığı sonucuna varıldığı taktirde, davalının kabulüne rağmen tapu iptali ve tescil davasının reddedilmesi, aksi halde davanın kabul nedeni ile kabulüne karar verilmesi gerekmektedir.
Hal böyle olunca, öncelikle açılan şuf’a (önalım) davasının sonucunun beklenmesi ve eldeki dava bakımından bekletici mesele kabul edilmesi, ondan sonra gerekli inceleme ve araştırma yapılması, toplanan ve toplanacak deliller çerçevesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi isabetsizdir.
Asli müdahillerin bu yöne değinen temyiz itirazlarının kabulü ile, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/1. maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6100 sayılı HMK’nın 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İzmir 8.Asliye Hukuk Mahkemesi’ne, kararın bir örneğinin İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.12.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.