10. Hukuk Dairesi 2013/199 E. , 2013/1323 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkeme, ilâmında belirtildiği üzere davanın kabulüne karar vermiştir.
Hükmü, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1- 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun Geçici 7. maddesi uyarınca davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesidir. Anılan Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur.Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde, re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Somut olayda, davacı, davalı işverenler nezdindeki 10.01.2002 – 05.07.2008 tarihleri arasındaki çalışmalarında 10.01.2002 tarihinden 2006 yılına kadar ... adlı işyerinde, 2006 yılından 05.07.2008 tarihine kadar davalılardan ...’e ait ... isimli işyerinde çalışmalarının tespitini istemiştir. Dosya kapsamından, davalı şirketin işyerine ilişkin 2001/1 dönem ile 2006/12 ayları arasındaki bordrolar Kuruma verilmemesi, davacının, davalılardan ... San. Ltd. Şti’nin işyerinde kabul edilen çalışma dönemlerinde, dinlenen davacı ve davalı bordro tanıklarının davalı ... ... Ltd. Şti’nin işyerinde çalışmalarının bulunmaması, yine davacı adına ... Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesince düzenlenen epikriz raporunda davacının kurumu olarak Bağ – Kur emeklisi olduğunun belirtilmesi değerlendirilmeden, mahkemece, davacının 10.01.2002 – 31.12.2005 tarihleri arasında davalı .... Şti işyerinde ve 01.01.2006 – 28.06.2008 tarihleri arasında davalı ...’e ait ... işyerinde hizmet akdiyle asgari ücret üzerinden çalıştığının tespitine hükmedilmesi, eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır.
Yukarıda belirtilen ilkeler ışığında; davacının, hangi işyerinde, ne kadar süre, hangi tarihler arasında çalışmalarının bulunduğu ve bu çalışmalarının gerçek ve fiili olup olmadığı, ayrıca işin ve işyerinin kapsam ve niteliği tespit edilebilmesi için; davacının, davalılara ait işyerlerindeki çalışma dönemleri net olarak tespit edilmeli; işyerleri ve işverenler arasında ilişki bulunup bulunmadığı, organik bağ olup olmadığı araştırılmalı; davacının, talep döneminde Bağ-Kur sigortalılığı ile çakışan çalışması olup olmadığı ve 506 sayılı Kanunun 3. maddesi kapsamında davacıya aylık bağlanıp bağlanmadığı yöntemince araştırılmalı; zabıta marifetiyle her iki davalının işyerleri adreslerine komşu ve benzeri işleri yapan başka işverenler ile, bu işverenlerin dava konusu dönemde çalışanları tespit edilmeli; tespit edilen komşu işyeri çalışanları ile işverenin bordrolarında dava döneminde kayıtlı çalışmaları bulunan çalışanların re’sen bilgi ve görgülerine başvurulmalı; yeterli ve gerekli tüm soruşturma yapılıp, uyuşmazlık konusu yönler, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; tüm kanıtlar değerlendirilerek karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
2- Kabule göre ise, dosya kapsamından, işverenler ... ve ... San. Ltd. Şti olmasına rağmen gerekçeli kararda 6100 sayılı HMK’nun 297. maddesine aykırı olarak davalılardan ... yerine ... Tic. A.Ş. ve davalılardan ... Ltd. Şti. yerine ...Ltd. Şti yazılması, yine infaza elverişsiz şekilde hükümde bilirkişi raporuna atıf yapılması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalılar vekillerinin, bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm sair yönler incelenmeksizin bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı işverenlere iadesine, 05.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.