19. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/8154 Karar No: 2017/2014 Karar Tarihi: 13.03.2017
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/8154 Esas 2017/2014 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, davalının müvekkili aleyhine başlattığı icra takibinin müvekkilinin haberi olmadığından süresinde itiraz edemediğini ve müvekkilinin borcunun olmadığını belirtti. Davalı ise senetteki imza inkar etmeyerek, davacının borcunu ödemesi gerektiğini savundu. Mahkeme, davacının senetteki imzanın keşideci olarak kendisine ait olmadığını iddia etmediğini ancak davalının yetkili hamil olmadığını kabul edilerek davanın reddine karar verdi. Ancak ciro zincirinde kopukluk olduğundan doğru bir karar verilmediği belirtildi. Kararda ıslah ve tespit davalarında İcra İflas Kanunu'nun ilgili maddeleri (Madde 17, Madde 18, Madde 19 vb.) referans verilerek açıklandı.
19. Hukuk Dairesi 2016/8154 E. , 2017/2014 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını, yapılan takipten müvekkilinin haberi olmadığından süresinde itiraz edemediğini ve takibin kesinleştiğini, müvekkilinin davalıya borcunun olmadığını, müvekkilinin dava konusu bonoyu dava dışı Üçay Mühendislik"e verdiğini ve bedelini ödediğini, davalının meşru hamil olmadığını ve bedelsiz kalan bono nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitini, müvekkilinin haciz baskısı altında ödemek durumunda kaldığı 3.075,81-TL"nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davalı aleyhine %20 kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı asil, davacının senetteki imzasını inkar etmediğini, davacının borcunu ödediğini ispatlaması gerektiğini, beyan ederek davanın reddi ile davacının %20 oranında tazminata mahkum edilmesini istemiştir. Mahkemece toplanan delillere göre, davacının senetteki imzanın keşideci olarak kendisine ait olmadığını iddia etmediği, senedin dava dışı lehtardan davalı hamile intikal ettiği, davacının senetteki ciro silsilesinin bozulduğu yolundaki iddianın, borç ödedikten sonra hamile karşı ileri sürmesinin mümkün olmadığı, hamilin kötüniyetli hareket ettiği ve meşru hamil olmadığının da kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu olan bonoda lehdarın cirosu bulunmamaktadır. Böylece ciro zincirinde kopukluk olduğundan, somut olay bakımından davalının yetkili hamil olduğu kabul edilemez. Mahkemece bu yön değerlendirilmeksizin yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 13/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.