1. Hukuk Dairesi 2016/6741 E. , 2019/6762 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 19.12.2019 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacılar vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen davalılar ... v.d. gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, ketmi verese hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar, kök mirasbırakanları Ömer’den intikal eden 8, 11, 182, 188, 197, 211, 272, 273, 443, 773, 794, 878, 895 ve 1049 parsel sayılı taşınmazların olduğunu, mirasçılardan ... tarafından alınan Bala Asliye Hukuk Mahkemesinin 1963/25 Esas, 1963/161 Karar sayılı veraset ilamında mirasbırakan anneleri Hamidiye’nin yer almadığını, dava konusu 15 parça taşınmazın davalılar adına intikal ettirildiğini, daha sonra Bala Sulh Hukuk Mahkemesinin 1998/250 Esas, 1999/50 Karar sayılı dava dosyası ile veraset ilamının iptaline karar verildiğini ve bu veraset ilamında kendilerinin de mirasçı olarak yer aldıklarını ileri sürüp, geçersiz ve iptal edilen veraset ilamı ile intikal işlemleri yapılan 15 parça taşınmaz yönünden miras payları oranında tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, zamanaşımı itirazında bulunarak davanın reddini savunmuşlardır.
Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece; “...mahkemece kök miras bırakan Ömer’den itibaren alınan ve davacının murisi Hamide’ye isabet edecek paydan davacının payı oranında iptal ve tescile karar verilmesi gerektiği halde infazı olumsuz etkileyecek nitelikte yazılı olduğu gibi karar verilmesi doğru olmadığı gibi, kabul kapsamına alınan 301 parsel sayılı taşınmazın halen kök muris Ömer adına kayıtlı olduğu ve bir intikal (revizyon) işlemi bulunmadığı halde anılan bu parsel yönünden de davanın kabulüne hükmedilmiş olması doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle 301 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın reddine, diğer taşınmazlar yönünden ise iddianın ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayanağı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle ketmi verese olgusu saptanmak suretiyle bozma ilamına uyularak davanın kabul edilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmadığından davalılar vekilinin yerinde bulunmayan sair temyiz itirazlarının reddine.
Davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Bilindiği üzere; tapu iptal tescil davaları kayıt maliki ya da malikleri aleyhine açılır.
Dosya içerisinde mevcut tedavüllü tapu kayıtları incelendiğinde; dava açıldıktan sonra bir kısım davalıların dava konusu taşınmazlardaki paylarını dava dışı üçüncü kişilere devrettikleri anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun(HMK) 125/1. maddesi "Davanın açılmasından sonra, davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devrederse, davacı aşağıdaki yetkilerden birini kullanabilir:
a) İsterse, devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam eder. Bu takdirde davacı davayı kazanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olur.
b) İsterse, davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürür." hükmünü içermektedir.
Anılan düzenleme, kendiliğinden (re"sen) gözetilmesi zorunlu bir usul kuralı olup, mahkemece davacı tarafa seçimlik hakkı hatırlatılarak davayı ne şekilde sürdüreceği sorulmalı ve sonucuna göre işlem yapılmalıdır.
Hal böyle olunca, öncelikle dava konusu 8, 11, 182, 188, 197, 211, 272, 273, 443, 773, 794, 878, 895 ve 1049 parsel sayılı taşınmazların ilk tesis ve tedavüllerini gösterir tapu kayıtları ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) getirtilerek, davalılar adına kayıtlı olan taşınmazlar yönünden kök mirasbıkaran Ömer"den davacıların mirasbırakanı Hamide"ye isabet edecek paydan davacıların miras payları oranında tapu iptali ve tescil hükmü kurulması, yargılama sırasında davalılar tarafından dava dışı üçüncü kişilere temlik edilen taşınmazlar yönünden ise 6100 saylı HMK"nın 125/1. maddesi gözetilerek gerekli usuli işlemler yerine getirildikten sonra işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve eksik soruşturma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalılar vekilinin bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edenler vekili için 2.037.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenlerden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.12.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.