Esas No: 2018/422
Karar No: 2018/363
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2018/422 Esas 2018/363 Karar Sayılı İlamı
T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ HUKUK BÖLÜMÜ ESAS NO : 2018/422 KARAR NO : 2018/363 KARAR TR : 25.06.2018
|
ÖZET: Adli ve idari yargı yerlerince, tarafları, konusu ve sebebi aynı olan dava sebebiyle verilmiş iki ayrı görevsizlik kararı bulun-madığı, bu nedenle 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde belirtilen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı oluşmadığı anlaşıldığından, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN REDDİ gerektiği hk. |
K A R A R
Davacı : Ç. Süt ve Tarım Ürünleri Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Vekili : Av. Ö.K.
Davalı : Selçuk Kaymakamlığı
Vekili : Av. G. E.
O L A Y : Selçuk Kaymakamlığı İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nün 15.3.2017 gün ve 35-2017-18-004 sayılı İdari Para Cezası Yaptırım Kararı ile, Selçuk Gıda, Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürlüğü kontrol görevlilerince 13.12.2016 tarihinde, Belevi Mah. İstasyon Mevkii Kümeevler No:11 Selçuk-İzmir adresinde faaliyet gösteren Ç. Süt ve Tarım Ürünleri Sanayi ve Ticaret A.Ş. ticari unvanlı işyerinden alınan Beyazca marka tam yağlı sade eritme peynir (PN:02, SN:57, STT:01.07.2017) ürününden alınan numunelerin yetkili laboratuarlarda “nişasta aranması” yönünden yapılan analiz sonuçlarının olumsuz olduğunun saptandığından bahisle, davacı adına, 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’nun 24. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı olarak gıdada taklit ve tağşiş yapıldığının tespit edildiği gerekçesiyle, 5996 sayılı Kanun’un 40. maddesinin birinci fıkrasının (l) bendi uyarınca 15.466 TL idari para cezası verilmiş, aynı kurumun 16.3.2017 gün ve ….-E.651172 sayılı yazısı ile davacıya bildirilmiştir.
Selçuk Kaymakamlığı İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nün 17.3.2017 gün ve 35-2017-18-001 sayılı Toplatılma İdari Yaptırım Kararı ile, Ç. Süt ve Tarım Ürünleri Sanayi ve Ticaret A.Ş. ticari unvanlı işyerinden alınan Beyazca marka tam yağlı sade eritme peynir (PN:02, SN:57, STT:01.07.2017) ürününün 5996 sayılı Kanun’un 32. maddesinin birinci fıkrası uyarınca toplatılmasına karar verilmiş, aynı kurumun 17.3.2017 gün ve ….-E.665396 sayılı yazısı ile davacıya bildirilmiştir.
Davacı vekili, idari para cezasının iptali istemiyle adli yargı yerine itirazda bulunmuştur.
SELÇUK SULH CEZA HAKİMLİĞİ: 13.11.2017 gün ve D. İş. No:2017/326 sayı ile, davacı adına verilen idari para cezası ile birlikte ayrıca ürünün toplatılması kararı da verildiği, bu durumda 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 27/8. maddesi uyarınca davanın çözümünün idari yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, verilen karar itiraz edilmeden kesinleşmiştir
Davacı vekili, bu kez, 17.3.2017 tarih ve 35-2017-18-001 sayılı işlemin iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.
İZMİR 1. İDARE MAHKEMESİ; 14.11.2017 gün ve E:2017/986, K:2017/1841 sayı ile, 5996 sayılı Kanun uyarınca ürünler ile ilgili olarak verilen ve idari tedbir kararı olan toplatma kararının iptali istemiyle açılan davanın çözümünün 5326 sayılı Kabahatler Kanunu ve 5996 sayılı Kanun uyarınca adli yargı yerine ait olduğu, Danıştay ve Uyuşmazlık Mahkemesi’nin konu ile ilgili kararlarının da bu yönde olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiş, davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu, İzmir Bölge İdare Mahkemesi 6. İdare Dava Dairesinin 22.3.2018 gün ve E:2018/179, K:2018/466 sayılı kararı ile kesin olarak reddedilmiştir.
Davacı vekilinin 17.5.2018 tarihinde İzmir 1. İdare Mahkemesine vermiş olduğu dilekçesi ile, idari ve adli yargı yerlerince verilmiş olan görevsizlik kararları nedeniyle oluştuğunu ileri sürdüğü olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi istemiyle Uyuşmazlık Mahkemesine Başvurulmasını talep etmesi üzerine, dava dosyası İzmir 1. İdare Mahkemesinin 29.5.2018 tarih ve E: 2017/986 sayılı üst yazısı ile Mahkememize gönderilmiş olup, 1.6.2018 tarihinde kayda girmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Ahmet Tevfik ERGİNBAY, Süleyman Hilmi AYDIN, Aydemir TUNÇ ve Birgül KURT"un katılımlarıyla yapılan 25.06.2018 günlü toplantısında: Raportör-Hakim Gülten Fatma BÜYÜKEREN’in başvurunun reddi yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada başvurunun reddi gerektiği yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;
Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulu’nun 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, “2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, ‘ceza uyuşmazlıkları’ ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının ‘hukuk uyuşmazlığı’ sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar ‘ceza davası’ olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği...” açıkça belirtilmiştir. Bu durum gözetildiğinde, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur.
Uyuşmazlık Mahkemesi’nin görev ve yetkileri, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 158. maddesi ile 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi’nin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 1. maddesinde açıkça gösterilmiş, Mahkeme adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili kılınmıştır.
2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde, “Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir.
Bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, ancak davanın taraflarınca ve ceza davalarında ise ayrıca ilgili makamlarca ileri sürülebilir”, 19.maddesinde, “Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler.
(Değişik ikinci fıkra: 23/7/2008 – 5791/9 md.) Yargı merciince, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir” denilmiştir. Aynı Yasanın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, Selçuk Kaymakamlığı İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdür-lüğü’nün 15.3.2017 gün ve 35-2017-18-004 sayılı İdari Para Cezası Yaptırım Kararı ile, davacı adına, 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’nun 24. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı olarak gıdada taklit ve tağşiş yapıldığının tespit edildiği gerekçesiyle, 5996 sayılı Kanun’un 40. maddesinin birinci fıkrasının (l) bendi uyarınca 15.466 TL idari para cezası verildiği, davacının idari para cezasının iptali istemiyle adli yargı yerine itirazda bulunduğu ve Mahkemece görevsizlik kararı verildiği, bu idari para cezası ile ilgili olarak davacı şirket vekilinin idari yargı yerine dava açıp açmadığı konusunda bir bilgi olmadığı gibi, idari yargı yerince davacı hakkında bu konuda verilmiş bir görevsizlik kararı da bulunmadığı, davacı vekilinin 17.3.2017 tarih ve 35-2017-18-001 sayılı işlemin iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açtığı ve Mahkemece davanın görev yönünden reddine karar verildiği, bu işlem ile ilgili olarak adli yargı yerine davacı şirket vekilinin dava açıp açmadığı konusunda bir bilgi olmadığı gibi, adli yargı yerince davacı hakkında bu konuda verilmiş bir görevsizlik kararı da olmadığı, ancak davacı vekilinin Selçuk Sulh Ceza Hakimliğinin 13.11.2017 gün ve D. İş. No:2017/326 sayılı kararı ile İzmir 1. İdare Mahkemesinin 14.11.2017 gün ve E:2017/986, K:2017/1841 sayılı kararları arasında oluştuğunu ileri sürdüğü olumsuz görev uyuşmazlığın çözümlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesi talebini içeren dilekçesi üzerine, dava dosyasının İzmir 1. İdare Mahkemesince adli yargı dosyası da temin edilmek suretiyle Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda, adli ve idari yargı yerlerince, tarafları, konusu ve sebebi aynı olan dava sebebiyle verilmiş iki ayrı görevsizlik kararı bulunmadığından, 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde belirtilen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı oluşmadığı anlaşıldığından, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan başvurunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.
S O N U Ç : 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde belirtilen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığının bulunmadığı anlaşıldığından, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN REDDİNE, 25.06.2018 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye
Nuri Şükrü Mehmet Ahmet Tevfik
NECİPOĞLU BOZER AKSU ERGİNBAY
Üye Üye Üye
Süleyman Hilmi Aydemir Birgül
AYDIN TUNÇ KURT
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.