11. Hukuk Dairesi 2018/3137 E. , 2019/4728 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 24/05/2017 tarih ve 2016/38 E. - 2017/214 K. sayılı kararın ayrı ayrı davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine-dilekçenin reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 05/04/2018 tarih ve 2018/575-2018/392 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı kurum vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin “Bonyy” esas unsurlu markaların sahibi olduğunu, davalı şahısça yapılan 2014/19991 sayılı, “Yogobonny+Şekil” ibareli marka başvurusuna iltibas ve tanınmışlık vakıalarına dayalı olarak yapmış oldukları itirazın nihai olarak TPMK YİDK tarafından reddedildiğini ileri sürerek, davaya konu YİDK kararının iptalini ve başvuruya konu markanın hükümsüz kılınarak sicilden terkinini istemiştir.
Davalı kurum vekili, kurum kararının yerinde olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı şahıs vekili, müvekkili markasının içerdiği kelime ve şekil unsurlarıyla davacı markalarından farklılaştırıldığını, markalarda ortak unsur olarak bulunan "Bonny" ibaresinin ise İngilizce "iyi, güzel, sağlıklı, çekici" anlamlarına gelip, tescilli olduğu sınıflar bakımından vasıf bildiricisi nitelikte olduğunu, bu nedenle ayırt ediciliği düşük olduğu gibi, kimsenin tekeline bırakılamayacak bir ibare olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve bilirkişi raporu doğrultusunda, davalının "şekil+yogobonny" ibareli başvuru markasıyla davacının "BONNY" ibareli tescilli markaları arasında görsel ve sescil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, taraf markalarında işaret ve mal benzerliği nedeniyle 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesinde belirtilen iltibasın oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı TPMK YİDK"nın 2015-M-10926 sayılı kararının iptaline, diğer davalının 2014/19991 sayılı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.Karara karşı davalılar vekillerince ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davalı kurum tarafından ileri sürülen istinaf itirazlarının yerinde olmadığı, davalı şahsın istinaf harç ve giderlerini eksik yatırdığı, ilk derece mahkemesince davalıya eksik harç ve giderleri ikmal etmesi için HMK’nın 344. maddesine göre usulüne uygun olarak süre verilmişse de, kesin sürenin gereğinin yerine getirilmediği, bu durumda HMK’nın 344. maddesine göre, ilk derece mahkemesince davalının istinafa başvurmaktan vazgeçmiş sayılmasına karar verilmesi gerektiği, bu hususta karar verme yetkisinin ilk derece mahkemesine ait olduğu ancak mahkemece istinaf isteminin reddine karar verilmeden dosyanın istinaf dairesine gönderilmesi halinde, bu konuda bir karar verilmek üzere dosyanın mahalline geri çevrilmeden, doğrudan doğruya istinaf dairesince de istinaf dilekçesinin reddine karar verilebilmesi gerektiği, 1086 sayılı HUMK 434/2. maddesi uyarınca mahkemece temyiz isteminin reddine karar verilmeden, dosyanın Yargıtaya gönderilmesi halinde, doğrudan doğruya Yargıtayca temyiz isteminin reddine karar verilebileceğine dair Yargıtay uygulaması da bu yönde olduğu gerekçesiyle, davalı kurum vekilinin istinaf isteminin esastan reddine, davalı şahıs vekilinin ise istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
Kararı davalı kurum vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı kurum vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı kurumdan alınmasına, 24/06/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.