Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/5040
Karar No: 2018/3234
Karar Tarihi: 24.04.2018

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2017/5040 Esas 2018/3234 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2017/5040 E.  ,  2018/3234 K.

    "İçtihat Metni"

    BÖLGE ADLİYE
    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : 2. Asliye Hukuk Mahkemesi


    Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 19/03/2015 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarının saldırıya uğradığınının tespiti ile davalının kınanması ve kınama kararının yayınlanmasının istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulü ile davalının kınanmasına ve kınama kararının yerel gazetede ilanına dair verilen 29/03/2017 günlü karara karşı davalı tarafın istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede istinaf başvurusunun HMK"nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulüne ve ilk derece mahkemesi olan ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/163-2017/174 sayılı ve 29/03/2017 tarihli kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile davalının kınanmasına ve kınama kararının ayrıca yayınlanmasına yer olmadığına dair verilen 05/10/2017 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    Davacı vekili; müvekkilinin ... Toplum Sağlığı Merkezinde hekim olarak görev yaptığını, Verem Savaş Dispanserinde hekim olarak görev yapan davalının Hamle Gazetesi’nde yazdığı 12/07/2013 tarihli “Kamudaki Ejderha”, 24/04/2014 tarihli “Yaşasın Kötülük”, 30/10/2014 tarihli “Kamusal Alanda Şemsiye”, 11/12/2014 tarihli “Haklar Konusunda Çok İnsaniler”, 16/01/2015 tarihli “Meşgulsün Ama Neyle”, 27/02/2015 tarihli “Kamusal Alanda Bozacının Şahidi Şıracı” başlıklı köşe yazılarıyla müvekkilinin kişilik haklarının ihlal edildiğini belirterek, basın yoluyla kişilik haklarının saldırıya uğradığının tespiti ile davalının kınanması ve kınama kararının yayınlanması istemlerinde bulunmuştur.
    Davalı vekili; müvekkilinin köşe yazılarında kamuda yaşanan sıkıntıları ve kendi hakkındaki idari soruşturmanın süreçlerini aktardığını, yazıların hiçbirinde davacının adının geçmediğini, mobing konusunda farkındalık oluşturmak için yazılan yazıların ifade ve basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece; davalının yazdığı köşe yazılarında kurum içerisindeki aksaklıkları ifade ederken, yasal yollardan hakkını aramış ve işlem sonuçlanmış olmasına rağmen, hak arama özgürlüğünü aşar şekilde kamuoyunu ilgilendirmeyen, haber ve tenkit sınırları dışında davacıyı hedef gösterdiği, sistematik olarak yazı yazıldığı, basın ve hak arama özgürlüğünün aşıldığı, yazıların davacıyı rencide edici mahiyette olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile davacının kişilik haklarının saldırıya uğradığının kabulü ile saldırı nedeniyle davalının ./..
    kınanmasına, kınama kararının Muğla’da yayınlanan yerel gazetede ilanına karar verilmiştir.
    Hükme karşı davalı vekili istinaf talebinde bulunmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince; 24/04/2014 tarihli “Yaşasın Kötülük” başlıklı yazı dışındaki diğer tüm yazıların düşünce açıklaması ve ağır eleştiri kapsamında olduğu ve kişilik haklarına saldırı mahiyetinde olmadığı, 24/04/2014 tarihli “Yaşasın Kötülük” başlıklı yazıda ise davacının hedef alındığının açık biçimde anlaşıldığı, kullanılan ifadelerin eleştiri sınırını aştığı gerekçesiyle; davalı vekilinin istinaf isteminin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile davalının 24/04/2014 tarihli köşe yazısı içeriğinin davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olması nedeniyle davalının kınanmasına, kınama kararının ayrıca yayınlanmasına yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    Matufiyet kelime anlamı olarak; "yöneliklik", "yönelmiş olmaklık" olarak tarif edilmektedir. Özellikle kişilik haklarına saldırı nedeniyle tazminat istemini içeren davalara konu olan matufiyet şartı açıkça kanunda yer almamakla birlikte Yargıtay içtihatlarıyla hukukumuza girmiştir. Matufiyet şartı içtihatlarda adı, sanı, kimliği belli olmasa da ona yöneldiği konusunda kuşku bırakmayacak şekilde ithamlara, yönelimlere yer veren ifadeler olarak kabul edilmektedir.
    Yargısal kararlarda yayım ile şeref ve haysiyetine veya özel yaşamına dolayısıyla kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu iddia eden yönünden varlığı aranan önemli bir koşul olarak tarif edilmiş, matufiyetin varlığını kabul için o yayımda ya kişinin adından açıkça söz edilmesi veya konumunun sıfatının gösterilmesi ya da bunlardan söz edilmese dahi yayım içeriğinden bu kişinin amaçlandığı, yayımın ona yönelik olduğunun anlaşılması veya anlaşılabilir olması şartları aranmıştır.
    Gerçekten, hukuka aykırı eylemde bulunan kişi mağdurun ismini açıkça belirtmemiş veya isnat ettiği fiili üstü kapalı bir biçimde geçiştirmişse, isnadın mahiyetinde ve mağdurun şahsına matufiyetinde tereddüt edilmeyecek derecede karineler varsa, hem isim zikredilmiş, hem de hakaret vaki olmuş sayılır. (Hukuk Genel Kurulu 16/09/2015 gün ve 2014/4-85 esas, 2015/1774 karar)
    Bu ilke ve açıklamalar kapsamında; somut olayda, davalının yazdığı köşe yazılarında kullandığı ifadelerde davacının isminin ve sıfatının belirtilmediği, makul okuyucu çoğunluğunun davalının köşe yazılarındaki sözlerinin muhatabının davacı olduğunu ve yazılarda davacının kastedildiğini anlayamayacağı görülmektedir.
    O halde, davanın matufiyet unsuru gerçekleşmediğinden reddi yerine, kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı yararına bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK 371. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, dosyanın bölge adliye mahkemesine
    GÖNDERİLMESİNE ve davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 24/04/2018 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
    KARŞI OY YAZISI

    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle HMK 355. maddesindeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş olmasına, dava şartları, delillerin toplanması ve hukukun uygulanması bakımından da hükmün bozulmasını gerektirir bir neden bulunmamasına göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün HMK’ın 370/1. maddesi gereğince onanması görüşünde olduğumuzdan sayın çoğunluğun bozma kararına katılmıyoruz.24/04/2018















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi