10. Hukuk Dairesi Esas No: 2011/16508 Karar No: 2013/1285
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2011/16508 Esas 2013/1285 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı, Fatura İnceleme Komisyonu çalışmaları sonucunda yapılan ek ödemelerin iadesi için başlatılan icra takibine itiraz eden davacıya karşı açılan dava, itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemiyle sonuçlandı. İş Mahkemesi, davanın reddine karar verdi. Davacının avukatı, kararı temyiz etti ve yargılamada yapılan hataları ve yanlış uygulamaları belirterek kararın bozulmasını istedi. Mahkeme, davacının talebinin mülga 506 sayılı Kanunun ve 5510 sayılı Yasanın uygulanmasıyla ilgili olmadığından iş mahkemesinin görevli olmadığına hükmetti. Ayrıca, idari yargıda açılması gereken bir dava olduğuna dair bir kanun maddesi bulunduğunu belirterek iş mahkemesinin kararını bozdu. Kanun maddeleri: 506 sayılı Kanunun 134. maddesi, 5510 sayılı Yasanın 101. maddesi, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesi.
10. Hukuk Dairesi 2011/16508 E. , 2013/1285 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Mahkemelerin görevi ve yargı yolu "yasa" ile belirlenmiş olup, kamu düzenine ilişkin olduğundan yargılamanın her safhasında mahkemece resen nazara alınır. (HMK 1. madde) Davacı kurum, davalının Fatura İnceleme Komisyonunda geçen çalışmaları karşılığı yersiz yapılan ek ödeme ve ilave ek ödemelerin faiziyle tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatının tahsilini talep etmiştir. Mülga 506 sayılı Kanunun 134. maddesine ve 5510 sayılı Yasanın 101.maddesine göre, İş Mahkemelerinin görev alanı, anılan Kanunun uygulanmasından doğan anlaşmazlıklarla sınırlıdır. Şu duruma göre, bir uyuşmazlık, şayet mülga 506 sayılı Kanunun veya dava tarihinde yürürlükte bulunan 5510 sayılı Kanunun uygulanmasından doğmamakta ise, o uyuşmazlığın iş mahkemesince çözümlenmesi söz konusu değildir. Meğer ki, bir başka hüküm buna olanak vermiş bulunsun. Dava konusu uyuşmazlık ise, davalının, 13.06.2007 tarih ve 5087 sayılı 2007/46 Fatura Bedellerinin Ödenmesi Genelgesinde tanımlanan komisyona yerel tabip odası temsilcisi olarak ... Tabip odası tarafından talep üzerine görevlendirilmesi sonucu fatura itiraz komisyonunda fiilen çalıştığı sürelerle orantılı olarak yapılan ek ödeme ve ilave ek ödemelerin iadesinden kaynaklanmaktadır. Hal böyle olunca 506 veya 5510 sayılı yasalardan doğmuş bir uyuşmazlık ve dolayısıyla 134’ncü madde gereğince iş mahkemesinin görevli bulunması gibi bir durum söz konusu edilemez. Ayrıca, 134’ncü maddenin Yasaya konuluş nedenleri de bu hususu doğrulamaktadır. Öte yandan; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2’nci maddesine göre kimler aleyhine idari yargıda dava açılabileceği açıklanmış olup, gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişileri hakkında idari yargı yerinde dava açılamayacağı ve dava konusu uyuşmazlığın çözümünde genel mahkemelerin görevli olduğu nazara alınmaksızın, işin esasına girilerek karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, davacı kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 05.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.