10. Hukuk Dairesi Esas No: 2011/16368 Karar No: 2013/1283
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2011/16368 Esas 2013/1283 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı tarafın ödeme yapması sonrası ilk peşin değer yönünden karar verilmeden dava reddedildi. Ancak, yapılan araştırma yeterli değildi. Davacı kurumun rücu alacağının sınırı Anayasa Mahkemesi kararı sonrası değiştiğinden, mahkemenin kabul gerekçesi doğru olsa da, sürekli iş göremezlik oranı ve ödeme iddiası araştırılmalıdır. Mahkeme kararı bu yönleri yeterince incelemediğinden bozuldu. Kanun maddeleri ise 506 sayılı Kanunun 26. maddesi ve 109. maddesi, 5510 sayılı Kanunun “Sağlık Raporlarının Usul ve Esasları”na dair 95. maddesidir.
10. Hukuk Dairesi 2011/16368 E. , 2013/1283 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde, ilk peşin değer yönünden dava açıldıktan sonra davalı tarafından ödeme yapıldığı, bu hususun davacı tarafından da kabul edildiği anlaşıldığından ilk peşin değer ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına, talep ilk peşin değerin üzerinde olduğundan davanın kalan kısmı için reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Davacı kurum, 25.12.2006 tarihinde üzerinde çalıştığı platformu 1-2 metre kaldırarak aracın boya öncesi maskeleme işini yapan Serdal Yaprak’ın seyyar korkuluğu kapalı olmayan platformdan zemine düşerek yaralanması sonucu sigortalıya bağlanan gelir nedeniyle oluşan kurum zararının 506 sayılı yasanın 26. maddesi gereği rücuan tazminini talep etmiş olup, Mahkemece; ilk peşin değer yönünden dava açıldıktan sonra davalı tarafça ödeme yapıldığı, anılan durumun davacı tarafından da kabul edildiğinden bahisle ilk peşin değer için karar verilmesine yer olmadığına, kalan talebin reddine karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Kanunun 26.maddesindeki halefiyet ilkesi uyarınca, Kurumun rücu alacağı; hak sahiplerinin tazmin sorumlularından isteyebileceği maddi zarar (Tavan) miktarı ile sınırlı iken, Anayasa Mahkemesi’nin, 21.03.2007 gün ve 26649 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 23.11.2006 gün ve E:2003/10, K:2006/106 sayılı kararı ile 26.maddedeki “…sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarla sınırlı olmak üzere…” bölümünün Anayasaya aykırılık nedeniyle iptali sonrasında, Kurumun rücu hakkının, yasadan doğan kendine özgü ve sigortalı ya da hak sahiplerinin hakkından bağımsız basit rücu hakkına dönüşmüş olması karşısında, buna ilişkin mahkemenin kabul gerekçesinde bir isabetsizlik yoksa da; Sürekli iş göremezlik ve malullük halinin belirlenmesinde izlenecek yolun ne olduğu 506 sayılı Kanunun 109. maddesinde (2008 yılı Ekim ayı başında yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun “Sağlık Raporlarının Usul ve Esasları”na dair 95. maddesinde) hükme bağlanmıştır. Mahkemece; Sigortalının % 22,00 olarak belirlenen sürekli işgöremezlik oranına ilişkin 25.12.2009 tarihli kontrol kaydı sonucu araştırılmadan, kurum tarafından gönderilen yazılarda anılan kontrol muayenesinin kesinleşip kesinleşmediğine dair bariz çelişki giderilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. O halde yapılacak iş; kontrol kaydı sonucunda sürekli işgöremezlik derecesinde bir değişiklik var ise, bu durum gözetilerek sigortalıya bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin ne olduğu Kurumdan sorulmalı, ödeme iddiası da araştırılarak dayanak belgeler celp edilmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemenin, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki esaslar doğrultusunda yargılama yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 05.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.