Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/10865
Karar No: 2021/2234
Karar Tarihi: 25.02.2021

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2020/10865 Esas 2021/2234 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2020/10865 E.  ,  2021/2234 K.

    "İçtihat Metni"

    Bölge Adliye
    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
    İlk Derece
    Mahkemesi : ... 2. İş Mahkemesi


    Dava, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesince istinaf isteminin esastan reddine dair karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesince verilen kararın temyizen incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM:
    Davacılar vekili; davacıların ... Eczanesi unvanlı eczaneyi işlettiklerini, davalı ..."ın olay tarihinden itibaren 4 yıldır çalıştığını, diğer davalı ..."in ise olay tarihinden 1,5 yıl önceye kadar çalıştığını, davalı ..."ın kendilerine ait eczanede çalışırken olay tarihi olan 28/12/2009 tarihinde işyerinden 1 koli ilaç çaldığını, bunun kamera kaydıyla yakalandığını, davalıların ikrarlarıyla hırsızlık olayını ... ile birlikte yaptıklarını, davalılardan şikayetçi olduklarını, ... 2. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 29/05/2012 tarih ve 2010/545 Esas, 2012/497 Karar nolu kararıyla davalıların güveni kötüye kullanma suçundan suçlu bulunarak hapis cezasına çarptırıldığını, davalı ..."ın eczaneye gelen müşterilere verilen ilaçların reçetelerini sisteme girmeyerek daha önce birlikte çalıştıkları diğer davalı ..."in çalıştığını eczanenin sistemine kaydettiğini ve ilaçları ..."a verdiğini ve birlikte alıp sattıklarını, 2008 yılı vergi beyannamesinden son bir yıla ait açığın 456.000,00 TL olduğunun tespit ettiklerini, bu malların deftere girişi olduğu halde stokta bulunmadığını ileri sürerek maddi ve manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmişlerdir.
    II-CEVAP:
    Davalı ...; aleyhine açılmış olan davayı kabul etmediğini, davacının olay sonrasında zarar beyanında bulunması üzerine listede belirttiği ve davacının isteği doğrultusunda bizzat babası ... ve amcası ... tarafından temin edilerek ... ve ..."e teslim edildiğini, olay sonrasında bildirilen zarar ve ziyanın kapatıldığını, mal karşılığında karşılandığını, olayın üzerinden 3 yıl süre geçtiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
    Davalı ... tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
    III-MAHKEME KARARI:
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    “...Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; dava konusu olaya ilişkin maddi olayın kabulünde ceza dosyasında yapılan kabulden fazlasına ilişkin ispat bulunmadığı, haksız fiil nedeniyle zararın ispatı yükümlülüğünün davacıya ait olduğu, dosyaya sunulan belgelere, delil listesine ve bilirkişi incelemesine göre belirlenen zarar miktarından fazla zarara uğrandığının davacı tarafça ispat edilemediği, ayrıca yine tespit edilenden fazla stok açığı olduğu veya davacının iddia ettiği stok açığının davalıların eylemlerinden kaynaklandığının da ispat edilemediği, bilirkişi tarafından belirlenen ve hükme esas alınan maddi zarar miktarının dosya kapsamıyla uyumlu olduğu, dava dilekçesinde talep edilen manevi tazminat talebinin 50.000 TL değil 10.000 TL olduğu, eylemin niteliği, meydana gelen manevi zararın ağırlığı ve olay tarihi değerlendirildiğinde belirlenen manevi tazminat miktarlarının da dosya kapsamına uygun olduğu, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla istinaf itirazları yerinde görülmemiş ve davacıların istinaf talebinin esastan reddine” karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davacılar vekili; davalı ..."ın, işyerinde çalışmakta iken olay tarihi olan 28.12.2009 tarihinde oluşan şüphe üzerine işyerinden ilaç çalarken suçüstü yakalandığını, davalıların ikrarıyla bir süredir süregelen hırsızlığı ... ile birlikte yaptıklarının anlaşıldığını, dava dosyasına eldeki tüm bilgi ve belgeler; işyeri kayıtları, eczane faturası, eczaneye ait 2008 yılı ve diğer yıllara ait yıllık gelir beyannamesi ve Vergi Dairesi kayıtları ve SGK kayıtları, eczaneye ait 2007 ile 2010 yılları arasına ait ilaçların imha kayıtları, eczaneye ait malların stok/sayım listelerinin ve ceza dava dosyasındaki ikrar içerir beyanlar, tanık ifadeleri ve diğer delillerin sunulmasına karşın bilirkişinin, raporları inceleme ve değerlendirmesini tam ve eksiksiz yapmadığını ve hukuki denetime elverişli olarak tespitte bulunmadığını, belirterek bölge adliye mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Anayasa"nın 37. maddesine göre, "Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz". 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 1. maddesine göre, "Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir." 114/c maddesine göre, mahkemenin görevli olması dava şartıdır. 115. maddesine göre, "Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir." Dolayısıyla görev konusunun, mahkemelerce her aşamada resen gözetilmesi gerekir.
    İş Mahkemeleri, 7036 sayılı Kanun ile kurulmuş istisnai nitelikte, esas olarak iş ve sosyal güvenlik hukuku uygulamasından kaynaklanan bireysel ve toplu hak uyuşmazlıklarını çözen özel mahkemeler olup, bu kapsamda Sosyal Güvenlik Kurumu"nun prim ve diğer alacaklarının hesaplanması, sigortalı olma hakkının kazanılması ya da kaybedilmesi, gelir/aylık bağlanması, işçilik alacaklarının belirlenmesi gibi kendi içinde bütünlük ve uzmanlık gerektiren konular görev alanına girmektedir.
    5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 106. maddesi ile mülga 1479 sayılı Kanunun 70. maddesinde ve 506 sayılı Kanunun 134. maddesinde, bu Kanunların uygulamasından doğan uyuşmazlıkların yetkili iş mahkemelerinde görüleceği, 5510 sayılı Kanunun 101. maddesinde de, aksine hüküm bulunmayan hallerde, 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği düzenlenmiştir.
    Davaya konu somut olayda; taraflar arasında, prim ve diğer alacaklarının hesaplanması, sigortalı olma hakkının kazanılması ya da kaybedilmesi, gelir/aylık bağlanması veya işçilik alacaklarının belirlenmesinden kaynaklanan türden bir uyuşmazlığın çözülmesi olgusu sözkonusu olmayıp; ne 506 sayılı Kanun, ne 1479 sayılı Kanun ne de 5510 sayılı Kanunun uygulama yeri, yani, uyuşmazlığın sosyal güvenlik mevzuatının uygulanmasıyla çözümlenmesi imkanı bulunmamaktadır.
    Mahkemenin görevini belirlerken, taraflar arasındaki uyuşmazlığın hangi hukuki sebebe dayandığına bakmak gerekir. Bu yönde, maddi vakıa ve dava konusuna göre, eldeki davanın, davacılara ait eczane işyerinde çalışan davalıların işyerinde bulunan ilaçları çalarak sattıkları iddiasıyla uğranılan zararın yasal faizi ile birlikte tahsilinden kaynaklı alacağın, haksız fiil niteliğindeki eylemine dayanılarak davalılardan tahsili istemine ilişkin olduğu anlaşılmakla işbu davada 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 49. ve devamı maddelerinde düzenlenen haksız fiil mesuliyetine ilişkin hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Bu durumda yukarıda sözü edilen kanun maddeleri hükümlerine göre sınırlı yetki ile donatılmış iş mahkemesi görevli değildir.
    Bu yasal çerçevede; açık kanun hükmü ile iş mahkemesinde görüleceği belirtilmemiş olan haksız fiilden kaynaklanan alacak davasının, Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 2. maddesi gereğince asliye hukuk mahkemesinde sonuçlandırılması gerektiği gözetilmeksizin, işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davacılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi kararının HMK"nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 25/02/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi