3. Hukuk Dairesi 2017/5579 E. , 2019/684 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kiracılık sıfatının tespiti davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalının, gönderdiği 23/11/2015 tarihli ihtarname ile TBK"nın 347. maddesi gereğince kira sözleşmesini feshettiğini bildirerek kiralananın tahliye edilmesini ihtar ettiğini, üç ay önceden bildirim koşulu yerine getirilmediğinden TBK"nın 347. maddesinde belirtilen şartların oluşmadığını belirterek fesih bildiriminin geçersizliği ile kiracılığın tespiti ve muarazanın giderilmesine karar verilmesini talep etmiştir
Davalı, davacının, 07/10/1986 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiracı olduğunu, 10 yıllık uzama süresinin dolduğunu, davacıya daha önce 13/05/2014 tarihli yazı ile kiralananın tahliye edilmesini bildirdiklerini, ayrıca davacı hakkında tahliye davası açıldığını, tahliye davası açılmasının bile tek başına fesih iradesini gösterdiğini beyanla davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, TBK"nın 347. maddesinde noter yoluyla ihtar şartı öngörülmediği, davalı idarenin 13/05/2014 tarihinde tahliye konulu yazıyı davacıya gönderdiği, akabinde 10/03/2015 tarihinde tahliye davası açtığı, dava dilekçesinin davalıya 19/03/2015 tarihinde tebliğ edildiği, söz konusu talepler ve özelikle tahliye talepli dava dilekçesinin davacı kiralayana tebliğinin yazılı bildirim mahiyetinde sayılması gerektiğini, bu sebeple taraflar arasında 07/10/1986 tarihinde başlayan ve her yıl uzamış sayılan kira ilişkisinin TBK nın 347/1. maddesi anlamında 31.12.2015 tarihinde sona erdiği, davacının artık kiracılık sıfatının kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) 6100 sayılı HMK"nın 166/1. maddesi uyarınca; kural olarak aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar diğer mahkemeyi bağlar. HMK 166/4. maddesine göre davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı varsayılır.
Davalı kiraya veren tarafından, ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/257 Esas sayılı dosyasında, davacı kiracı hakkında, temyiz incelemesine konu davaya dayanak yapılan aynı kira sözleşmesine dayalı olarak tahliye davası açıldığı, davanın reddine ilişkin kararın, kiraya veren davacının temyizi üzerine bozulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda her iki davanın konusu ve tarafları bakımından aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunduğundan, davalardan biri hakkında verilecek karar diğerini etkileyeceğinden, iki davanın birlikte görülmesinde, gerek usûl ekonomisi ve gerekse birbirleriyle çelişkili kararların çıkmasının önlenmesi bakımından fayda bulunmaktadır. Mahkemece bu davanın, halen derdest olması halinde tahliye davası ile birlikte görülüp, sonuçlandırılması gerektiğinden, 6100 sayılı HMK 166. maddesi uyarınca birleştirme kararı verilmesi gerekmektedir.
Söz konusu tahliye davasında, bu aşamada karar verilmesi nedeniyle dosyaların birleştirilmesine imkan bulunmaması halinde ise tahliye davasının kesinleşmesi bu dava için bekletici mesele yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 05/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.