Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/3220
Karar No: 2019/4725
Karar Tarihi: 24.06.2019

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018/3220 Esas 2019/4725 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2018/3220 E.  ,  2019/4725 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    (ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA)

    TÜRK MİLLETİ ADINA


    Taraflar arasında görülen davada Sındırgı Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 13/02/2018 tarih ve 2017/79-2018/19 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin taraf vekilleri tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilin, taraflar arasında imzalanan tüketici kredisi sözleşmesine istinaden davalı bankadan 05.04.2012 tarihinde 60 ay vadeli 230.000,00 TL tutarında kredi kullandığını, kredinin ilk 25 taksitini ödedikten sonra krediyi erken kapama yoluna gittiğini, davalı bankanın müvekkilinden kredinin kullandırılması esnasında 750,00 TL kredi tahsis ücreti ve erken kapatılması esnasında ise 14.650,31 TL erken kapama komisyonu tahsil ettiğini, yapılan kesintilerin 4077 sayılı Tüketici Kanunu’nun 10/5 maddesine aykırı olduğunu ileri sürerek, 15.400,31 TL’nin davalı banka tarafından tahsil edildiği tarihten itibaren işleyecek olan mevduat faizi ile birlikte davalıdan istirdadını istemiştir.
    Davalı yanca cevap dilekçesi sunulmamıştır.
    Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen 30.10.2015 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda, davacıya kullandırılan kredinin ticari kredi niteliğinde olduğu, bu nedenle taraflar arasındaki ilişkinin 6502 sayılı Yasa kapsamında kalmadığı, davacıdan yapılan 5.677,69 TL tutarındaki kesintinin kredinin 26. taksiti olduğu, bu nedenle iadesi gerekmediği, tahsil edilen 8.000,00 TL tutarındaki erken kapama komisyonun ise TCMB’nin kredi plasman oranları çerçevesinde yeni kullandırılan krediler açısından tahsili mümkün olup iadesi koşullarının oluşmadığı, davacıdan tahsil edilen 950,00 TL’nin ise davalı banka tarafından belgelendirilemediği ve kredinin tahsilinde zorunlu olmadığı davacıya iadesinin gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 950,00 TL’nin banka tarafından haksız olarak tahsil edildiği tarihten itibaren mevduata uygulanan en yüksek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
    Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
    1-) 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi gereğince somut olaya uygulanması gereken 1086 sayılı HUMK 427/2. maddesi hükmüne göre, miktar veya değeri 1.000.-TL"yi geçmeyen taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar kesindir. Bu miktar, karar tarihi olan 13.02.2018 tarihi itibariyle 2.590.00 TL"dir. Mahkemece, 950,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiş olup, kabul edilen miktar, yukarıda anılan madde hükmüne göre davalı yan açısından temyiz sınırının altında kaldığından kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün, 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden, davalı vekilinin temyiz isteminin miktar yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-) Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince, dava, ticari işletme kredisi sebebiyle davacıdan tahsil edilen kredi tahsis ve ipotek fek ücretleriyle, erken kapama komisyonunun istirdadı istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçelerle, erken kapama komisyonunun istirdadına ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
    09.12.2006 tarihli Resmi Gazete’de Merkez Bankası tarafından yayınlanan ve 2014/6 sayılı Tebliğ ile güncellenen 2006/1 sayılı Tebliğin 3. maddesinde, bankalarca mevduata uygulanacak sabit veya değişken faiz oranlarının serbestçe belirleneceği, 4. maddesinde ise reeskont kaynaklı krediler dışındaki kredilere uygulanacak faiz oranları ile faiz dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve sınırlarının, serbestçe belirleneceği kabul edilmiştir. Yine aynı Tebliğin 6/2. maddesine göre bankalar, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirdikleri azami oranları aşmamak kaydıyla, mevduat ve kredi işlemlerinde uygulayacakları faiz oranlarını ve katılma hesaplarında uygulayacakları kâr ve zarara katılma oranlarını vadelerine göre tüm şubelerinde halkın görebileceği şekilde ilan eder ve bu oranları internet sitelerinde yayımlar. Bu durumda, ticari kredilerde bankalar tarafından alınacak olan masrafların hukukilik denetimi yapılırken öncelikle, kredi sözleşmesiyle belirlenen bir oran olup olmadığı araştırılmalı, olması halinde bu oran üzerinden masraf tahsil edilebileceği kabul edilmeli, sözleşmeyle bir oran belirlenmediğinin tespiti halinde ise, bankanın masraflara ilişkin olarak belirlediği ve ilan ettiği oranlar bulunup bulunmadığı tespit edilmeli, varsa yine bu oran üzerinden masraf tahsil edilebileceği kabul edilmeli, ilan edilen bir tutar bulunmaması halinde ise tahsil edilen masrafların emsal banka uygulamalarına göre orantılı olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Dairemizin yerleşik uygulaması da bu yöndedir ( Emsal nitelikteki Dairemizin 15.04.2019 Tarih, 2019/1303 Esas- 2019/2961 Karar sayılı ilamı).
    Taraflar arasında imzalanan, 05.04.2012 tarihli kredi sözleşmesinin 36. maddesinde, kredinin erken kapatılması halinde erken kapama komisyonu tahsil edileceğinin yazılı olduğu ancak hangi oran üzerinden tahsil edileceği hususunda bir belirleme bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece, davalı bankanın, kredinin erken kapatıldığı tarih itibariyle davaya konu kredi türü için belirleyip ilan ettiği bir erken kapama komisyon oranı bulunup bulunmadığı araştırılarak varsa bu oran üzerinden erken kapama komisyonu tahsil edebileceğinin kabul edilmesi, bulunmadığı takdirde ise, alınan komisyon ve masrafların emsal banka uygulamalarına göre orantılı olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle bu talebin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    3-) Öte yandan, mahkemece, davacıdan tahsil edilen kredi tahsis ücretinin hukukilik denetimi yapılırken hukukumuzda ilk defa 6098 sayılı TBK ile düzenleme altına alınan “Genel İşlem Koşulları” kurumuna göre değerlendirme yapılarak sonuca gidildiği anlaşılmaktadır. Ancak 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"un 1. maddesine göre, 6098 sayılı TBK’nın yürürlük tarihinden önce, ./..
    05.04.2012 tarihinde imzalanan davaya konu kredi sözleşmesine 818 sayılı BK’da düzenlenmemiş olan genel işlem koşullarına ilişkin hükümlerin uygulanma imkanı bulunmamaktadır. Yukarıda, bankalar tarafından tahsil edilen masrafların hukukilik denetiminin nasıl yapılması gerektiğine ilişkin açıklamalar kredi tahsis ücreti bakımından da geçerlidir. Bu durumda mahkemece, yukarıda açıklandığı şekilde hukukilik denetimi yapılıp, kredi tahsis ücreti talebi bakımından davacı yararına oluşan usuli müktesep hak da gözden kaçırılmamak suretiyle sonuca gidilmesi gerekirken eksik inceleme ve hatalı değerlendirmeye dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin miktar yönünden REDDİNE, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz eden taraflara iadesine, 24/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi