19. Ceza Dairesi Esas No: 2020/1742 Karar No: 2020/4940 Karar Tarihi: 02.06.2020
6831 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2020/1742 Esas 2020/4940 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, 6831 Sayılı Kanuna Aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine hükmetmiştir. Ancak, gerekçeli kararda suç tarihinin yanlış yazıldığı fark edilmiştir. Temyiz isteğinin reddi nedeni bulunmadığından işin esasına geçilmiştir. İncelenen tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, sanığın lehe hükümlerin uygulanması talebinin CMK’nin 230/1-d maddesi uyarınca değerlendirilmesi gerektiği belirtilmektedir. Ayrıca, davada kendisini vekille temsil ettiren katılan idare lehine hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği vurgulanmıştır. 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 112, 113 ve 114. maddeleri de değerlendirildikten sonra, müsaderesine karar verilen sabit tesis değeri üzerinden nisbi vekalet ücretine hükmedilmesinin kanuna aykırı olduğu belirtilmiştir. Bu nedenle, hükmün bozulmasına karar verilmiş ve 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca tebliğnameye uygun olarak dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Kanun maddeleri: 6831 Sayılı Kanun, TCK'nin 50. maddesi, CMK'nin 230/1-d maddesi, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu, 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun 365/2. maddesi, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 112, 113 ve 114. maddeleri.
19. Ceza Dairesi 2020/1742 E. , 2020/4940 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 6831 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin 21/05/2009 yerine 13/05/2009 olarak gösterilmesi mahallinde giderilir maddi hata olarak görülmüştür. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; 1-Sanığın duruşmadaki lehe hükümlerin uygulanması talebinin, TCK’nin 50. maddesindeki hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmesini de kapsadığı gözetilerek, CMK’nin 230/1-d maddesi uyarınca, bu hususta kanuni dayanakları da gösterilerek olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi, 2-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde vekalet ücreti, maktu ve nisbi olmak üzere belirlenmiştir. Maktu vekalet ücreti, davanın konusunun para olmadığı veya para ile ölçülemediği hallerde belirlenen ücret, nisbi vekalet ücret ise davanın konusunun para olması veya para ile ölçülebilir olması halinde bu değer üzerinden belirlenen ücrettir. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu"nun 365/2. maddesinin aksine ceza davalarında şahsi hak talebi halinde mahkemece bu hususta da karar verilmesi gerektiği yolunda bir düzenleme bulunmaması ve 6831 sayılı Orman Kanun"un 112, 113 ve 114. maddeleri hükümleri karşısında; davada kendisini vekille temsil ettiren katılan idare lehine hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken ayrıca müsaderesine karar verilen sabit tesis değeri üzerinden nisbi vekalet ücretine de hükmedilmesi, Kanuna aykırı ve sanık müdafinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 02.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.