11. Hukuk Dairesi 2018/3404 E. , 2019/4724 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 05/07/2017 tarih ve 2016/1010 E. - 2017/698 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kısmen kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nce verilen 10/05/2018 tarih ve 2017/1066-2018/498 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin, dava dışı Azak Online Seyahat Ltd. Şti.’in davalı şirketten olan alacağını noterde yapılan 23.12.2014 tarihli sözleşme ile devraldığını, alacağın temliki sözleşmesinin noter aracılığıyla gönderilen 03.04.2015 tarihli ihtarnameyle davalı şirkete bildirilmesine ve aynı ihbarnameyle devredilen alacak talep edilmesine rağmen ödeme yapılmaması üzerine başlattıkları ilamsız icra takibinin davalının haksız itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek, itirazın iptalini ve asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, dava dışı şirketle imzalanan 02.12.2013 tarihli sözleşmesinin 9.1 maddesiyle, sözleşmenin taraflar tarafından kısmen veya tamamen devrinin yasaklandığını, anılan maddeyle alacağın temliki yasaklandığından ortada geçerli bir temlik sözleşmesi bulunmadığını, temlik sözleşmesi geçerli kabul edilse dahi müvekkilinin dava dışı şirkete sözleşmeden kaynaklanan bir borcu bulunmadığını zira dava dışı şirketin sözleşmeyle belirli bir tarihe kadar 20.000 bilet satmayı taahhüt ettiğini ve söz konusu biletlerin bedelini müvekkiline peşin olarak ödediğini, sözleşmenin 6.3 maddesine göre, sözleşmeyle belirlenen tarihe kadar kararlaştırılan tutarda bilet satılmaması halinde satılamayan bilet tutarların müvekkilinden talep edilemeyeceğinin kararlaştırıldığını, dava dışı şirketçe belirlenen tutarda bilet satılamadığından bakiye kısmın sözleşmenin anılan maddesi gereğince müvekkilinden talep edilemeyeceğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı ile Azak Online Seyahat ve Turizm Limited şirketi arasında imzalanan 02/12/2013 tarihli sözleşme ile 101 TL birim başına fiyattan dava dışı şirketin en az 20000, en fazla 30000 koltuk satın almayı taahhüt ettiği, bunun karşılığı bedelin tamamı olan 1.010.000,00 TL’nin davalı hesabına yatırmasının kararlaştırıldığı, bu miktarın davalı hesabına yatırıldığı, ancak taahhüt edilen miktarda bilet satılmaması nedeniyle satılan biletler dışında bedelsiz kalan biletlerin bedelinin iadesinin talep edildiği, sözleşmenin 9.1. madde hükmüne göre, açıkça sözleşmenin devrinin tamamen yasaklandığı, sözleşme dışında alacağın devredildiği ileri sürülmüş ise de sözleşmeden bağımsız olarak, davalı tarafından yazılı bir borç tanıması yapılmadığı, başka bir ifadeyle sözleşmeden ayrı olarak doğmuş olan bir borcun yazılı olarak davalı tarafından tanınmış olması halinde sözleşmeden ayrı olarak alacağın devrinin söz konusu olabileceği, diğer yönden temlik geçerli olsa bile dava dışı şirket koltuk başına 101 TL"den en az 20000 koltuğu satın almayı taahhüt ederek 1.010.000,00 TL’yi peşin olarak yatırmayı kabul ettiği ve bu bedeli davalının hesabına yatırdığı, 17-25 Aralık darbe girişimleri nedeniyle edimini ifa edemediğini ileri sürmüş ise de bunun mücbir sebep olarak değerlendirilmesinin mümkün görülmediği, kaldı ki yine sözleşmede de yatırılan bu bedelin koltuklar satılmasa dahi geri alınamayacağının kararlaştırılmış olduğu, dava dışı şirket tacir olup, basireti olması gerektiği, koltuk bedelleri ödenmiş koltuklar satılmasa dahi bedellerini talep edemeyeceğini peşinen kabul ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, dava dışı temlik eden ile davalı arasındaki sözleşmenin 9.1. maddesinin; “İşbu sözleşme herhangi bir tarafça kısmen veya tamamen üçüncü kişilere devir edilemez” hükmünü haiz olduğu, anılan hükümle açıkça sözleşmenin devrinin tamamen yasaklandığı, davalının sözleşmeden bağımsız olarak, yazılı bir borç ikrarı bulunmadığından TBK" nın 183/2. maddesi gereğince sözleşmeden ayrı olarak alacağın temlikinin mümkün olmadığı, ortada geçerli bir temlik bulunmadığından davacının huzurdaki uyuşmazlık bakımından aktif husumet ehliyetine sahip olmadığı, ilk derece mahkemesi kabulünün de bu yönde olduğu ancak gerekçede temliğin geçerli olması ihtimali de tartışılarak esasa girildiği ve esastan yapılan değerlendirmede de davacının alacaklı olmadığı sonucuna varıldığı ve neticeten davanın reddine karar verildiği ancak verilen red kararının aktif husumet ehliyetinden mi yoksa esastan mı olduğunun anlaşılamadığı, davanın aktif husumet yokluğundan reddedilip yargılama giderlerinin de buna göre belirlenmesinin gerektiği gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesi kararı kaldırılıp esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 24/06/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.