16. Hukuk Dairesi 2016/6749 E. , 2019/558 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ
KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında, .... Köyü çalışma alanında bulunan 102 ada 22 ve 120 ada 59 parsel sayılı 1.645.69 ve 2.207,02 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalı ... adına, 102 ada 171 parsel sayılı 3.696.68 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve miras yoluyla gelen hakka dayanılarak .... mirasçıları adına, 102 ada 221 parsel sayılı 6.973.78 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve hibeye dayanılarak davalı ... adına, 111 ada 323 parsel sayılı 3.269.13 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve hibeye dayanılarak davalı ... adına; 111 ada 327 parsel sayılı 6.500,94 metrekare yüzöçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve hibeye dayanılarak davalılar ... ve ... adına; 111 ada 362, 120 ada 65 ve 66 parsel sayılı 3.060.91, 8.030.78 ve 1.668.03 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar ise kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalı ... adına tespit edilmiştir. Davacı ..., miras yoluyla gelen hakka dayanarak çekişmeli taşınmazlardaki miras payının adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın reddine ve dava konusu taşınmazların tespit gibi tapuya tescillerine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece çekişmeli taşınmazların bir kısmının davalı tarafın tutunduğu tapu kayıtları ve satış senedinin kapsamında kaldığı, bir kısmı üzerinde ise davalılar lehine zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleştiği kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hüküm vermeye yeterli değildir. Şöyle ki, davacı tarafın tutunduğu 20.01.1950 tarih ve 14-15 sayılı tapu kayıtlarına göre, çekişmeli taşınmazların bir bölümü borçlanma yoluyla 1950 yılında Hazineden satın alınmıştır. Ne var ki, Mahkemece, tapu kayıtlarının ilk oluşumlarına ilişkin tüm belge ve haritalar dosya arasına getirtilerek revizyon durumları sorulmamış ve tapu kayıtları yöntemine uygun şekilde mahalline uygulanmamıştır. Öte yandan, dayanılan tapu kayıtları taşınmazın yarısına ilişkin olup, davalının murisi.... 1/4 oranında pay sahibi olmasına ve tapu kayıtlarında davalıların murisi dışında başka hissedarlar da bulunmasına rağmen, Mahkemece taşınmazın diğer yarısına ilişkin tapu kaydı bulunup bulunmadığı araştırılmamış, tapu malikleri arasında haricen yapılan taksim, satış yada bağış gibi bir hukuki işlem bulunup bulunmadığı saptanmamıştır. Diğer taraftan, dosyada mevcut fen bilirkişi raporuna ekli krokide davalı tarafın tutunduğu tapu kayıtlarının ve satış senedinin sınır noktaları net olarak gösterilmemiş, sınır noktaları birbirleriyle çelişkili olarak işaretlenmiş ve tapu kayıtlarının dava konusu 111 ada 323, 327 ve 362 parsel sayılı taşınmazlar da dahil olmak üzere çok geniş bir alanı kapsadığı belirlenmesine rağmen, bu alanda kalan taşınmazların kadastro tespit tutanakları ve dayanakları getirtilip incelenmemiştir. Ayrıca, tapu kayıtları ve satış senedinin kapsamı dışında kalan diğer dava konusu taşınmazların ise kök muris Bekir’den miras yoluyla intikal ettiği belirlenmesine rağmen, mirasçılar arasında haricen yapılan taksim, satış, yada bağış gibi bir hukuki işlem bulunup bulunmadığı ve varsa bu hukuki işlemlerin içerikleri hakkında ayrıntılı araştırma yapılmamış, keşif sırasında alınan soyut ve yetersiz beyanlarla hüküm kurulmuştur. Bu şekilde eksik ve yetersiz bir incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
Hal böyle olunca, doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle, davalı tarafın tutunduğu 20.01.1950 tarih ve 14-15 sayılı tapu kayıtlarının ilk oluşumlarına ilişkin tüm belge, tutanak ve haritalar dosya arasına getirtilmeli, tapu kayıtlarının taşınmazın yarısına ilişkin olması sebebiyle taşınmazın diğer yarısıyla ilgili tapu kaydı bulunup bulunmadığı araştırılmalı, dayanılan tapu kayıtlarının kadastro sırasında revizyon görüp görmedikleri sorularak, varsa revizyon gördükleri taşınmazların kadastro tespit tutanakları ve dayanakları temin edilmeli, dayanılan tapu kayıtlarının kapsadıkları alanı dıştan çevreleyen parseller ile tapu kayıtlarının kapsadıkları alanda kalan dava dışı parsellerin kadastro tespit tutanakları ve dayanakları dosyaya eklenmeli, dosya bu şekilde keşfe hazır hale getirildikten sonra da mahallinde yaşlı, tarafsız ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, tespit bilirkişileri ve taraf tanıkları ile fen bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır.
Yapılacak keşifte, davalı Hazinenin dayandığı tapu kayıtlarının varsa haritası zemine uygulanarak kapsamı 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 20/A maddesi uyarınca öncelikle haritasına göre, haritasının bulunmaması veya uygulanabilir olmaması halinde ise tapu kayıtlarının mevki ve sınırları ayrı ayrı okunarak yerel bilirkişilerce zeminde tek tek göstertilmek suretiyle belirlenmeli; bilirkişilerin gösteremediği hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkânı sağlanmalı, sınırlar komşu parsel tutanak ve varsa dayanağı kayıt ve belgelerle denetlenmeli, teknik bilirkişiye uygulanan tapu kayıtlarının kapsadıkları alanları gösterir ve keşfi takibe imkan verir ayrıntılı kroki düzenlettirilmeli, bu yolla dayanılan tapu kayıtlarının kapsamı duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmeli, davalının tutunduğu satış senedinin kapsamı da aynı yöntemle saptanarak fen bilirkişisi tarafından kroki üzerinde gösterilmeli, yerel bilirkişi ve tanıklardan tapu kayıtlarının kapsamında kalan taşınmazlar yönünden tapu malikleri arasında haricen yapılan taksim, bağış yada satış gibi tapu dışı bir hukuki işlem bulunup bulunmadığı, varsa bu hukuki işlemin hangi tarihte kimler arasında ne şekilde yapıldığı, tüm hissedarların bu hukuki işleme katılıp katılmadıkları, tapu kapsamı dışında kalan taşınmaların ise öncesi itibariyle kime ait oldukları, kimden kime nasıl intikal ettikleri, kim tarafından ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldıkları, miras bırakandan kalmış iseler terekesinin tüm mirasçıların ya da yasal temsilcilerinin katılımı ile paylaşmaya tabi tutulup tutulmadığı, her bir mirasçıya miras payına karşılık taşınır ya da taşınmaz mal verilip verilmediği, dava konusu taşınmazların kimin miras payına düştüğü hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri terekeye dahil dava dışı taşınmazların tespit tutanakları ve kesinleşmiş iseler kadastroca oluşan tapu kayıtları ile denetlenmeli, beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, tespite aykırı sonuca ulaşılması halinde tespit bilirkişileri dinlenilmeli, yapılacak inceleme ve değerlendirmeler sırasında mirasçılar arasında zilyetlikle iktisap hükümlerinin uygulanamayacağı göz önüne alınmalı, bundan sonra da toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine,
04.02.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.