5. Ceza Dairesi 2017/597 E. , 2017/959 K.
"İçtihat Metni"Basit tehdit suçundan sanık ..."nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 106/1-son, 43/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 3.000,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair ... (kapatılan) 5. Sulh Ceza Mahkemesinin 20/01/2011 tarihli ve 2010/903 esas, 2011/27 sayılı kararının, sanığın katılanı icra yoluyla yapılacak ihaleye girmemesi için tehdit ettiğinin iddia edilmesi karşısında eyleminin 5237 sayılı Kanunun 235/2-c maddesinde düzenlenen ihaleye fesat karıştırmaya teşebbüs suçunu oluşturabileceğinden, bu konuda kanıtları değerlendirme ve suç niteleme görevinin üst dereceli ağır ceza mahkemesine ait olduğu gözetilerek, 5235 sayılı Kanunun 11 ve 5271 sayılı Kanunun 4. maddeleri gereğince görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devamla hüküm kurulması nedeniyle bozulmasına ilişkin Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 04/06/2015 tarihli ve 2013/16601 esas, 2015/30543 sayılı ilamını müteakip, devam eden kovuşturma sonucunda mahkemenin görevsizliğine dair ... 23. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/10/2015 tarihli ve 2015/582 esas, 2015/458 sayılı kararını takiben, sanığın kamu kurum ve kuruluşlarının ihalesine fesat karıştırmak suçundan 5237 sayılı Kanunun 235/2-c maddesi yollaması ile sanık lehine olan 6549 sayılı Kanun ile değişik 235/1, 35/1-2 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, anılan Kanunun 51/1. maddesi gereğince hapis cezasının ertelenmesine ve yine anılan Kanunun 53/1. maddesinde belirtilen hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına ilişkin ... 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 08/04/2016 tarihli ve 2015/340 esas, 2016/130 sayılı kararının;
5237 sayılı Kanunun 53/3. maddesinde yer alan "(3) Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen veya koşullu salıverilen hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz. Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen hükümlü hakkında birinci fıkranın (e) bendinde söz konusu edilen hak yoksunluğunun uygulanmamasına karar verilebilir." şeklindeki hükme aykırı olarak, mahkum olduğu 1 yıl 3 ay hapis cezası anılan Kanunun 51/1. maddesi uyarınca ertelenen hükümlünün velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerini kullanmaktan yoksun bırakılmasına karar verilmesinde isabet görülmemiş ise de, benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 14/10/2015 tarihli ve 2015/11290 esas, 2015/15383 karar sayılı ilamında, "CMK"nın 309. maddesi gereğince mutlak hukuka aykırılık hallerinin kanun yararına bozma konusu yapılabileceği, infaz aşamasında mahallinde düzeltilebilecek hususların kanun yararına bozma konusu yapılamayacağı, TCK"nın 53/1. fıkrasının uygulanıp uygulanmaması veya yanlış uygulanmasının sanık lehine kazanılmış hak doğurmayacağı ve hapis cezasına mahkumiyetin yasal sonucu olan hak mahrumiyetleri konusunda her zaman karar verilebileceği gözetiltiğinde..." şeklinde belirtildiği üzere, belirtilen eksikliğin 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun"un 98/1. maddesi gereğince mahallinde hükmü veren mahkemeden alınacak bir kararla giderilebileceği düşünüldüğünden, anılan hususa ilişkin kanun yararına bozma yoluna başvurulmayarak yapılan incelemede,
Dosya kapsamına göre, sanığın neticeten 3.000,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin ... (kapatılan) 5. Sulh Ceza Mahkemesinin 20/01/2011 tarihli ve 2010/903 esas, 2011/27 sayılı kararının sadece sanık tarafından temyiz edildiği ve karar tarihi itibariyle 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 8/1. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı (mülga) Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 326/son. maddesinde yer alan "...Hüküm yalnız sanık tarafından veya onun lehine Cumhuriyet savcısı veya 291 inci maddede gösterilen kimseler tarafından temyiz edilmişse yeniden verilen hüküm, evvelki hükümle tayin edilmiş olan cezadan daha ağır olamaz." şeklindeki hüküm uyarınca aleyhe değiştirmeme yasağı dikkate alınarak yeniden kurulan hükümde netice cezanın 3.000,00 Türk Lirası adli para cezası olarak belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli, 03/01/2017 gün ve 94660652-105-07-12868-2016-Kyb sayılı Kanun yararına bozmaya atfen Yargıtay C.Başsavcılığından tebliğname ile Daireye ihbar ve dava evrakı ile birlikte tevdii kılınmakla gereği düşünüldü:
... 5. Sulh Ceza Mahkemesinin 20/01/2011 tarih ve 2010/903 esas, 2011/27 sayılı kararı ile sanığa verilen 3.000,00 TL adli para cezasına dair hükmün yalnızca sanık tarafından temyiz edilmesi nedeniyle bu cezanın kazanılmış hak niteliğinde olduğu ve 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi delaletiyle 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesi gereğince bozma üzerine bu cezadan daha ağır bir cezaya hükmolunamayacağı gözetilmeden ... 5. Ağır Ceza Mahkemesince sanığa TCK"nın 235/1, 35/1-2, 62, 51/1. maddeleri ile neticeten erteli 1 yıl 3 ay hapis cezasına hükmolunduğundan ve kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname münderecatı bu itibarla yerinde görüldüğünden talebin kabulü ile ... 5. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 08/04/2016 tarihli ve 2015/340 esas, 2016/130 sayılı kararın CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMK"nın 309/4-d maddesine göre hüküm fıkrasına "CMUK"nun 326. maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkı nazara alınarak neticeten 3.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, infazın bu miktar üzerinden yapılmasına" bendinin eklenmesine, hükümdeki diğer hususların aynen muhafazasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 15/03/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.