Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2014/903
Karar No: 2016/223
Karar Tarihi: 02.03.2016

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/903 Esas 2016/223 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2014/903 E.  ,  2016/223 K.
"İçtihat Metni"

##########
MAHKEMESİ :##########İş Mahkemesi
##########
##########
##########
##########

Taraflar arasındaki “kurum işleminin iptali ve alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; ... İş Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 22.02.2012 gün ve 2010/779 E., 2012/236 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay ...Hukuk Dairesinin 03.06.2013 gün ve 2012/7168 E. - 2013/11606 K. sayılı ilamı ile;
“...Dava, davacının yaşlılık aylığının 08/02/2010 tarihinden itibaren kesilmesine ilişkin Kurum işleminin iptali, kesintinin kesinti tarihinden itibaren yasal faiziyle iadesi, emekliliğe rağmen hastalık sigorta prim ödeme işleminin iptali ve kesintilerin kesinti tarihinden itibaren faiziyle iadesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, davacının yaşlılık aylığının 08.02.2010 tarihinden itibaren kesilmesine yönelik kurum işleminin iptaline, davacıya 23.05.2010-22.04.2011 dönemi için yapılan 10.520,69 TL ye 23.05.2010 tarihinden dava tarihine kadar ay be ay ödenmesi gereken miktarlara yasal faiz uygulanmasına, davacıdan tahsil edilen 3.392,47 TL ye tahsil edildiği 28.10.2010 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, davacının hastalık sigortası kesintisinin iptaline yönelik talebinin reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının ilk olarak 24/01/2003 tarihli dilekçesi ile yurt dışında geçen hizmet sürelerini borçlanma talebinde bulunduğu, bu talebine göre 15/09/1969-16/11/1978 tarihleri arasındaki 9 yıl 2 ay 2 günlük süreyi 2147 sayılı yasa uyarınca Emekli Sandığına borçlandığı, davacının 15/06/2005 tarihli dilekçesi ile yurt dışında 15/12/1966-10/02/1967 ve 15/09/1969-31/12/2000 tarihleri arasında geçen 1205 (Yeteri Kadar) günlük süreyi 3201 sayılı yasaya göre borçlanma talebinde bulunduğu ve borçlanarak bedelini ödediği, davacının 31/01/2006 tarihli tahsis talebine göre 1205 gün yurt dışı borçlanması, 75 gün SSK çalışması ve 3977 gün Emekli Sandığı çalışması olmak üzere toplam 5257 gün üzerinden 01/02/2006 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlandığı, Ticaret Sicil Memurluğundan alınan 08/02/2010 tarihli yazıda davacının ....... İnşaat ve Tic Ltd Şti"nin kurucu ortağı ve şirket müdürü olduğunun bildirildiği, Kurum tarafından davacının 08/02/2010 tarihindeki şirket ortaklığının tespit edilmesi nedeniyle Mayıs 2010 tarihi itibariyle aylığının durdurulduğunun, 08/02/2010-23/05/2010 tarihleri arasında ödenen 3.207,11 TL"nin davacı adına borç kaydedildiğinin bildirildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık, davacının yaşlılık aylığı almaya başladığı 01/02/2006 tarihinden sonra 5510 sayılı Yasa"nın 4/b (mülga 1479 sayılı Yasa) kapsamındaki çalışmalarının devam etmesi nedeniyle 3201 sayılı Yasa"nın 6. maddesinden yararlanarak bağlanan yaşlılık aylığının geri alınıp alınamayacağı noktasında toplanmaktadır.
Yaşlılık aylığı yazılı istek tarihinde yürürlükte bulunan, 5754 sayılı Yasa"nın 79. maddesi ile değişik 3201 sayılı Yasa"nın 6/B maddesine göre Kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlardan Türkiye"de sigortalı çalışmaya başlayanların aylıkları, tekrar çalışmaya başladıkları tarihten itibaren kesilir. 31.5.2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun sosyal güvenlik destek primi hakkındaki hükümleri, bu Kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlar için uygulanmaz.
3201 sayılı Yasa"nın 6/B maddesi 5997 sayılı Kanun"un 15. maddesi ile değiştirilmiş olup Yasa"nın yürürlüğe girdiği 19.06.2010 tarihinden itibaren Türkiye"de sigortalı olarak çalışmaya başlayanlar hakkında 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun sosyal güvenlik destek primine tabi olarak çalışılmasına ilişkin hükümleri uygulanır.
Somut olayda, 01/02/2006 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı almaya başlayan davacının 08/02/2010 tarihi itibariyle şirket ortaklığının başladığı ve 5510 sayılı Yasa"nın 4/b (mülga 1479 sayılı Yasa) kapsamındaki çalışmalarının devam ettiği ve böylece Türkiye"de çalışmaya devam ettiği anlaşılmakla 5754 sayılı Yasa"nın 79. maddesi ile değişik 3201 sayılı Yasa"nın 6/B maddesine göre davacının vergi kaydının başladığı 02/04/2009 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı alması mümkün değildir. 3201 sayılı Yasa"nın 6/B maddesi 5997 sayılı Kanun"un 15. maddesi ile değiştirilerek Yasa"nın yürürlüğe girdiği 19/06/2010 tarihinden itibaren Türkiye"de sigortalı olarak çalışmaya başlayanlar hakkında 31/05/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun sosyal güvenlik destek primine tabi olarak çalışılmasına ilişkin hükümlerin uygulanacağı ifade edilmiş ise de bu kuralın Yasa"nın yürürlüğe girdiği tarihten önceki uyuşmazlıklara uygulanması mümkün değildir. Bunun yanında, Türkiye"de çalışmaya devam ettiği anlaşılan davacının, 5510 sayılı Yasa"nın 96. maddesine göre Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanarak tahsil ettiği yaşlılık aylığını geri ödemekle yükümlü olduğunu bilmesi gerektiğinden Borçlar Kanunun 63. maddesinden de yararlanamaz. Bu durum Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15/06/2012 tarih 2012/1-196 Esas 2012/396 Karar sayılı kararında da belirtilmektedir.
Bu nedenle Kurumun 08/02/2010-23/05/2010 tarihleri arasında ödenen 3.207,11 TL"yi geri istemesi yerinde olup davanın reddine karar verilmesi gerekirken mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır…”
gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

##########

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, yaşlılık aylığının kesilmesi ve emekliliğe rağmen hastalık sigorta prim ödemesine dair Kurum işlemlerinin iptali ile kesintilerin iadesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin yurtdışında geçen hizmetlerini 3201 sayılı Kanuna göre borçlandığını ve 27.04.2006 tarihli aylık bağlama kararı ile yaşlılık aylığı bağlandığını, yaşlılık aylığı almakta iken 5510 sayılı kanunun 4/1-b maddesi kapsamında 08.02.2010 tarihinde çalışmaya başladığı gerekçesiyle yaşlılık aylığının iptal edildiğini belirterek, davacının yaşlılık aylığının 08.02.2010 tarihinden itibaren kesilmesi işleminin iptaliyle, kesintinin kesinti tarihinden itibaren yasal faiziyle iadesini, ayrıca emekliliğe rağmen hastalık sigorta prim ödeme işleminin de iptaliyle kesintilerin kesinti tarihinden itibaren faiziyle iadesini talep etmiştir.
Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekili, kurum işleminin yerinde olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davalının 3201 sayılı Kanuna göre yurtdışında geçen hizmetleri ile Türkiye’de geçen hizmetlerine göre 5510 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 01.10.2008 tarihinden önce borçlandığı ve 01.02.2006 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığı, uyuşmazlığın yasal dayanağını 3201 sayılı Kanun’un 5754 sayılı Kanun’un 79. maddesi ile değişik 6. maddesinin oluşturduğunu, 5754 sayılı Kanun’un 08.05.2008 tarihinde yürürlüğe girdiği, davacının ise 3201 sayılı Kanuna göre yurtdışında geçen 1.205 günlük süreyi 2147 sayılı Kanuna göre tahakkuk ettirilen borçlanma bedelini 2003 yılında ödediği ve davacıya 01.02.2006 tarihinden geçerli olmak üzere yaşlılık aylığı bağlandığı, bu durumda davacının 3201 sayılı Kanuna göre yaptığı borçlanmanın 5754 sayılı Kanun’un yürürlük tarihinden önce olduğu ve 5754 sayılı Kanun’un 79. maddesi ile 3201 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddesinin uygulanmasını gerektireceği, sözüedilen madde de dikkate alındığında 5754 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden önce 3201 sayılı Kanuna göre borçlanma yapılmış olup daha önceden bağlanan yaşlılık aylığının kesilmemesi ve sosyal güvenlik destek primi ödenmek suretiyle yaşlılık aylığının devam ettirilmesi gerektiği gerekçesi ile yaşlılık aylığının 08.02.2010 tarihinden itibaren kesilmesi işleminin iptali ile kesintilerin iadesine, davacıdan hastalık sigorta primi kesintisi yapılmadığı gerekçesiyle bu yöndeki isteminin ise reddine karar verilmiştir.
Davalı vekilinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda gösterilen nedenlerle bozulmuştur.
Yerel Mahkemece, önceki kararda direnilmiş; hükmü temyize davalı vekili getirmiştir.
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacının yaşlılık aylığı almaktayken 5510 sayılı Kanun’un 4/b kapsamındaki çalışmalarının devam etmesi nedeni ile 3201 sayılı Kanun’un 6. maddesi uyarınca bağlanan yaşlılık aylığının kesilip kesilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan, 3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun"un 6. maddesinin aylıkların kesilmesini düzenleyen “B” bendinde:
“Bu Kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlardan tekrar yurt dışında çalışmaya başlayanların çalışmaya başladıkları tarihi takip eden ay başından itibaren aylıkları kesilir.
Bunlardan yeniden kesin dönüş yapanların, bu hizmetlerini 4 üncü madde hükümleri gereğince borçlanmaları şartıyla aylıkları bu süreler de dikkate alınarak yeniden hesaplanır. Bu borçlanmayı yapmayanların eski aylıkları yurda kesin dönüş tarihini takip eden ay başından itibaren müracaatları üzerine tekrar ödenmeye başlanır.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Anılan madde ilk kez, 08.05.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5754 sayılı Kanun ile değişikliğe uğramış olup, 5754 sayılı Kanun"un 79. maddesi ile “A” bendinin 2. paragrafı ve “B” bendi;
“(Değişik paragraf:17.04.2008-5754 S.K./79.mad) Yukarıdaki şartları yerine getirenlerden tahsise hak kazananların aylıkları, yazılı istek tarihini takip eden ay başından itibaren başlatılmak üzere 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesi hükümlerine göre bağlanır.
B)Kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlardan tekrar yurt dışında yabancı ülke mevzuatına tabi çalışanlar, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği alanlar ile Türkiye"de sigortalı çalışmaya başlayanların aylıkları, tekrar çalışmaya başladıkları veya ikamete dayalı bir ödenek almaya başladıkları tarihten itibaren kesilir. 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun sosyal güvenlik destek primi hakkındaki hükümleri, bu Kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlar için uygulanmaz. Yurt içinde veya yurt dışında çalışması sona erenlerin veya ikamete dayalı bir ödenek alanlardan ödenekleri sona erenlerin, aylıklarının tekrar ödenmesi için yazılı talepte bulunmaları halinde, talep tarihini izleyen ay başından itibaren aylıkları tekrar ödenmeye başlanır.” şeklinde değiştirilmiş, bunun yanında anılan Kanun"un 79. maddesi ile de geçiş hükmü getirilmiştir.
5754 sayılı Kanun"un 79. maddesi ile 3201 sayılı Kanuna eklenen ve yine 08.05.2008 tarihinde yürürlüğe giren Geçici 7’inci maddesi uyarınca;
“Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce hizmet borçlanması talebinde bulunanlardan; borç tahakkuku yapılmış olanların, borç tahakkuku ile ilgili işlemleri devam edenlerin, tahakkuk ettirilen borçlarını ödeyenlerin ve borçlandıkları yurtdışı hizmetleri dikkate alınarak aylık bağlanmış olanların kazanılmış hakları saklıdır.”
3201 sayılı Kanun"un davanın yasal dayanağını teşkil eden 6. maddesinin (B) bendi son kez 19.06.2010 tarih ve 27616 sayılı Resmi Gazete’de yayınlandığı tarihte yürürlüğe giren 5997 sayılı Kanun ile değişikliğe uğramıştır.
5997 sayılı Kanun"un 15. maddesi ile yapılan değişiklik ile, “B” bendinin ilk paragrafında;
“Kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlardan tekrar yurt dışında yabancı ülke mevzuatına tabi çalışanlar, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği alanların aylıkları, tekrar çalışmaya başladıkları veya ikamete dayalı bir ödenek almaya başladıkları tarihten itibaren kesilir. Türkiye"de sigortalı olarak çalışmaya başlayanlar hakkında 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun sosyal güvenlik destek primine tabi olarak çalışılmasına ilişkin hükümleri uygulanır. Yurt içinde veya yurt dışında çalışması sona erenlerin veya ikamete dayalı bir ödenek alanlardan ödenekleri sona erenlerin, aylıklarının tekrar ödenmesi için yazılı talepte bulunmaları halinde, talep tarihini izleyen ay başından itibaren aylıkları tekrar ödenmeye başlanır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Yukarıda açıklanan değişiklikler incelendiğinde; 08.05.2008 tarihine kadar 3201 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlar sosyal güvenlik destek primine tabi olarak yaşlılık aylığı almakta ve aylık alanlardan tekrar yurt dışında çalışmaya başlayanların aylıkları, çalışmaya başladıkları tarihi takip eden ay başından itibaren aylıkları kesilmekte iken, 08.05.2008 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik ile aylık bağlananlardan; tekrar yurt dışında yabancı ülke mevzuatına tabi çalışanlar ve ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği alanlar ile Türkiye"de sigortalı çalışmaya başlayanların aylıklarının tekrar çalışmaya başladıkları veya ikamete dayalı bir ödenek almaya başladıkları tarihten itibaren kesileceği ve bunlar hakkında 5510 sayılı Kanun"un sosyal güvenlik destek primi hakkındaki hükümlerinin uygulanamayacağı, diğer bir ifade ile bu kişilerin sosyal güvenlik destek primi ödeyerek dahi çalışamayacakları yönünde düzenleme yapıldığı, 19.06.2010 tarihinde yürürlüğe giren değişiklikle ise bu kez; Türkiyede sigortalı olarak çalışmaya başlayanlar hakkında 5510 sayılı Kanun"un sosyal güvenlik destek primine tabi olarak çalışılmasına ilişkin hükümlerinin uygulanabileceği, diğer bir ifade ile; 3201 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlardan Türkiye"de sigortalı çalışmaya başlayanların sosyal güvenlik destek primi ödeyerek çalışabilmelerine imkan tanındığı anlaşılmaktadır.
3201 sayılı Kanun"un 6. maddesinin (B) bendinde 5754 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik ile beraber, yine 5754 sayılı Kanun"un 79’uncu maddesi ile 3201 sayılı Kanuna eklenen ve 08.05.2008 tarihinde yürürlüğe giren Geçici 7’inci maddesi ise “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce hizmet borçlanması talebinde bulunanlardan; borç tahakkuku yapılmış olanların, borç tahakkuku ile ilgili işlemleri devam edenlerin, tahakkuk ettirilen borçlarını ödeyenlerin ve borçlandıkları yurtdışı hizmetleri dikkate alınarak aylık bağlanmış olanların kazanılmış hakları saklıdır.” hükmü öngörülmüş olup; anılan düzenleme ile 08.05.2008 tarihinden önce borçlanma talebinde bulunanlardan; borç tahakkuku yapılmış olanların, tahakkuk işlemleri devam edenlerin, tahakkuk eden borcu ödeyenlerin, borçlanılan süreyle birlikte aylık bağlanmış olanların, kazanılmış haklarının saklı olacağı belirtilmiştir.
Görüldüğü üzere, anılan Geçici 7’inci madde hükmünün uygulanabilir olduğu durumlarda, sigortalı yönünden kazanılmış hakların korunması söz konusu olacağından, 3201 sayılı Kanun"un 6. maddesinin (B) bendinde, 5754 sayılı Kanun"un 79’uncu maddesi ile getirilen ve yukarıda belirtilen aleyhe değişikliklerin uygulanması mümkün olamayacaktır.
Yeri gelmişken belirtilmelidir ki, 5997 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik uyarınca, Türkiye"de sigortalı olarak çalışmaya başlayanlar hakkında 5510 sayılı Kanun"un sosyal güvenlik destek primine tabi olarak çalışılmasına ilişkin hükümlerinin uygulanma imkanı getirilmiş ise de, 3201 sayılı Kanun"un 6’ncı maddesinin (B) bendinde gerçekleştirilen değişikliğin, Geçici 7’nci madde saklı kalmak kaydıyla, değişikliğin yürürlüğü öncesinde de uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı gibi, bu değişik hükmün, maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önceki durum ve uyuşmazlıklarda uygulanmasını gerektirir istisnai bir durumun sözkonusu olmadığı da açıktır.
Bu durumda, 5997 sayılı Kanun"da, anılan Kanun"un 15’inci maddesiyle 3201 sayılı Kanun"un 6’ıncı maddesinin B bendindeki değişikliğin, Kanun"un yürürlüğü öncesine ilişkin uyuşmazlıklara uygulanmasına olanak bulunmamaktadır.
Nitekim bu husus Hukuk Genel Kurulunun 15.06.2012 gün ve 2012/21-196 E. 2012/396 K.; 30.04.2014 gün ve 2013/21-1230 E., 2014/552 K. sayılı kararlarında da benimsenmiştir.
Sonuç olarak belirtilmelidir ki, 3201 sayılı Kanun"un Geçici 7. madddesi uyarınca 08.05.2008 tarihinden önce borçlanma talebinde bulunanlardan; borç tahakkuku yapılmış olanların, tahakkuk işlemleri devam edenlerin, tahakkuk eden borcu ödeyenlerin, borçlanılan süreyle birlikte aylık bağlanmış olanların, kazanılmış haklarının saklı olup, Geçici 7’inci madde hükmünün uygulanabilir olduğu durumlarda, sigortalı yönünden kazanılmış hakların korunması söz konusu olacağından, 3201 sayılı Kanun"un 6. maddesinin (B) bendinde, 5754 sayılı Kanun"un 79’uncu maddesi ile getirilen ve yukarıda belirtilen aleyhe değişikliklerin de uygulanması mümkün olmayacaktır.
Yukarıdaki açıklamaların ışığında somut uyuşmazlığın incelenmesinde; davacının 24.01.2003 tarihinde 3201 sayılı Kanun"dan yararlanarak borçlanma talebinde bulunduğu, 28.02.2003 tarihinde başvurusunun kabulü ile borç tahakkuku yapıldığı ve 01.02.2006 tarihinden geçerli olmak üzere yaşlılık aylığı bağlandığı, davacının borç tahakkuk tarihi ve yaşlılık aylığının bağlandığı tarih dikkate alındığında; 08.05.2008 tarihinden önce yaşlılık aylığının bağlanması nedeniyle 3201 sayılı Kanun"un Geçici 7. madde kapsamında olduğu, dolayısıyla 5754 sayılı Kanun ile getirilen aleyhe düzenlemenin davacı hakkında uygulanamayacağı, Geçici 7. madde kapsamında davacının borçlanma ve sosyal güvenlik destek primine tabi olarak çalışmaya ilişkin kazanılmış haklarının korunması gerektiği kabul edilmelidir.
Hal böyle olunca, mahkemece, yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkelere uygun değerlendirme yapılarak davanın kabulüne karar verilmesi ve bu kararda direnilmesi usul ve yasaya uygundur.
Ne var ki, işin esasına yönelik diğer temyiz itirazları Özel Dairece incelenmediğinden dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle direnme uygun olup davalı vekilinin işin esasına yönelik diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın ...HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 02.03.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi