Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/1791
Karar No: 2016/712
Karar Tarihi: 04.02.2016

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2015/1791 Esas 2016/712 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı, yapılan icra takibine itiraz etmiş ve takibin devamı, icra inkar tazminatının mahkeme tarafından tahsili istenmiştir. Mahkeme, davalının itirazının haksız olduğunu düşünerek aleyhine karar vermiştir. Ancak, davanın esas sözleşmeden kaynaklı alacaklılık olduğu ve geçmiş döneme ait temerrüt faizi talebi kabul edilemeyeceği, takip tarihinden sonraki dönem için yasal olan faiz oranının uygulanması gerektiği, icra inkar tazminatına hükmedebilmek için davalının itirazının haksız olması gerektiği belirtilerek kararın bozulması kararı verilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 355. maddesi
- 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 120. maddesi
15. Hukuk Dairesi         2015/1791 E.  ,  2016/712 K.

    "İçtihat Metni"



    Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
    .
    Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

    - K A R A R -

    Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili için yapılan icra takibine vâki itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr tazminatının tahsili istemiyle açılmıştır. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
    2-Yanlar arasında imzalanan 03.10.2011 tarihli “Malzeme Satış Sözleşmesi” başlıklı sözleşme uyarınca davacı yüklenici “... Sisteminin Kurulması” işini üstlenmiştir. Bu sözleşme somut olayda sözleşme tarihi itibariyle uygulanması gereken 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 355. maddesi gereğince bir eser sözleşmesidir. İş bedeli sözleşmenin 6. maddesinde KDV dahil 182.000,00 TL olarak kararlaştırılmış, iş sahibinin KDV dahil olan bu tutarı 15.12.2011 vadeli 30.000,00 TL, 15.01.2012 vadeli 45.000,00 TL, 15.02.2012 vadeli 45.000,00 TL, 15.03.2012 vadeli 31.000,00 TL, 15.04.2012 vadeli 31.000,00 TL bedelli çeklerle ödeyeceği hükme bağlanmıştır. Yine sözleşmenin 6.3. maddesinde "15.03.2012 ve 15.04.2012 vadeli 62.000,00 TL toplam tutarlı kısım geçici kabule kadar teminat olarak tutulacaktır. Geçici kabulün yapılmasını müteakip sözkonusu çekler teslim edilecektir" hükmüne yer verilmiştir. Görüldüğü gibi yükleniciye verilecek 15.03.2012 ve 15.04.2012 tarihli 31.000,00 "er TL
    bedelli 2 adet çek, sözleşmenin 6.3. maddesi uyarınca geçici kabule kadar teminat olarak tutulmak üzere güvence kabul edilmiştir. Bu durumda anılan 2 adet çekin keşide tarihi itibariyle kesin vade oluşturacağından sözedilemez. Sözleşmenin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu hükümlerine göre takip öncesi döneme ait temerrüt faizi talep edilebilmesi için, borçlunun alacak miktarını gösterir ve ödeme talebini içerir ihtarname ile temerrüde düşürülmesi (m.101/I) ya da ifa gününün tarafların anlaşmasıyla kesin olarak belirlenmiş olması gerekir (m.101/II). Davacı tarafından yapılan icra takibinde, icra takibine konu edilen 15.03.2012 ve 15.04.2012 tarihli 2 adet çekin keşide tarihi kesin vade kabul edilerek bu tarihlerden takip tarihine kadar işlemiş faiz talep edilmiş, mahkemece de talep edilen işlemiş faiz alacağı 23.273,00 TL yönünden de dava kabul edilmiştir. Oysa az yukarıda açıklandığı gibi icra takibine konu edilen iki adet çekin keşide tarihi kesin vade olarak kabul edilemeyeceğinden temerrüt icra takibine geçilmekle 27.11.2012 tarihinde oluştuğundan ancak bu tarihten sonraki dönem için faiz talep edilebilir. Takip öncesi dönem için faiz talep edilemez. Mahkemece davacının takip öncesi döneme ait işlemiş faiz alacağına yönelik istemin reddi gerekirken kabulü doğru olmamıştır.
    3-Yanlar arasındaki sözleşmenin 7.2. maddesinde “ödemelerin zamanında yapılmaması durumunda geciken ödemeye aylık %5 gecikme faizi ödenecektir” hükmü yeralmıştır. Bu hükümle taraflar geciken ödemeye aylık %5 oranında akdi faiz uygulanmasını kabul etmişlerdir. Taraflarca belirlenen bu faiz, akdi temerrüt faizi niteliğinde olduğundan temerrüt ve somut olayda olduğu gibi icra takip tarihinden itibaren borçlu borcunu akdi temerrüt faizi ile birlikte ödemek zorundadır. İcra takibinde, kararlaştırılan akdî temerrüt faizi üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren aylık %5 (yıllık %60) akdî temerrüt faizi istenmiştir.
    01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 120. maddesinin 1. fıkrasında, uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranının, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirleneceği, ikinci fıkrasında da sözleşmeyle kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranının 1. fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının %100 fazlasını aşamayacağı belirtilmiştir. Az yukarıda açıklandığı üzere somut olayda temerrüt icra takibinin yapıldığı 27.11.2012 tarihinde oluşmuş, davalının faiz borcu da bu tarihte doğmuştur. Davalının faiz borcunun doğduğu 27.11.2012 takip tarihinde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu yürürlüğe girmiş olduğundan, mahkemece aynı Kanun"un 120. maddesinin 2. fıkrasındaki sınırlandırılmış temerrüt faizinin uygulanması gerekirken, emredici nitelikteki 120. maddeye aykırı miktarda ve sabit akdî temerrüt faizi oranı üzerinden takibin devamına karar verilmesi doğru olmamıştır.
    4-Mahkemece takip konusu alacağın likid olduğu kabul edilerek davalının asıl alacağın %20"si oranında icra inkâr tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmiştir. İcra İflas Kanunu"nun 67/II. maddesi uyarınca icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için davalı
    borçlunun icra takibine itirazında haksız olması gerekmektedir. Oysa dava konusu alacak likid olmayıp yargılama sonucu belirlenebilir niteliktedir. Bu sebeple, davalı icra takibine karşı yapmış olduğu itirazında haklı olduğundan davacının icra inkâr tazminatına yönelik isteminin reddine karar vermek gerekirken kabulüne karar verilmesi de doğru olmamıştır.
    Açıklanan nedenlerle kararın bozulması uygun bulunmuştur.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2., 3. ve 4. bentlerde açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 04.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    .

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi