Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/2953
Karar No: 2015/8186
Karar Tarihi: 06.05.2015

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2015/2953 Esas 2015/8186 Karar Sayılı İlamı

7. Hukuk Dairesi         2015/2953 E.  ,  2015/8186 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : İzmir 12. İş Mahkemesi
    Tarihi : 17/07/2013
    Numarası : 2012/372-2013/449

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
    1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
    2- Davacı, davalı şirkete ait diyaliz merkezinde temizlik personeli olarak 06/10/2009 tarihinde işe başladığını, 01/01/2010 tarihinden sonra hasta ve doktorlara yiyecek ve içecek servisi işini yapmak üzere görevlendirildiğini, iş akdinin işverence haksız olarak feshedildiği 01/06/2012 tarihine kadar aralıksız olarak çalıştığını, mesaisinin 06.30-19.00 saatleri arasında olduğunu, iş akdi feshedilmeden son iki ayında ise haftanın 6 günü 12.00-21.00 saatleri arasında çalıştığını, davalı işyerinin Pazar günleri kapalı olduğunu, fazla çalışma ücretlerini alamadığını, çalışmalarının resmi ve dini bayramlarda da sürdüğünü, 3 öğün yemek verildiğini, işe gidiş-gelişte servis hizmeti verildiğini, ücretinin asgarı ücretin üzerinde olduğunu, banka hesabına maaş+asgari geçim indirimi+fazla mesai ödemesi adı altında ödeme yapıldığını, fazla mesai ve bayram tatili ücret alac aklarının ödenmesini talep ettiğinin, davalı işverenin ödeme yapacağını söyleyerek oyaladığını, davalı işverenin özellikle işyerinde iki yılını dolduran kişilerin kıdem kazandıklarını düşünerek işten ayrılmaları için gerekli her türlü baskıyı yaptığını, amaçlarının uzun süre çalışan işçilerin kıdem tazminatı ödemeden istifalarını temin etmek olduğunu iki yılı aşkın kıdeminin bulunduğunu, asılsız iddialarla iş akdini ihbarsız olarak feshederek işyerinden kovduğunu, her ne kadar davalı işverenin uyarılara rağmen vazifesini yapmadığını yapmamakta ısrar ettiğini iddia ediyor ise de iddiaların asılsız olduğunu, işyerinde görevinin temizlik olmayıp hastalara yemek ve içecek servisi yapmak olduğunu, davalı işveren tarafından asıl görevinin sanki temizlik görevlisiymiş gibi düzmece tutanaklar tanzim ederek haklı fesih gerekçesi yaratmaya çalıştıklarını, ihmal ettiği herhangi bir görevinin bulunmadığını, davalı işverenin haklı gerekçe yaratmak için düzmece tutanaklar tuttuğunu, iş akdinin haksız ve önelsiz olarak feshedildiğinden 1.000,00 TL kıdem tazminatı, 500,00 TL ihbar tazminatı, 200,00 TL fazla fesai ücreti, 400,00 TL hafta tatili ücreti ile Resmi ve Dini bayram tatili ücretinin kıdem tazminatı için dava tarihinden itibaren işletilecek bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile , diğer alacaklar için yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
    Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
    İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
    İş sözleşmelerinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu yönünde kurallara sınırlı olarak değer verilmelidir. Dairemiz, 270 saatle sınırlı olarak söz konusu hükümlerin geçerli olduğunu kabul etmektedir.
    Günlük çalışma süresinin onbir saati aşamayacağı Kanunda emredici şekilde düzenlendiğine göre, bu süreyi aşan çalışmaların denkleştirmeye tabi tutulamayacağı, zamlı ücret ödemesi veya serbest zaman kullanımının söz konusu olacağı kabul edilmelidir.
    Yine işçilerin gece çalışmaları günde yedibuçuk saati geçemez (İş Kanunu, Md. 69/3). Bu durum günlük çalışmanın, dolayısıyla fazla çalışmanın sınırını oluşturur. Gece çalışmaları yönünden, haftalık kırkbeş saat olan yasal çalışma sınırı aşılmamış olsa da günde yedibuçuk saati aşan çalışmalar için fazla çalışma ücreti ödenmelidir. Dairemizin kararları da bu yöndedir
    Fazla çalışma yönünden diğer bir yasal sınırlama da, İş Kanununun 41 inci maddesindeki, fazla çalışma süresinin toplamının bir yılda ikiyüzyetmiş saatten fazla olamayacağı şeklindeki hükümdür. Ancak bu sınırlamaya rağmen işçinin daha fazla çalıştırılması halinde, bu çalışmalarının karşılığı olan fazla mesai ücretinin de ödenmesi gerektiği açıktır. Yasadaki sınırlama esasen işçiyi korumaya yöneliktir
    Fazla çalışmanın belirlenmesinde, 4857 sayılı Yasanın 68 inci maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin de dikkate alınması gerekir.
    Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir. Yapılacak indirim, işçinin çalışma şekline ve işin düzenlenmesine ve hesaplanan fazla çalışma miktarına göre taktir edilmelidir. Hakkın özünü ortadan kaldıracak oranda bir indirime gidilmemelidir.
    Davacı dava dilekçesinde mesaisinin 06.30-19.00 saatleri arasında olduğunu, iş akdi feshedilmeden son iki ayında ise haftanın 6 günü 12.00-21.00 saatleri arasında çalıştığını, davalı işyerinin Pazar günleri kapalı olduğunu, müvekkilinin fazla çalışma ücretlerini alamadığını iddia etmiştir.
    Davalı ise davacının fazla mesai yaptığında ücretinin ödendiğini fazla mesai karşılığında davacıya izin kullandırıldığını, işyerinde 07.00-16.00 veya 12.00-21.00 arasında çalışma olduğunu , pazartesi, Çarşamba ve Cuma günleri 3 seans diyaliz uygulandığını, Salı Perşembe ve cumartesi günleri 2 seans diyaliz uygulandığını savunmuştur.
    Davacı Tanığı G.. Y.. davacının sabah 06,30 da geldiğini, akşam 20.00-20.30 gibi çıktığını, hastalar gittikten sonra temizlik yaparak iş yerinden çıktığını, cumartesi günleri de çalıştığını, çalışma saatlerinin aynı şekilde olduğunu ve pazar günleri çalışmadığını söylemiş diğer davacı tanığı H.. Ö.. hasta tepsileri yıkama işi tost yapımı, ayran yapımı işlerini de yaptığını,mesaisinin 18 de bittiğini ,ama davacının çalışmaya devam ettiğini, 19 da ancak çıktığını, daha fazla uzaması olmadığını, en fazla 19,30 a kadar uzadığını, aabah işe 06,30 da beraber başladıklarını, yemek arası çay molası olmadığını, doğru dürüst yemek bile yemediklerini, cumartesi de çalıştıklarını, saat 06,30 - 17.00 arası çalıştıklarını, pazar günleri çalışmadıklarını beyan etmiş, davalı tanığı F.. A.. farklı departmanlarda çalıştığımız için mesai saatlerini bilmediklerini, öğle arası 45 dakikaydı. Çay molası sabah 30 dakika ve öğle den sonra 15 olmak üzere toplam 45 dakika olduğunu söylemiş, diğer davalı tanığı R.. A.. temizlik elemanıyken 11.00-20.00 veya 12.00-21 .00 arasında çalıştığını, öğle arası 45 dakika çay molası ve 15.00 te 15 dakika , sabah da yarım saat kahvaltı arası olduğunu, cumartesi günleri de diyaliz olduğu için çalıştığını, sabah 06.00-15,30 saatleri arası diyaliz seansı sürdüğünü beyan etmiştir.
    Mahkemece davacının davalı işyerinde haftada 6 gün 06.30-19.30 saatleri arasında 1.5 saat ara dinlenmesiyle günde 11 saat ve haftada 6 gün 66 saat çalışarak 21 saat fazla mesai yaptığı kabul edilmiştir.
    6100 sayılı HMK"nun 26. maddesine göre hâkim, kanundaki istisnalar saklı kalmak kaydıyla, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez.
    Somut olayda davacı vekili dava dilekçesinde iş akdi feshedilmeden son iki ayında ise haftanın 6 günü 12.00-21.00 saatleri arasında çalıştığını iddia ettiği halde bilirkişi tarafından son 2 aylık çalışması bakımından değerlendirme yapılmadan davacının tüm çalışma süresi boyunca 06.30-19.00 saatleri arasında çalışma yaptığı kabul edilerek hesaplama yapılan bilirkişi raporuna itibarla hüküm kurulması ve davacının talebiyle bağlı kalınarak son 2 ay için haftanın 6 günü 12.00-21.00 saatleri arasında çalıştığını kabul edilerek hesaplama yapılması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozma nedenidir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 06/05/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi