Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2018/1279
Karar No: 2022/321
Karar Tarihi: 20.01.2022

Danıştay 4. Daire 2018/1279 Esas 2022/321 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2018/1279 E.  ,  2022/321 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    DÖRDÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2018/1279
    Karar No : 2022/321

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Vergi Dairesi Başkanlığı
    VEKİLİ : Av. ...
    KARŞI TARAF (DAVACI) : .... Reklamcılık
    VEKİLİ : Av. ..
    İSTEMİN KONUSU : .... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:.... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı adına, 2010 yılı hesap ve işlemlerinin incelenmesi neticesinde düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden, sahte fatura kullandığından bahisle 2010/6,9,10,11 dönemleri için re'sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergileri ile 213 sayılı Kanun'un 353/1 maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Danıştay bozma kararı üzerine Vergi Mahkemesinin temyize konu kararıyla; davacıya fatura düzenleyen ... Vergi Dairesi mükellefi .... ve Ticaret Limited Şirketi hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda yer alan tespitlerin, anılan mükellef tarafından düzenlenen faturaların sahte olduğunu kanıtlamaya yeterli olmadığı anlaşıldığından, dava konusu cezalı tarhiyat ile ceza kesilmesini öngören yasa maddesinde belirtilen koşullar olayda gerçekleşmediğinden, dava konusu özel usulsüzlük cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Hakkında düzenlenen vergi inceleme raporuyla sahte fatura içeriği katma değer vergilerini indirim konusu yaptığı tespit edilen davacı adına re'sen tarh edilen vergi ve kesilen cezalarda hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
    TETKİK HÂKİMİ : ...
    DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:


    İNCELEME VE GEREKÇE :
    Davalı idare tarafından, özel usulsüzlük cezasına ilişkin olarak, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın buna ilişkin kısmının bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemiştir.
    213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmış, 359. maddesinin (b) bendinde ise gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgeler, sahte belge olarak tanımlanmıştır.
    3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
    Katma değer vergisi, bünyesinde yer alan indirim müessesesiyle yansıtılabilir bir vergidir. Katma değer vergisi sisteminde mükellef ve sorumlu; üretim ve dağıtım kademeleri içinde, verginin tahsiline, indirimlerin yapılmasına, beyan edilip ödenmesine aracılık eder. Bu bakımdan indirim, mükellefiyete bağlı bir görev olduğu kadar aynı zamanda bir haktır. Katma değer vergisinde genel prensip, vergiye tabi teslimler üzerinden hesaplanan vergiden, alış faturalarında gösterilen verginin indirilmesidir. Katma değer vergisi indirimi hakkından yararlanabilmek için Kanun bazı şartların varlığını öngörmüştür. Bu şartların bir kısmı esasa, bir kısmı ise şekle ilişkindir. Katma değer vergisi, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde, zincirleme olarak kendi içinde otokontrol sistemi taşımaktadır.
    Kayıt ve belge nizamına uyulması ve faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması halinde, mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak tahsil edilen katma değer vergisinden, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve ifaya ilişkin olarak ödedikleri katma değer vergisini indirmeleri mümkün olup, aksi durumda, faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının tespiti halinde, bu faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün bulunmamaktadır.
    Buna göre, alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, alış faturası ya da benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında, söz konusu belgelerin gerçeği yansıtması da gerekmektedir.
    Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerine göre, uyuşmazlığın esasını, davacının fatura aldığı mükellef tarafından düzenlenen faturaların gerçek bir mal ve hizmet satışını içerip içermediği, dolayısıyla sahte olup olmadığı hususlarının tespiti oluşturmaktadır. Bu tespitin yapılabilmesi ve söz konusu faturaların hukuki mahiyetinin anlaşılabilmesi bakımından da, bu faturaları düzenleyen mükellef hakkında yapılan incelemeler sonucunda tespit edilen hususların irdelenmesi gerekmektedir.
    Davacıya fatura düzenleyen ...Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi hakkında tanzim edilen .... tarih ve .... sayılı Vergi Tekniği Raporu'nda; mükellef kurumun reklam ajanslarının faaliyetleri (kullanılacak medyanın seçimi, reklam tasarımı, sözlerin yazılması, reklam filmleri için senaryonun yazımı, satış noktalarında reklam ürünlerinin gösterimi ve sunumu vb.) ile iştigal etmek üzere mükellefiyet tesis ettirdiği, ortak ve yöneticilerinin bilinen adreslerinde bulunamaması dolayısıyla 10/08/2012 tarihi itibarıyla mükellefiyetinin terkin edildiği, ...'ün kurumun ortağı ve aynı zamanda müdürü olduğu, diğer ortağın ise ... olduğu, bilinen adreslerinde ulaşılamadığından yasal defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılamayan kurum hakkında, tarh dosyası ve harici doneler baz alınarak işbu raporun düzenlendiği, 28/04/2008 tarihli yoklamada; fuar standartları tasarımı ve mimarlık faaliyeti yapmak amacıyla işe başladığı, işyeri büyüklüğünün 120 m² olduğu, aylık 1000,00 TL kira ödendiği, işçi çalıştırmadığı, demirbaş olarak muhtelif büro malzemelerinin bulunduğu, 03/08/2009 tarihli yoklamada; adreste .... İnş. AŞ'nin bulunduğu ve ilgili firmanın adreste tanınmadığı, 22.12.2009 tarihli yoklamada; yeni iş yerinde tasarım ve proje hizmeti faaliyetinde bulunduğu, iş yeri alanının yarısının kullanıldığı, aylık 500,00 TL kira ödendiği, 2 adet işçi çalıştırdığı, muhtelif büro malzemesi demirbaşlarının olduğu, 29/06/2010 tarihli yoklamada; adrese defalarca gidilmesine rağmen adreste mükellef kurum yetkililerinin bulunmadığı, 12/01/2011 tarihli yoklamada; iş yerinin 26 m² olduğu, iş yerinin büro olarak kullanıldığı, 4 işçisinin bulunduğu, 600,00 TL kira ödendiği, 21/02/2011 ve 09/01/2012 tarihli yoklamalarda; şirketin adresten ayrıldığı, yeni adresinin bilinmediği, bu adreste başka bir firmanın faaliyette bulunduğu, 10/08/2012 tarihli yoklamada; şirketin adreste bulunmadığı, adresin boş ve kapalı olduğu, yeni adresinin bilinmediği, mükellef kurumun 3.034.325,21 TL vergi borcu olmasına rağmen hiç ödeme yapmadığı, mal alımı yaptığı mükellefler hakkında sahte fatura kullanmaktan vergi tekniği raporu bulunduğu, mal alımlarının %90'ının şirketin ortağı ve müdürü ...'ten yapıldığı, 2010 yılı KDV matrahları toplamının 1.378.846,89 TL iken karşı firmaların Ba formlarında şirketten ilgili yılda 2.423.955,00 TL mal aldıklarını bildirdikleri, 2011 yılı KDV matrahları toplamının 3.090.194,36 TL iken karşı firmaların Ba formlarında şirketten ilgili yılda 4.705.741,00 TL mal aldıklarını bildirdikleri, 2012 yılında toplam 2.755.454,70 TL KDV matrahı beyan etmesine karşın, alıcı mükelleflerin ise kendisinden 4.002.946,00 TL mal ve hizmet aldıklarını bildirdikleri tespitlerine yer verilmiştir.
    Anılan rapor ve ekli belgelerden, mükellefiyeti süresince 13.330.899,00 TL gibi yüksek tutarlı fatura düzenleyen mükellefin iş yeri adreslerinde yapılan yoklamalarda bu hasılatı elde edebilecek düzeyde ticari organizasyon varlığının tespit edilememesi, çok sık iş yeri adresi değiştirmesi, açılış yoklamalarından sonraki yoklamalarda iş yeri adreslerinde bulunamaması, adresinde bulunamadığı dönemlerde de yüksek tutarlı fatura düzenlemeye ve KDV matrahı beyan etmeye devam etmiş olması, mal alım bildirimlerinin %90 oranına tekabül eden kısmının temin edildiği ve aynı zamanda şirketin ortak ve müdürü olan ... hakkında sahte belge düzenlemekten dolayı vergi tekniği raporu bulunması, KDV matrahları ile mükelleften mal ve hizmet aldığını Ba formları ile bildiren mükelleflerin bildirimleri arasında ticari icaplara aykırı şekilde yüksek tutarlı farklılık bulunması gibi tespitler karşısında, anılan mükellefin gerçek bir ticari muamele gerçekleştirmeyip münhasıran sahte fatura ticareti ile iştigal ettiğinin kabulü gerektiği sonucuna varılmıştır.
    Bu durumda, adı geçen mükellefin davacıya düzenlemiş olduğu faturaların gerçek bir mal teslimi ve hizmet ifasına dayanmadığı anlaşıldığından, söz konusu faturalar nedeniyle re'sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinde hukuka aykırılık, temyize konu Vergi Mahkemesi kararının buna ilişkin kısmında hukuka uyarlık görülmemiştir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Temyiz isteminin kısmen kabul, kısmen reddine,
    2. Temyize konu ... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:... K:... sayılı kararının özel usulsüzlük cezasına ilişkin kısmının ONANMASINA,
    3. Mahkeme kararının cezalı tarhiyata ilişkin kısmının BOZULMASINA,
    4. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
    5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 20/01/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.



    (X) KARŞI OY :
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Kararda bulunacak hususlar" başlıklı 24. maddesinin (h) bendinde; kararı veren mahkeme başkanı ve üyelerinin veya hakimin ad ve soyadları ve imzaları ile varsa karşı oylarının kararda bulunması gerektiği, 45/1. maddesinde; idare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi, mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde istinaf yoluna başvurulabileceği, 46. maddesinde; Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin maddede belirtilen davalar hakkında verdikleri kararların başka kanunda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştay'da kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebileceği, aynı Kanun'un geçici 8. maddesinde de; bu Kanunla idari yargıda kanun yollarına ilişkin getirilen hükümlerin 2576 sayılı Kanunun, bu Kanunla değişik 3. maddesine göre kurulan bölge idare mahkemelerinin tüm yurtta göreve başlayacakları 20/07/2016 tarihten sonra verilen kararlar hakkında uygulanacağı hükümlerine yer verilmiştir.
    Vergi Mahkemesinin ilk kararına ait görüşme tutanağında ve karar metninde, kararın geçerli olabilmesi için gerekli sayıda üyenin imzasının bulunmaması nedeniyle Dairemizce imza eksikliğinden dolayı kararın oluşmadığı gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir. Bunun üzerine, Vergi Mahkemesince dava konusu uyuşmazlık hakkında usulüne uygun görüşme tutanağı düzenlenerek bir karar verilmiştir. Bu durumda, temyize konu kararın, bölge idare mahkemelerinin göreve başladığı 20/07/2016 tarihinden sonra verilen bir karar olması dolayısıyla istinafa tabi olduğu ve istinaf incelemesi yapılmak üzere dosyanın görevli ... Bölge İdare Mahkemesi'ne gönderilmesi gerektiği görüşüyle, Dairemiz kararına katılmıyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi