10. Hukuk Dairesi 2011/16050 E. , 2013/1190 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Davacı vekili, trafik kazasında yaralanan sigortalıya Kurumca yapılan geçici iş göremezlik ödeneklerinin, trafik kazasının meydana gelmesinde kusurlu bulunan kimliği belirsiz şöför nedeniyle davalı güvence hesabından tahsiline ilişkin icra takibine davalının itirazının iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde geçici işgöremezlik ödeneği ödemelerinin davalının sorumluluğu kapsamı dahilinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağını teşkil eden 506 sayılı Kanunun 39.maddesinde "Kasdi veya suç sayılır hareketi ile sigortalının hastalanmasına sebep olan kimseye, bu Kanun gereğince hastalık sigortasından yapılan her türlü giderler tazmin ettirilir" hükmü öngörülmüştür.
Yerel mahkemece, geçici işgöremezlik ödeneği ödemelerinin poliçe kapsamında bulunmadığı ve bu nedenle sorumluluğu dahilinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Yasa Koyucu tarafından, 25.02.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren, 13.02.2011 tarih 6111 sayılı Yasanın 59. maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98. maddesi değiştirilmiş, anılan değişiklik ile trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı esası getirilmiştir.
6111 sayılı Kanunun, yayımı tarihinde yürürlüğe giren Geçici 1. maddesi ile de, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedelleri, yine Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı belirtilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 85/1 maddesine göre “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” 91. maddesine göre de “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.”
Tedavi giderleri kapsamında, sigorta şirketinin, Güvence Hesabının, sürücünün ve işletenin, zorunlu olarak sigorta teminatına bağlanması nedeniyle yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemenin yürürlüğe girmesi ile sona erdirilmiş bulunmaktadır.
Bu haktan, sigorta sözleşmesinin tarafı olan işleteni ve sürücülerin yararlanması gerekmekte olup, poliçe limiti kapsamında kalan tedavi giderleri nedeniyle sorumlulukları sona erecektir. Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası bulunmayanlar, bu haktan yararlanamazlar. Ancak, zorunlu sigorta teminat tutarlarını aşan tedavi giderlerinin, zarara sebep olan veya hukuken sorumlu olanlar tarafından karşılanacağı, bu kişiler yönünden poliçe limitini aşan kısım yönünden sorumluğun devam edeceği de kabul edilmelidir.
6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemede; trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin karşılanacağı belirtilmiş olup, Kurumca sigortalıya bağlanan peşin değerli gelir ve geçici iş göremezlik ödemeleri yasa kapsamı içerisinde bulunmamaktadır. Bu nedenle, Kurumca sigortalıya yapılan geçici iş göremezlik ödemelerinin, işletenden, şoföründen ve zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçe limitleri içerisinde kalmak koşuluyla sigorta şirketinden veya güvence hesabından 506 Sayılı yasanın 39. Maddesi gereği tahsili mümkün iken, davalının bu talepler yönünden sorumluluğunun bulunmadığı düşüncesi ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 13.10.2010 tarihli ve 2010/10-500 Esas, 2010/490 Karar Sayılı ilamında da “...Trafik kazası sonucu yaralanmanın doğal bir sonucu olan ve iyileşinceye kadar geçen geçici sakatlık döneminde 506 Sayılı Kanunun 12, 16, 32 ve 37.maddeleri uyarınca ödenmesi zorunlu olan ve anılan Kanunun 26 veya 39.maddesi uyarınca da sorumlu işveren veya üçüncü kişilerden rücuan tazmini mümkün olan geçici işgöremezlik ödeneği ödemelerinin; 2918 Sayılı Kanunun 85.maddesi kapsamı içinde yer alan bedeni zararlardan olması ve ayrıca aynı Kanunun 92. ve Genel Şartların 3.maddesi ile kapsam dışında bırakılanlar içinde bulunmaması karşısında tedavinin gerektirdiği gider olarak zorunlu mali sorumluluk sigortası (trafik sigortası) kapsamında olduğunun kabulü zorunludur.” denilerek bu durum açıklığa kavuşturulmuştur.
Mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki ilkeler uyarınca, geçici iş göremezlik ödeneğinin, 2918 sayılı Yasanın 98. maddesi kapsamında olmadığı gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 04.02.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.