10. Hukuk Dairesi 2011/16154 E. , 2013/1175 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, meslek hastalığı sonucu vefat eden sigortalının hak sahibine bağlanan gelirlerin 506 sayılı Yasanın 26. maddesi uyarınca davalı işverenden rücuan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece,ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum ve davalı işveren avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-5510 sayılı Yasanın 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 21. maddesindeki; “İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. İşverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır….”; düzenlemesi getirilmiş ise de, söz konusu düzenlemenin, anılan Yasada, yürürlüğü öncesinde gerçekleşen olaylardan kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir hüküm bulunmadığı ve genel olarak Yasaların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralının sonucu olarak davanın yasal dayanağının 506 sayılı Yasanın 26. maddesi olduğu belirgindir.
506 sayılı Yasanın 26. maddesinde düzenlenen halefiyet ilkesi uyarınca, Kurumun rücu alacağı; hak sahiplerinin tazmin sorumlularından isteyebileceği maddi zarar (Tavan) miktarı ile sınırlı iken, Anayasa Mahkemesi’nin, 21.03.2007 gün ve 26649 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 23.11.2006 gün ve E:2003/10, K:2006/106 sayılı kararı ile 26. maddedeki “…sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarla sınırlı olmak üzere…” bölümünün Anayasaya aykırılık nedeniyle iptaline karar verilmiş olması karşısında, ilk peşin değerli gelirlerin, tazmin sorumlularının kusuruna isabet eden miktarıyla sınırlı şekilde belirlenmesi gerekir.
Eldeki davada, davalı işverenin %80 Kusurlu olmasına rağmen, ayrıca, %20 oranında kaçınılmazlığın %80 karşılığının da, işverenin %80 kusuruna eklenmek suretiyle,toplamda %96 kusurluluğunun kabul edilmesi ve yanılgılı değerlendirme sonucu,bu oran üzerinden hesaplanarak bulunan 27.844,97 TL’nin kabulüne karar verilmesi,usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki, bu aykırılığın düzeltilmesi, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
S O N U Ç :
1-Hüküm fıkrasının 1.bendinde yer alan, ”Açılan davanın 18/10/2010 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen hesap miktarı doğrultusunda kabulüne,bu itibarla; 27.844,97TL“ rakam ve sözcüklerinin silinerek, yerine; “Davanın kabulü ile 23.204.14” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına;
2-Harca ilişkin 2.bentte yer alan "1653,99" rakamının silinerek yerine "1.378,32" rakamının yazılmasına;
3-Davacı lehine vekalet ücretine ilişkin 3.bendde yer alan "3282,95" rakamının silinerek, yerine, “2772,45" rakamının yazılmasına ve gerekçenin ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıdan alınmasına, 04.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.