Abaküs Yazılım
18. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/9731
Karar No: 2016/9562
Karar Tarihi: 14.06.2016

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2015/9731 Esas 2016/9562 Karar Sayılı İlamı

18. Hukuk Dairesi         2015/9731 E.  ,  2016/9562 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Dava dilekçesinde, davalı siyasi partinin, parti meclisi tarafından kabul edilen "Milletvekili Aday Saptama Yönetmeliği"nin 12"nci maddesinde yapılan değişikliğin, hukuka, yasaya ve tüzüğe aykırı olması sebebiyle iptali istenilmiş; mahkemece, "davanın Anayasa Mahkemesi"nin görevine girdiği" belirtilerek, görevsizlik sebebiyle reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili temyiz etmiştir.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı siyasi partinin üyesi olduğunu, ... Parti Meclisinin 23.12.2014 tarihli toplantısında Milletvekili Aday Saptama Yönetmeliğinin 12. maddesinde değişiklik yapıldığını, yapılan değişiklik işleminin hukuka, yasaya ve tüzüğü aykırı olduğunu ileri sürerek bu aykırılıkların tespiti ile yönetmelik değişikliğinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanununun 104. maddesi uyarınca Anayasa Mahkemesi görevli olduğundan davanın öncelikle görevsizlik nedeni ile aksi kanaatte olunacaksa esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece; 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanununun 93. maddesi ile 104. maddesi hükümleri gözetilerek parti meclisinin yaptığı yönetmeliğin tüzük ve kanuna aykırı olduğu iddiasına yönelik incelemenin Anayasa Mahkemesi tarafından yapılması gerektiğinden mahkemenin görevsiz olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
    Anayasa’nın “Siyasi Partilerin Uyacakları Esaslar” başlığını taşıyan 69’ncu maddesi şöyledir. “Siyasi partilerin faaliyetleri, parti içi düzenlemeleri ve çalışmaları demokrasi ilkelerine uygun olur. Bu ilkelerin uygulanması kanunla düzenlenir.
    (3) …Anayasa Mahkemesince siyasi partilerin mal edinmeleri ile gelir ve giderlerinin kanuna uygunluğunun tespiti, bu hususun denetim yöntemleri ve aykırılık halinde uygulanacak yaptırımlar kanunda gösterilir. ……Anayasa Mahkemesinin bu denetim sonunda verdiği kararlar kesindir.
    (4) Siyasi partilerin kapatılması, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının açacağı dava üzerine Anayasa Mahkemesince kesin olarak karara bağlanır.
    03.10.2011 tarih ve 4709 sayılı Kanunun 25’nci maddesiyle, 69’ncu maddeye eklenen fıkra: Anayasa Mahkemesi, yukarıdaki fıkralara göre temelli kapatma yerine, dava konusu fiillerin ağırlığına göre ilgili siyasi partinin Devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmasına karar verebilir.
    Anayasa Mahkemesinin “görev ve yetkileri” başlığını taşıyan Anayasa"nın 148’nci maddesinin son fıkrası ise şöyledir.
    “Anayasa Mahkemesi Anayasa ile verilen diğer görevleri de yerine getirir.”
    6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un “Mahkemenin Görev ve Yetkileri” başlığının taşıyan 3. maddesi şöyledir:
    (1) Mahkemenin görev ve yetkileri şunlardır:
    d) Siyasi partilerin kapatılmasına ve Devlet yardımından yoksun bırakılmasına ilişkin davalar ile ihtar başvuruları ve dağılma durumunun tespiti istemlerini karara bağlamak.
    e) Siyasi partilerin mal edinmeleri ile gelir ve giderlerinin kanuna uygunluğunun denetimini yapmak veya yaptırmak.
    ğ) Anayasa’da kendisine verilen diğer görevleri yerine getirmek.”
    Yukarıda yer verilen Anayasa hükümleri ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluş Kanununa göre; siyasi partiler bakımından Anayasa Mahkemesine verilen görev; siyasi partilerin kapatılmalarına ve Devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmalarına, mali denetimlerini yapmak veya yaptırmakla ve dağılma durumunu tespit etmek ve siyasi partiye Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının re’sen yazı ile ihtar başvurusunda bulunması halinde ihtar kararı vermekten ibarettir. Anayasa ve 6216 sayılı Kanun, siyasi partilerin iç yönetmeliklerinin yargısal denetimiyle ilgili Anayasa Mahkemesine bir görev vermemiştir. Anayasa Mahkemesinin görevini ancak Anayasa tayin eder. (Anayasa m.148/son) Anayasa dışındaki normlarla Anayasa Mahkemesine görev verilmesi mümkün değildir.
    2820 sayılı Siyasi Partiler Kanununun 3"ncü maddesinde; "Siyasi partiler, Anayasa ve kanunlara uygun olarak; milletvekili ve mahalli idareler seçimleri yoluyla, tüzük ve programlarında belirlenen görüşleri doğrultusunda çalışmaları ve açık propagandaları ile milli iradenin oluşmasını sağlayarak demokratik bir Devlet ve toplum düzeni içinde ülkenin çağdaş medeniyet seviyesine ulaşması amacını güden ve ülke çapında faaliyet göstermek üzere teşkilatlanan tüzelkişiliğe sahip kuruluşlardır."
    10"ncu maddesinde; "Cumhuriyet Başsavcılığınca her siyasi parti için bir sicil dosyası tutulur. Bu sicil dosyasında: ... c) Partinin faaliyetlerini düzenleyen her türlü yönetmelikler ve diğer yayınları, ... bulunur. Cumhuriyet Başsavcılığınca istenilen sicille ilgili diğer bilgi ve belgeler de bu dosyaya konulur. Siyasi partiler, (b) ve (c) bentlerindeki bilgi ve belgeler ile bunlarda ve parti tüzük ve programlarında yapılan değişiklikleri, yayın veya değişiklik tarihinden itibaren onbeş gün içinde; (d) bendindeki listeler ile bunlarla ilgili değişiklikleri ise, altı ayda bir Cumhuriyet Başsavcılığına gönderirler.”
    14’ncü maddesinde; “Siyasi partinin en yüksek organı büyük kongredir."
    16"ncı maddesinde; "Siyasi partilerin merkez karar, yönetim ve icra organları parti tüzüğünde belirtilen isim, şekil ve sayıda kurulur. Büyük Kongrece seçilecek merkez organlarının herbirinin üye sayısı 15"den az olamaz. Bu organlar iki büyük kongre arasında, parti tüzük ve programına ve büyük kongre kararlarına uymak şartıyla, partiyi ilgilendiren hususlarda karar almak ve alınan kararları uygulamak yetkisine sahiptirler. Merkez karar organı, zorunlu sebepler dolayısıyla büyük kongrenin toplanamadığı hallerde, partinin hukuki varlığına son verilmesi ve tüzük ve programının değiştirilmesi dışındaki bütün kararları alabilir. Parti işlerini düzenleyen parti iç yönetmelikleri merkez karar organı tarafından yapılır."
    93"ncü maddesinde; "Siyasi partilerin parti içi çalışmaları, parti yönetimi, denetimi; parti organları için yapılacak seçimler ile parti genel başkanlığınca, genel merkez organlarınca ve parti gruplarınca alınan kararları ve yapılan eylem ve işlemleri parti tüzüğüne, parti üyeleri arasındaki eşitlik ilkesine ve demokrasi esaslarına aykırı olamaz.”
    104"ncü maddesinde; “ Bir siyasi partinin bu Kanunun 101 inci maddesi dışında kalan emredici hükümleriyle diğer kanunların siyasi partilerle ilgili emredici hükümlerine aykırılık halinde bulunması sebebiyle o parti aleyhine Anayasa Mahkemesine, Cumhuriyet Başsavcılığınca re"sen yazı ile başvurulur. Anayasa Mahkemesi, söz konusu hükümlere aykırılık görürse bu aykırılığın giderilmesi için ilgili siyasi parti hakkında ihtar kararı verir.”
    121’nci maddesinde ise; “Türk Kanunu Medenisi ile Dernekler Kanununun ve dernekler hakkında uygulanan diğer kanunların bu kanuna aykırı olmayan hükümleri, siyasi partiler hakkında da uygulanır” hükümleri yer almaktadır. Şu halde, yapılan bu atıflara göre, siyasi partilerle ilgili olarak 2820 sayılı Kanunda hüküm bulunmayan hallerde 1630 sayılı Dernekler Kanununun bu kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanacaktır. 22 Kasım 1972 tarihli 1630 sayılı Dernekler Kanunu, 2908 sayılı Kanunla; 6 Ekim 1983 tarihli 2908 sayılı Dernekler Kanunu da, 04.11.2004 tarihinde kabul edilen 5253 sayılı Dernekler Kanunuyla (m.38/H) yürürlükten kaldırılmıştır.
    5253 sayılı Kanunun 34’ncü maddesine göre; “Diğer kanunlarda, 1630 sayılı Dernekler Kanunu veya 2908 sayılı Dernekler Kanunu ile bunların ek ve değişikliklerine veya belli maddelerine yapılan atıflar, bu Kanuna veya bu Kanunun aynı konuları düzenleyen madde veya maddelerine yapılmış sayılır. Bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde aynı konuları düzenleyen 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ilgili hükümlerine atıf yapılmış sayılır.”
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun görevin belirlenmesi ve niteliği başlıklı 1. maddesinde, mahkemelerin görevinin ancak kanunla düzenleneceği ve göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğu ve bu hususun mahkemelerce yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerektiği; 2.maddesinde ise, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkemenin aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesi olduğu ve HMK"da ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesinin diğer dava ve işler bakımından da görevli bulunduğu hükme bağlanmıştır.
    Somut olayda; davanın, davalı partinin Parti Meclisinin 23.12.2014 tarihli toplantısında değiştirdiği "Milletvekili Aday Saptama Yönetmeliğinin" 12. maddesinin hukuka, kanuna ve tüzüğe aykırı olduğu ileri sürerek bu aykırılıkların tespiti ile değişikliğinin iptali istemine ilişkin olduğu ve parti üyesi tarafından açıldığı mahkemece görevsizlik nedeniyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Yazılı hukukumuzda bir siyasi parti iç yönetmeliğinin iptali konusunda açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Siyasi parti, kanuni tanımda da belirtildiği gibi bir tüzel kişiliktir.
    Yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler ve yapılan açıklamalar dikkate alındığında, her ne kadar yazılı hukukumuzda bir siyasi parti iç yönetmeliğinin iptali konusunda açık bir düzenleme bulunmamakta ise de, siyasi partinin bir tüzel kişi olması, iptali istenen iç yönetmeliğin bu tüzel kişinin organı tarafından yapılmış olması, başka bir ifade ile hazırlanan yönetmeliğin veya bunda yapılan bir değişikliğin yetkili organca alınan parti içi bir karar niteliğinde bulunması, dolayısıyla davanın şahıs varlığına ilişkin bulunması nedeniyle asliye hukuk mahkemesinin görev alanında kaldığından mahkemece, yargılamaya devamla işin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken davanın niteliğine ve yasal düzenlemelere uygun düşmeyen ve yerinde olmayan gerekçe ile davanın görev yönünden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.













    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi