Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2015/3436 Esas 2016/696 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/3436
Karar No: 2016/696
Karar Tarihi: 04.02.2016

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2015/3436 Esas 2016/696 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Esaslı bir itiraz sonrasında temyize konu olan davada, dava eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili amacıyla yapılan icra takibine vâki itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkin olup, bu davanın ticari mahkemede görülebilmesi için her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve tarafların her ikisinin birden tacir olması gerekmektedir. Ancak, davalı tarafın devlet veya kamu kurumu veya meslek kuruluşu olarak faliyet gösterdiği; davacı yüklenici şirketin uyuşmazlık konusu olup yaptığı asansör kurulum ve montaj işinin ise ticari işletmesiyle ilgili olduğu tespit edilmiştir. Dolayısıyla, eldeki davanın açılması gereken mahkeme asliye hukuk mahkemesidir ve karar bozulmuştur. Kanun maddeleri olarak, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 4. maddesi, 19/2. maddesi ve 6335 sayılı Kanun'un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 5. maddesi belirtilmiştir.
15. Hukuk Dairesi         2015/3436 E.  ,  2016/696 K.

    "İçtihat Metni"



    Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tic. Mah. Sıf.)


    Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

    - K A R A R -

    Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili amacıyla yapılan icra takibine vâki itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    Eldeki dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra 05.07.2013 tarihinde açılmıştır.
    6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
    Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari sayılan işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Halböyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
    6335 sayılı Kanun"un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu"ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 6335 sayılı Kanun"la yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK"nın 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay"ca re"sen incelenir.
    Tüm bu açıklamalar kapsamında, eldeki davanın ticaret mahkemesi sıfatıyla görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur. Davacı yüklenici şirketin uyuşmazlık konusu olup yaptığını iddia edilen asansör kurulum ve montaj işinin ticari işletmesiyle ilgili olarak yaptığında tereddüt bulunmamaktadır. Davalı apartman yönetiminin ise tacir olmadığı açıktır. Diğer yandan, eser sözleşmelerinden kaynaklanan davaların ticari dava olduğuna ya da asliye ticaret mahkemesinde görüleceğine ilişkin yasal bir düzenleme de bulunmamaktadır. O halde, eldeki davaya bakma görevi 6100 sayılı HMK"nın 2. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesine aittir. Bu itibarla görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olduğundan, mahkemece asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla yargılama yapılarak, hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, bozma sebebine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 04.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.