Esas No: 2018/5023
Karar No: 2022/74
Karar Tarihi: 19.01.2022
Danıştay 8. Daire 2018/5023 Esas 2022/74 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 8. Daire Başkanlığı 2018/5023 E. , 2022/74 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/5023
Karar No : 2022/74
DAVACILAR : 1- ...Kolektifi Derneği
2- ...Derneği
3- ...Derneği
4- ...Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği
5- ...Eğitim ve Kültür Derneği
VEKİLİ : Av. ...
6- ...Derneği
DAVALI : ...Bakanlığı
VEKİLİ : Av. ...
DAVANIN KONUSU :
23/05/2018 gün ve 30429 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, Maden Bölgelerine ve Ruhsatların Taşınmasına İlişkin Yönetmeliğin 1. maddesinin (a) fıkrasında yer alan "yakın" ibaresinin, 3. maddesinin 1. fıkrasının (h) bendinde yer alan "yakın, kaynak sürekliliği olan" ibaresinin, 3. maddesinin 1. fıkrasının (ı) bendinin, 4. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde yer alan "yakın" ibaresinin, 12. maddesinin 3., 5. ve 8. fıkrasının, 18. maddesinin ve 19. maddesinin iptali istenilmektedir.
DAVACILARIN İDDİALARI :
Dava konusu Yönetmeliğin maden bölgesi ilan edilmesine ilişkin şartlarını içeren 3. maddesinin 1. fıkrasının (h) bendinde yer alan tanım maddesinde, yakın ve kaynak sürekliliği olan ruhsat sahası tanımıyla hukuken belirsizlik yaratıldığı, örneğin bir köyün aşağı mahallesinde yer alan bir ruhsat sahası ile yukarıda yer alan ruhsat sahasının bu tanıma göre yakın ruhsat sahası olarak mı değerlendirileceği, düzenlemeler ile belirsizlik oluşturularak yaşam alanlarının, çevresel sağlığın ve insan sağlığının tehlikeye atıldığı, maden ruhsat sahası dışında kalan alanların madencilik faaliyetine esas alan olarak kullanılmasında ve bu alanların maden bölgesi ilan edilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı, maden bölgesi tanımındaki "yakın" ibaresi ile Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinin de aynı gerekçe ile hukuka aykırı olduğu iddia edilmektedir.
Yönetmeliğin 3. maddesinin 1. fıkrasının (ı) bendi, 12. maddesinin 3. ve 8. fıkrasında yer verilen maden bölgesi komisyonunun teşkiline ilişkin hükümlerin, söz konusu komisyonun işlevsizleştirilmesine yol açtığı, düzenlemenin keyfi olduğu, Yönetmeliğin 12/5. maddesi yönünden, maden bölgesinin birden fazla il sınırına girmesi halinde, komisyonda tüm illerin ve belediyelerin temsilcilerinin bulunması gerektiği, maddenin ÇED Yönetmeliğine, idarenin denetim yetkisine aykırı olduğu belirtilmektedir.
Yönetmeliğin 18. ve 19. maddesi yönünden, maden bölgesindeki her grup madencilik için, intifa hakkı ve kamulaştırma yapılabilmesinin, mülkiyet hakkına ve kamu yararına aykırı olduğu, maden bölgesi ilan edilen alandaki işletme ruhsatları ve sağlık koruma bandının çevre düzeni ve imar planları notuna işleneceği yolundaki hüküm ile yapılacak faaliyetin planlara uygun olması yerine, planın madencilik faaliyetine uydurulduğu, bu sayede plansız madenciliğin önünün açıldığı ileri sürülerek iptal isteminde bulunulmaktadır.
DAVALININ SAVUNMASI :
3213 sayılı Maden Kanunu’nun 29. maddesinde, birbirine bitişik ve yakın maden sahalarının Genel Müdürlüğün teklifi ve Bakan onayı ile maden bölgesi ilan edilebileceği düzenlendiğinden, yakın ibaresinde hukuka aykırılık bulunmadığı, bu konudaki takdirin Genel Müdürlükte olduğu, Maden Kanunu'nda maden bölgesi komisyonu kurulacağı ve kimlerden oluşacağı hususunun düzenlendiği ve komisyon üyelerinin sayısının Yönetmeliğe bırakıldığı, sayı ve karar yeter sayısı konusunda da bir kısıtlama getirilmediği, Kanunda, bir veya birden fazla il sınırına giren maden bölgeleri komisyonunun oluşturulması hususunda Yönetmelik çıkarılabileceğinin düzenlendiği ve birden fazla il sınırına giren maden bölgeleri komisyonunun nasıl teşkil etmesi konusunda bir kısıtlama getirilmediği savunulmaktadır.
Maden Kanunu’nun 29. maddesinin 13. fıkrasında, maden bölgesindeki her grup maden işletme ruhsatı için bu Kanun kapsamında irtifak ve/veya intifa hakkı tesis edilebileceği ve kamulaştırma yapılabileceği hükmünün yer aldığı, 19. madde yönünden de, Kanunda proje ve planlama çerçevesinde ibaresine yer verildiği, Kanuna aykırılık bulunmadığı savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : ...DÜŞÜNCESİ : Davacı Bartın Eğitim ve Kültür Derneği'nin dava konusu işbu düzenlemeler açısından dava açma ehliyeti bulunmadığından, davanın bu kısmının ehliyet yönünden reddi, dava konusu Yönetmeliğin 3. maddesinin 1. fıkrasının (ı) bendi, 12. maddesinin 3., 5. ve 8. fıkrasının iptali, üst hukuk normlarına aykırı düzenleme getirmeyen diğer kısımları yönünden ise davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI : ...DÜŞÜNCESİ : Dava; beş farklı dernek tarafından, 23/05/2018 gün ve 30429 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, Maden Bölgelerine ve Ruhsatların Taşınmasına İlişkin Yönetmeliğin 1. maddesinin 1/a bendinde yer alan "yakın" ibaresinin, 3. maddesinin 1/h bendinde yer alan "yakın, kaynak sürekliliği olan" ibaresinin, 3. maddesinin 1/ı bendinin, 4. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde yer alan "yakın" ibaresinin, 12. maddesinin 3., 5. ve 8. fıkralarının, 18. maddesinin ve 19. maddesinin iptali istemiyle Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına karşı açılmıştır.
3213 sayılı Maden Kanunu'nun, 7020 sayılı Kanun'un 10. maddesiyle değişik, 29. maddesinde, ... "(Değişik fıkra: 18/5/2017-7020/10 md.) Birbirine bitişik veya yakın maden sahalarında, yapılan üretimin çevresel etkileri, şehirleşme, işletme güvenliği, rezervin verimli işletilmesi ve benzeri sebeplerden dolayı yapılacak proje ve planlama çerçevesinde Genel Müdürlüğün teklifi ve Bakan onayı ile maden bölgesi ilan edilebilir. Maden bölgesindeki ruhsatların bir veya birden fazla ruhsatta birleştirilmesi Genel Müdürlükçe yapılır.
(Ek fıkra: 18/5/2017-7020/10 md.) Maden bölgesinde belirlenen alandaki ruhsatların tüzel kişiliği haiz bir şirkette birleştirilmesi için ruhsat sahiplerine altı aya kadar süre verilir. Ruhsat sahiplerinin kurulacak olan bu şirketteki ortaklık payları, maden rezervi de göz önüne alınarak belirlenir. Ruhsatların birleştirilmesi, belirlenen alandaki toplam rezervin en az yarısına tekabül eden ruhsat sahiplerinin talebi hâlinde gerçekleştirilir. Bu talep sahipleri ikiden az olamaz. Talep sahibinin iki olması hâlinde ise hissedarlardan birinin rezerv oranı en az yüzde on olmalıdır. Yeterli talebin sağlanamaması durumunda belirlenen alandaki tüm ruhsatlar iptal edilir. Bu sahalar, alan sınırlamasına bağlı kalmaksızın Genel Müdürlük tarafından belirlenen kriterlere göre ihale edilerek ruhsatlandırılır. İptal edilen ruhsatlara ilişkin Genel Müdürlükçe tespit edilen yatırım giderleri Bakanlık bütçesinden karşılanır. Birleşen ruhsatların alan sınırlarını belirleme yetkisi Genel Müdürlüğe aittir. Maden bölgesi içerisinde bulunan ihalelik sahalar, ihale taban bedeli yatırılarak birleşen ruhsata ilave edilebilir.
(Ek fıkra: 18/5/2017-7020/10 md.) Belirlenen alandaki toplam rezervin en az yarısına tekabül eden ruhsat sahiplerince birleştirmenin talep edilmesi hâlinde, birleştirmeye dâhil olmayan diğer ruhsatlar iptal edilir. İptal edilen ruhsatların Genel Müdürlükçe tespit edilen yatırım giderleri, birleştirme yapılan ruhsat sahibince ödenir ve bu ruhsat alanları birleştirilmiş ruhsata ilave edilir. Tespit edilen yatırım giderinin ruhsat sahibince altı ay içinde ödenmemesi hâlinde ise belirlenen alandaki ruhsatların tümü iptal edilir.
(Ek fıkra: 18/5/2017-7020/10 md.) Şehirleşme, çevresel ve benzeri etkiler dikkate alınarak bazı alanlardaki I. Grup ve II. Grup (a) madencilik faaliyetleri valilik görüşü ile Bakanlık tarafından kısıtlanabilir. Bakan onayı ile kısıtlanan alandaki I. Grup ve II. Grup (a) bendi maden ruhsatları, rezervi dikkate alınmak suretiyle maden bölgesine ya da başka bir alana taşınarak ruhsatlandırılabilir. Bu tür ruhsatlandırma işlemi ihalelik sahalar üzerinde de ihalesiz yapılabilir. Kısıtlama ve taşınma alanlarındaki rezerv tespitleri valiliklerce yapılır.
(Ek fıkra: 18/5/2017-7020/10 md.) Maden bölgesi olan illerde bu bölgeleri yönetmek üzere maden bölgesi komisyonu kurulur. Bu komisyon, büyükşehirlerde Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı bünyesinde, diğer illerde ise il özel idaresi bünyesinde faaliyet gösterir. Komisyon; valilik, ilgili belediye ve ruhsat sahibi şirket temsilcilerinden oluşur.
(Ek fıkra: 18/5/2017-7020/10 md.) Komisyon, ruhsat sahasındaki faaliyetlerin projeye, çevre ve insan sağlığına uygun yürütülmesini kontrol ederek madencilik faaliyetlerinin geçici olarak durdurulması dâhil gerekli tedbirlerin alınmasını sağlar. Komisyon geçici olarak durdurma faaliyetlerini Genel Müdürlüğe bildirir. Genel Müdürlük, komisyonun maden bölgeleri ile ilgili faaliyetlerini inceler ve denetler.
...
hükmü yer almaktadır.
Maden Bölgelerine ve Ruhsatların Taşınmasına İlişkin Yönetmeliğin 1. maddesinin 1/a bendinde ve 4. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde yer alan "yakın" ibaresi ile 3. maddesinin 1/ (h) bendinde yer alan "yakın, kaynak sürekliliği olan" ibaresinin incelenmesi:
Bahse konu Yönetmeliğin 1. maddesinin 1/a bendinde, "a) Birbirine bitişik ve/veya yakın I. Grup, II. Grup (a) bendi ve IV. Grup (b) bendi maden sahalarında tek başına yapılan maden işletme faaliyetlerinin; çevresel etkileri, şehirleşme, işletme güvenliği, rezervin verimli işletilmesi ve benzeri sebeplerden dolayı oluşturduğu olumsuz etkilerin ortadan kaldırılması amacıyla yapılacak proje ve planlama çerçevesinde maden bölgesinin ilan edilmesine, bu ruhsatların yeni ruhsatta birleştirilerek oluşturulacak maden bölgesinde ortak proje kapsamında maden işletme faaliyetlerinde bulunulmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek" Yönetmeliğin amaçları arasında sayılmış; "Maden bölgesi ilan edilmesi şartları" başlıklı 4.maddesinin 1. Fıkrasında, Maden bölgesi ilan edilebilmesi için; I. Grup, II. Grup (a) bendi ve IV. Grup (b) bendi ruhsatlarda; ortak projelendirme, planlama ve işletme projesiyle maden işletmeciliği yapılabilecek kaynak olması kaydıyla; dört bent olarak belirlenen şartlarından en az birinin oluşması gerektiği kuralı getirilerek, (a) bendinde, "Ruhsatların birbirine bitişik ve/veya yakın olması nedeniyle açık işletmenin şev açısı ve basamaklarının tehlike arz etmesi" şartı belirlenmiş; 3. maddesinin 1/(h) bendinde "Maden Bölgesi: Birbirine bitişik ve/veya yakın, kaynak sürekliliği olan maden sahalarında yapılan maden işletme faaliyetlerinin; çevresel etkileri, şehirleşme, işletme güvenliği, rezervin verimli işletilememesi ve benzeri sebeplerden dolayı oluşturduğu olumsuz etkilerin ortadan kaldırılması amacıyla yapılacak proje ve planlama çerçevesinde Genel Müdürlüğün teklifi ve Bakan onayı ile ilan edilen alanlar" olarak tanımlanmıştır.
3213 sayılı Kanunun 29. maddesinin yedinci fıkrasında, "(Değişik fıkra: 18/5/2017-7020/10 md.) Birbirine bitişik veya yakın maden sahalarında, yapılan üretimin çevresel etkileri, şehirleşme, işletme güvenliği, rezervin verimli işletilmesi ve benzeri sebeplerden dolayı yapılacak proje ve planlama çerçevesinde Genel Müdürlüğün teklifi ve Bakan onayı ile maden bölgesi ilan edilebilir. Maden bölgesindeki ruhsatların bir veya birden fazla ruhsatta birleştirilmesi Genel Müdürlükçe yapılır." hükmü getirilmiş ve bahse konu yönetmeliği 3. maddesinin 1/ö bendinde "Yakın maden sahaları: Ruhsatların herhangi bir kenarında ortak sınırı olmayan, aralarında maden ruhsatı bulunmayan, kaynak sürekliliği olan maden ruhsat sahaları" olarak tanımlanmıştır. Bu tanıma göre; "yakın maden sahası" kabul edilmesi için her iki sahadaki madenin kaynağının aynı olması gerektiği anlaşılmakta olup; dava konusu ibarelerde bu yönden üst hukuk normuna aykırılık görülmemiştir.
Yönetmeliğin, 3. maddesinin 1/(ı) bendi ile 12. maddesinin 3., 5. ve 8. fıkrasının incelenmesi:
Maden Bölgelerine ve Ruhsatların Taşınmasına İlişkin Yönetmeliğin, "Tanımlar" başlıklı 3. maddesinin 1. fıkrasının (ı) bendinde, "maden bölgesi komisyonu, maden bölgesi ilan edilen alanlara verilecek ruhsattaki madencilik faaliyetlerini kontrol etmek üzere faaliyet gösterecek olan valilikten bir kişi, ilgili belediyeden bir kişi ve ruhsat sahibi şirket temsilcilerinden iki kişi olmak üzere dört kişiden oluşan Komisyonu ifade eder" şeklinde tanımlanmıştır.
Anılan Yönetmeliğin, "Maden bölgesi komisyonunun teşkili" başlıklı 12. maddesinde ise, "(1) Maden bölgesi kapsamında yeni ruhsat düzenlendiğinin valiliğe bildirmesini müteakip, valilik tarafından bir ay içerisinde maden bölgesi komisyonu kurulur.
(2) Maden bölgesi komisyonu sekretarya hizmetleri, büyükşehirlerde yatırım izleme ve koordinasyon başkanlığınca, diğer illerde ise il özel idaresince yürütülür.
(3) Maden bölgesi komisyonu, valilik ve ilgili belediyeden birer kişi ve ruhsat sahibi şirketi temsilen şirketin valiliğe bildirmiş olduğu iki kişi olmak üzere toplam dört kişiden oluşur. Maden bölgesi komisyonu üyeleri ve başkanı valilik tarafından görevlendirilir.
(4) Maden bölgesi komisyon üyelerinin, üyeliğinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde yerlerine aynı usul ile görevlendirme yapılır.
(5) Maden bölgesi ilan edilen alanın birden fazla il sınırına girmesi halinde, en fazla alanın içerisinde bulunduğu ilde maden bölgesi komisyonu kurulur.
(6) Maden bölgesi komisyonu toplantısının gündemi, yeri, tarihi ve saati başkan tarafından belirlenir ve üyelere önceden bildirilir.
(7) Maden bölgesi komisyonu ayda en az bir defa toplanır. Maden bölgesi komisyonu toplantıları tutanak ve imza altına alınır.
(8) Maden bölgesi komisyonunun toplantı ve karar yeter sayısı üçtür.
(9) Maden bölgesi komisyonu, bu maddede belirtilen hususlar dışında kendi çalışma usul ve esaslarını belirler. " hükmüne yer verilmiştir.
Anılan Yönetmeliğin, "Maden bölgesi komisyonunun görev ve yetkileri" başlıklı 13. maddesinde de, "(1) Maden bölgesi komisyonun görev ve yetkileri aşağıda sayılmıştır:
a) Madencilik faaliyetlerinin proje ve plana göre yürütülmesini sağlamak.
b) Madencilik faaliyetlerinin çevreye ve insan sağlığına etkilerini kontrol ederek gerekli tedbirlerin alınması için kontrol ve ölçümleri gerçekleştirmek.
c) İşletme güvenliği ile ilgili yapılan uygulamaları kontrol etmek ve önerilerde bulunmak.
ç) Madencilik faaliyetlerinin yerine getirilebilmesi, gerekli altyapının sağlanması için valiliğin ve/veya ilgili belediyenin imkân ve kabiliyetlerini kullanmak, gerektiğinde hizmet alımı yapmak.
d) Madencilik faaliyetlerinin kontrolleri sonucunda komisyona sunulan raporları inceleyerek, karara bağlamak ve bu kararları şirkete yazılı olarak bildirmek.
e) Gerektiğinde geçici faaliyet durdurma kararlarını almak ve bu kararı bir gün içerisinde Genel Müdürlüğe bildirmek." hükmü yer almaktadır.
Yukarıda yer verilen hükümlerden, maden bölgesi ilan edilen alanlara verilecek ruhsattaki madencilik faaliyetlerini kontrol etmek üzere faaliyet gösterecek olan maden bölgesi komisyonunun; valilikten bir kişi, ilgili belediyeden bir kişi ve ruhsat sahibi şirket temsilcilerinden iki kişi olmak üzere dört kişiden oluşacağı ve toplantı ve karar yeter sayısının da üç olduğu anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta; gerektiğinde geçici faaliyet durdurma kararı da alabilen maden bölgesi komisyonu üye tam sayısının çift sayıdan oluştuğu ve komisyonda yer alan toplam dört üyenin ikisinin idare, ikisinin ise ruhsat sahibi şirket temsilcisi olduğu dikkate alındığında, şirket aleyhine olan konularda üç olan karar yeter sayısına ulaşılmasının mümkün olmadığı, böylesi durumlarda oyların eşit çıkma ihtimalinin yüksek olduğu, söz konusu maddelerde ise bu konuda bir hükme yer verilmediği görülmektedir.
Diğer taraftan; maden bölgesi komisyonunun bir üyesinin ilgili belediye temsilcisinden oluşacağının belirtildiği, dava konusu Yönetmeliğin 3. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinde ise, ilgili belediyenin, maden bölgesinin sınırlarının içerisinde bulunduğu büyükşehir veya il belediyesi olarak tanımlandığı anlaşılmakta olup, büyükşehir belediyesi bulunmayan illerde, maden bölgesi sınırlarının il belediyesi sınırları dışında kalması halinde, il belediyesi temsilcisinin komisyona katılıp katılmayacağı konusunda belirsizlik bulunmaktadır.
Bu durumda; maden bölgesi komisyonunun tek sayıdan oluşturulmaması ve ilgili belediye temsilcisi konusunda belirsizlik bulunması nedeniyle dava konusu hükümlerde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Aynı maddenin 5. fıkrasındaki "Maden bölgesi ilan edilen alanın birden fazla il sınırına girmesi halinde, en fazla alanın içerisinde bulunduğu ilde maden bölgesi komisyonu kurulur." hükmüne gelince;
3213 sayılı Maden Kanunu'nun, 7020 sayılı Kanun'un 10. maddesiyle değişik, 29. maddesinin son fıkrasında ise, "(Ek fıkra: 18/5/2017-7020/10 md.) Maden bölgesi ilan edilmesi, ruhsatların birleştirilmesi, taksiri ve iptal edilmesi, yatırım giderlerinin belirlenmesi ve ödenmesi, maden sahalarının ihale edilmesi, rezerv tespiti ve ruhsatlandırma, bir veya birden fazla il sınırına giren maden bölgeleri komisyonunun oluşturulması, toplanma ve çalışma süresi, görev ve yetkileri, faaliyetlerin inceleme ve denetimi ile ruhsatların taşınması, proje ve planlaması gibi uygulamaya ilişkin usul ve esaslar Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir." hükmü yer almaktadır.
3213 sayılı Maden Kanunu'nun 29. maddesinde, birden fazla il sınırına giren maden bölgeleri komisyonunun oluşturulmasına ilişkin usul ve esasların Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği belirtilmiş, bu hükme dayanılarak hazırlanan, dava konusu Yönetmeliğin 12. maddesinin 5. fıkrasında ise, maden bölgesi ilan edilen alanın birden fazla il sınırına girmesi halinde, en fazla alanın içerisinde bulunduğu ilde maden bölgesi komisyonu kurulacağı öngörülmüştür.
Olayda; maden bölgesi ilan edilen alanın birden fazla il sınırına girmesi halinde, en fazla alanın içerisinde bulunduğu ilde maden bölgesi komisyonu kurulması halinde, söz konusu alan dışında kalan bölümlerin içerisinde bulunduğu ilin ve belediyenin komisyonda temsil edilme yetkisinin ortadan kaldırılması nedeniyle, bu alanların denetiminde sorunlar yaşanacağı kuşkusuzdur.
Bu durumda; maden bölgesi ilan edilen alanın birden fazla il sınırına girmesi halinde, bu alanın içinde yer aldığı tüm il ve belediye temsilcilerinden oluşan bir komisyon kurulması gerekirken, en fazla alanın içerisinde bulunduğu ilde komisyon kurulmasına ilişkin düzenlemede hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Yönetmeliğin, 18. maddesinin İncelenmesi
"Kamulaştırma" başlıklı 18. maddesinde, "Maden bölgesindeki her grup maden işletme ruhsatı için Kanun kapsamında irtifak ve/veya intifa hakkı tesis edilebilir ve kamulaştırma yapılabilir." hükmü; 3213 sayılı kanunun onüçüncü fıkrasındaki, "(Ek fıkra: 18/5/2017-7020/10 md.)...Maden bölgesindeki her grup maden işletme ruhsatı için bu Kanun kapsamında irtifak ve/veya intifa hakkı tesis edilebilir ve kamulaştırma yapılabilir...." hükmünün tekrarı niteliğinde olup; üst hukuk normlarına aykırılık bulunmamaktadır.
Yönetmeliğin, 19. maddesinin İncelenmesi
"İmar planı ve sağlık koruma bandı" başlıklı 19. maddesinde, "(1) Maden bölgesi ilan edilen alandaki işletme ruhsatları ve sağlık koruma bandı ilgili kurumlara bildirilerek çevre düzeni ve imar planları notuna işlenir.
(2) I. Grup ve II. Grup (a) bendi madenlere ilişkin oluşturulan maden bölgesinin sınırları etrafında uygun mesafelerde, maden bölgesi için hazırlanan proje ve plan kapsamında, üretimin çevresel etkileri, şehirleşme ve işletme güvenliği açısından sağlık koruma bandı oluşturulur." hükmü;
3213 sayılı Yasanın 29. maddesinin yedinci fıkrasındaki "(Değişik fıkra: 18/5/2017-7020/10 md.) Birbirine bitişik veya yakın maden sahalarında, yapılan üretimin çevresel etkileri, şehirleşme, işletme güvenliği, rezervin verimli işletilmesi ve benzeri sebeplerden dolayı yapılacak proje ve planlama çerçevesinde Genel Müdürlüğün teklifi ve Bakan onayı ile maden bölgesi ilan edilebilir...." hükmü ile aynı maddenin yukarıda yazılı son fıkrasındaki hükme uygun olup; üst hukuk normuna aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; Maden Bölgelerine ve Ruhsatların Taşınmasına İlişkin Yönetmeliğin 3. maddesinin 1/(ı) bendi ile 12. maddesinin 3., 5. ve 8. fıkralarının iptali; diğer maddeler yönünden ise davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince duruşma için taraflara önceden bildirilen 19/01/2022 tarihinde, davacılar vekili Av.... ve davacı Doğayı Çevreyi Koruma ve Doğa Sporları Derneğinin temsilcisinin gelmediği ve davalı idare vekili Av. ...geldiği, Danıştay Savcısının hazır olduğu görülmekle, açık duruşmaya başlandı. Taraflara usulüne uygun olarak söz verilerek dinlendikten ve Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan sonra taraflara son kez söz verilip, duruşma tamamlandı. Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
Başkan ...ve Üye ...davacılardan Bartın Eğitim ve Kültür Derneği'nin dava konusu işbu düzenlemeler açısından dava açma ehliyeti bulunmadığından, davanın bu davacı bakımından ehliyet yönünden reddedilmesi gerektiği yönündeki azlık oylarına karşılık Bartın Eğitim ve Kültür Derneği'nin bu davayı açmada ehliyetli olduğu sonucuna varılarak işin esası incelendi.
ESAS YÖNÜNDEN:
İlgili Mevzuat:
3213 sayılı Maden Kanunu'nun, 7020 sayılı Kanun'un 10. maddesiyle değişik 29. maddesinde, "...(Değişik fıkra: 18/5/2017-7020/10 md.) Birbirine bitişik veya yakın maden sahalarında, yapılan üretimin çevresel etkileri, şehirleşme, işletme güvenliği, rezervin verimli işletilmesi ve benzeri sebeplerden dolayı yapılacak proje ve planlama çerçevesinde Genel Müdürlüğün teklifi ve Bakan onayı ile maden bölgesi ilan edilebilir. Maden bölgesindeki ruhsatların bir veya birden fazla ruhsatta birleştirilmesi Genel Müdürlükçe yapılır.
(Ek fıkra: 18/5/2017-7020/10 md.) Maden bölgesinde belirlenen alandaki ruhsatların tüzel kişiliği haiz bir şirkette birleştirilmesi için ruhsat sahiplerine altı aya kadar süre verilir. Ruhsat sahiplerinin kurulacak olan bu şirketteki ortaklık payları, maden rezervi de göz önüne alınarak belirlenir. Ruhsatların birleştirilmesi, belirlenen alandaki toplam rezervin en az yarısına tekabül eden ruhsat sahiplerinin talebi hâlinde gerçekleştirilir. Bu talep sahipleri ikiden az olamaz. Talep sahibinin iki olması hâlinde ise hissedarlardan birinin rezerv oranı en az yüzde on olmalıdır. Yeterli talebin sağlanamaması durumunda belirlenen alandaki tüm ruhsatlar iptal edilir. Bu sahalar, alan sınırlamasına bağlı kalmaksızın Genel Müdürlük tarafından belirlenen kriterlere göre ihale edilerek ruhsatlandırılır. İptal edilen ruhsatlara ilişkin Genel Müdürlükçe tespit edilen yatırım giderleri Bakanlık bütçesinden karşılanır. Birleşen ruhsatların alan sınırlarını belirleme yetkisi Genel Müdürlüğe aittir. Maden bölgesi içerisinde bulunan ihalelik sahalar, ihale taban bedeli yatırılarak birleşen ruhsata ilave edilebilir.
(Ek fıkra: 18/5/2017-7020/10 md.) Belirlenen alandaki toplam rezervin en az yarısına tekabül eden ruhsat sahiplerince birleştirmenin talep edilmesi hâlinde, birleştirmeye dâhil olmayan diğer ruhsatlar iptal edilir. İptal edilen ruhsatların Genel Müdürlükçe tespit edilen yatırım giderleri, birleştirme yapılan ruhsat sahibince ödenir ve bu ruhsat alanları birleştirilmiş ruhsata ilave edilir. Tespit edilen yatırım giderinin ruhsat sahibince altı ay içinde ödenmemesi hâlinde ise belirlenen alandaki ruhsatların tümü iptal edilir.
(Ek fıkra: 18/5/2017-7020/10 md.) Şehirleşme, çevresel ve benzeri etkiler dikkate alınarak bazı alanlardaki I. Grup ve II. Grup (a) madencilik faaliyetleri valilik görüşü ile Bakanlık tarafından kısıtlanabilir. Bakan onayı ile kısıtlanan alandaki I. Grup ve II. Grup (a) bendi maden ruhsatları, rezervi dikkate alınmak suretiyle maden bölgesine ya da başka bir alana taşınarak ruhsatlandırılabilir. Bu tür ruhsatlandırma işlemi ihalelik sahalar üzerinde de ihalesiz yapılabilir. Kısıtlama ve taşınma alanlarındaki rezerv tespitleri valiliklerce yapılır.
(Ek fıkra: 18/5/2017-7020/10 md.) Maden bölgesi olan illerde bu bölgeleri yönetmek üzere maden bölgesi komisyonu kurulur. Bu komisyon, büyükşehirlerde Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı bünyesinde, diğer illerde ise il özel idaresi bünyesinde faaliyet gösterir. Komisyon; valilik, ilgili belediye ve ruhsat sahibi şirket temsilcilerinden oluşur.
(Ek fıkra: 18/5/2017-7020/10 md.) Komisyon, ruhsat sahasındaki faaliyetlerin projeye, çevre ve insan sağlığına uygun yürütülmesini kontrol ederek madencilik faaliyetlerinin geçici olarak durdurulması dâhil gerekli tedbirlerin alınmasını sağlar. Komisyon geçici olarak durdurma faaliyetlerini Genel Müdürlüğe bildirir. Genel Müdürlük, komisyonun maden bölgeleri ile ilgili faaliyetlerini inceler ve denetler.
(Ek fıkra: 18/5/2017-7020/10 md.) Ruhsat sahibi tarafından, ocak başı satış tutarının %0,5’i, komisyonun maden bölgesi için yapacağı harcamaları karşılamak üzere, büyükşehirlerde Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı, diğer illerde ise il özel idaresi hesabına yatırılır. Maden bölgesindeki her grup maden işletme ruhsatı için bu Kanun kapsamında irtifak ve/veya intifa hakkı tesis edilebilir ve kamulaştırma yapılabilir. Maden bölgesi alanında rödövans sözleşmesi yapılamaz ve varsa mevcut sözleşmeler iptal edilir.
(Ek fıkra: 18/5/2017-7020/10 md.) Maden bölgesi ilan edilmesi, ruhsatların birleştirilmesi, taksiri ve iptal edilmesi, yatırım giderlerinin belirlenmesi ve ödenmesi, maden sahalarının ihale edilmesi, rezerv tespiti ve ruhsatlandırma, bir veya birden fazla il sınırına giren maden bölgeleri komisyonunun oluşturulması, toplanma ve çalışma süresi, görev ve yetkileri, faaliyetlerin inceleme ve denetimi ile ruhsatların taşınması, proje ve planlaması gibi uygulamaya ilişkin usul ve esaslar Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir." hükmü yer almaktadır.
Dava konusu Yönetmeliğin 1. maddesinin (a) fıkrasında yer alan "yakın" ibaresi, 3. maddesinin 1. fıkrasının (h) bendinde yer alan "yakın, kaynak sürekliliği olan" ibaresi, 4. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde yer alan "yakın" ibaresinin iptal isteminin incelenmesi:
Yönetmeliğin 1. maddesinde, "Bu Yönetmeliğin amacı;
a) Birbirine bitişik ve/veya yakın I. Grup, II. Grup (a) bendi ve IV. Grup (b) bendi maden sahalarında tek başına yapılan maden işletme faaliyetlerinin; çevresel etkileri, şehirleşme, işletme güvenliği, rezervin verimli işletilmesi ve benzeri sebeplerden dolayı oluşturduğu olumsuz etkilerin ortadan kaldırılması amacıyla yapılacak proje ve planlama çerçevesinde maden bölgesinin ilan edilmesine, bu ruhsatların yeni ruhsatta birleştirilerek oluşturulacak maden bölgesinde ortak proje kapsamında maden işletme faaliyetlerinde bulunulmasına,... düzenlemesine yer verilmiş; 3. maddesinin 1. fıkrasının (h) bendinde, maden bölgesinin birbirine bitişik ve/veya yakın, kaynak sürekliliği olan maden sahalarında yapılan maden işletme faaliyetlerinin; çevresel etkileri, şehirleşme, işletme güvenliği, rezervin verimli işletilememesi ve benzeri sebeplerden dolayı oluşturduğu olumsuz etkilerin ortadan kaldırılması amacıyla yapılacak proje ve planlama çerçevesinde Genel Müdürlüğün teklifi ve Bakan onayı ile ilan edilen alanları ifade edeceği; 3. maddesinin 1. fıkrasının (ö) bendinde, yakın maden sahalarının ruhsatların herhangi bir kenarında ortak sınırı olmayan, aralarında maden ruhsatı bulunmayan, kaynak sürekliliği olan maden ruhsat sahalarını ifade edeceği; "Maden bölgesi ilan edilmesi şartları" başlıklı 4. maddesinde ise, "Maden bölgesi ilan edilebilmesi için; I. Grup, II. Grup (a) bendi ve IV. Grup (b) bendi ruhsatlarda; ortak projelendirme, planlama ve işletme projesiyle maden işletmeciliği yapılabilecek kaynak olması kaydıyla;
a) Ruhsatların birbirine bitişik ve/veya yakın olması nedeniyle açık işletmenin şev açısı ve basamaklarının tehlike arz etmesi, ..." düzenlemesine yer verilmiştir.
Davacı tarafından Yönetmeliğin 3. maddesinin 1. fıkrasının (h) bendinde yer alan yakın ve kaynak sürekliliği olan tanımı ile ruhsat sahası tanımıyla hukuken belirsizlik yaratıldığı belirtilerek hukuka aykırılık iddiasında bulunulmakta ise de, birbirine bitişik veya yakın maden sahalarında, yapılan üretimin çevresel etkileri, şehirleşme, işletme güvenliği, rezervin verimli işletilmesi ve benzeri sebeplerden dolayı yapılacak proje ve planlama çerçevesinde Genel Müdürlüğün teklifi ve Bakan onayı ile maden bölgesi ilan edilebileceğinin Maden Kanunu'nun 29. maddesinin 7. fıkrasında düzenlendiği, Yönetmelikte yakın maden ruhsatları tanımına açıklık getirildiği anlaşıldığından dava konusu düzenlemelerde hukuka aykırılık görülmemiştir.
Dava konusu Yönetmeliğin, 3. maddesinin 1. fıkrasının (ı) bendi ile 12. maddesinin 3. ve 8. fıkrasının iptal isteminin incelenmesi:
Maden Bölgelerine ve Ruhsatların Taşınmasına İlişkin Yönetmeliğin, "Tanımlar" başlıklı 3. maddesinin 1. fıkrasının (ı) bendinde, maden bölgesi komisyonunun maden bölgesi ilan edilen alanlara verilecek ruhsattaki madencilik faaliyetlerini kontrol etmek üzere faaliyet gösterecek olan valilikten bir kişi, ilgili belediyeden bir kişi ve ruhsat sahibi şirket temsilcilerinden iki kişi olmak üzere dört kişiden oluşan Komisyonu ifade edeceği belirtilmiştir.
Anılan Yönetmeliğin, "Maden bölgesi komisyonunun teşkili" başlıklı 12. maddesinde ise, "(1) Maden bölgesi kapsamında yeni ruhsat düzenlendiğinin valiliğe bildirmesini müteakip, valilik tarafından bir ay içerisinde maden bölgesi komisyonu kurulur.
(2) Maden bölgesi komisyonu sekretarya hizmetleri, büyükşehirlerde yatırım izleme ve koordinasyon başkanlığınca, diğer illerde ise il özel idaresince yürütülür.
(3) Maden bölgesi komisyonu, valilik ve ilgili belediyeden birer kişi ve ruhsat sahibi şirketi temsilen şirketin valiliğe bildirmiş olduğu iki kişi olmak üzere toplam dört kişiden oluşur. Maden bölgesi komisyonu üyeleri ve başkanı valilik tarafından görevlendirilir.
(4) Maden bölgesi komisyon üyelerinin, üyeliğinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde yerlerine aynı usul ile görevlendirme yapılır.
(5) Maden bölgesi ilan edilen alanın birden fazla il sınırına girmesi halinde, en fazla alanın içerisinde bulunduğu ilde maden bölgesi komisyonu kurulur.
(6) Maden bölgesi komisyonu toplantısının gündemi, yeri, tarihi ve saati başkan tarafından belirlenir ve üyelere önceden bildirilir.
(7) Maden bölgesi komisyonu ayda en az bir defa toplanır. Maden bölgesi komisyonu toplantıları tutanak ve imza altına alınır.
(8) Maden bölgesi komisyonunun toplantı ve karar yeter sayısı üçtür.
(9) Maden bölgesi komisyonu, bu maddede belirtilen hususlar dışında kendi çalışma usul ve esaslarını belirler." hükmüne yer verilmiştir.
Dava konusu Yönetmeliğin, "Maden bölgesi komisyonunun görev ve yetkileri" başlıklı 13. maddesinde de, "(1) Maden bölgesi komisyonun görev ve yetkileri aşağıda sayılmıştır:
a) Madencilik faaliyetlerinin proje ve plana göre yürütülmesini sağlamak.
b) Madencilik faaliyetlerinin çevreye ve insan sağlığına etkilerini kontrol ederek gerekli tedbirlerin alınması için kontrol ve ölçümleri gerçekleştirmek.
c) İşletme güvenliği ile ilgili yapılan uygulamaları kontrol etmek ve önerilerde bulunmak.
ç) Madencilik faaliyetlerinin yerine getirilebilmesi, gerekli altyapının sağlanması için valiliğin ve/veya ilgili belediyenin imkân ve kabiliyetlerini kullanmak, gerektiğinde hizmet alımı yapmak.
d) Madencilik faaliyetlerinin kontrolleri sonucunda komisyona sunulan raporları inceleyerek, karara bağlamak ve bu kararları şirkete yazılı olarak bildirmek.
e) Gerektiğinde geçici faaliyet durdurma kararlarını almak ve bu kararı bir gün içerisinde Genel Müdürlüğe bildirmek." hükmü yer almaktadır.
Maden Kanunu'nun 29. maddesinde komisyonun valilik, ilgili belediye ve ruhsat sahibi şirket temsilcilerinden oluşacağı düzenlenmiş, komisyonun toplanma ve çalışma süresinin yönetmelik ile düzenleneceği belirtilmiş, Yönetmelikte ise maden bölgesi ilan edilen alanlara verilecek ruhsattaki madencilik faaliyetlerini kontrol etmek üzere faaliyet gösterecek olan maden bölgesi komisyonunun; valilikten bir kişi, ilgili belediyeden bir kişi ve ruhsat sahibi şirket temsilcilerinden iki kişi olmak üzere dört kişiden oluşacağı ve toplantı ve karar yeter sayısının da üç olduğu belirtilmiştir.
Uyuşmazlıkta, gerektiğinde geçici faaliyet durdurma kararı da alabilen maden bölgesi komisyonu üye tam sayısının çift sayıdan oluştuğu ve komisyonda yer alan toplam dört üyenin ikisinin idare, ikisinin ise ruhsat sahibi şirket temsilcisi olduğu dikkate alındığında, şirket aleyhine olan konularda üç olan karar yeter sayısına ulaşılmasının mümkün olmadığı, böylesi durumlarda oyların eşit çıkma ihtimalinin yüksek olduğu, söz konusu maddelerde ise bu konuda bir hükme yer verilmediği görülmektedir.
Bu durumda, maden bölgesi komisyonunun tek sayıdan oluşturulmaması nedeniyle dava konusu hükümlerde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Dava konusu Yönetmeliğin 12. maddesinin 5. fıkrasının iptal isteminin incelenmesi:
Dava konusu düzenlemede maden bölgesi ilan edilen alanın birden fazla il sınırına girmesi halinde, en fazla alanın içerisinde bulunduğu ilde maden bölgesi komisyonu kurulacağı düzenlenmiştir.
3213 sayılı Maden Kanunu'nun, 7020 sayılı Kanun'un 10. maddesiyle değişik, 29. maddesinin 14. fıkrasında ise, "(Ek fıkra: 18/5/2017-7020/10 md.) Maden bölgesi ilan edilmesi, ruhsatların birleştirilmesi, taksiri ve iptal edilmesi, yatırım giderlerinin belirlenmesi ve ödenmesi, maden sahalarının ihale edilmesi, rezerv tespiti ve ruhsatlandırma, bir veya birden fazla il sınırına giren maden bölgeleri komisyonunun oluşturulması, toplanma ve çalışma süresi, görev ve yetkileri, faaliyetlerin inceleme ve denetimi ile ruhsatların taşınması, proje ve planlaması gibi uygulamaya ilişkin usul ve esaslar Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir." hükmü yer almaktadır.
Birden fazla il sınırına giren maden bölgeleri komisyonunun oluşturulmasına ilişkin usul ve esasların Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceğine ilişkin 3213 sayılı Maden Kanunu'nun 29. maddesinde verilen yetkiye istinaden düzenlenen Yönetmelik maddesinde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmamaktadır.
Dava konusu Yönetmeliğin 18. maddesinin iptal isteminin incelenmesi:
Yönetmeliğin "Kamulaştırma" başlıklı 18. maddesinde, "Maden bölgesindeki her grup maden işletme ruhsatı için Kanun kapsamında irtifak ve/veya intifa hakkı tesis edilebilir ve kamulaştırma yapılabilir." düzenlemesine yer verilmiştir.
Davacı tarafından, maden bölgesindeki her grup madencilik için, intifa hakkı ve kamulaştırma yapılabilmesinin, mülkiyet hakkına ve kamu yararına aykırı olduğu iddia edilmekte ise de, Maden Kanununun 29/13. maddesinde, "...Maden bölgesindeki her grup maden işletme ruhsatı için bu Kanun kapsamında irtifak ve/veya intifa hakkı tesis edilebilir ve kamulaştırma yapılabilir..." düzenlemesi yer almakta olup, Yönetmelik düzenlemesinde, mevzuata ve hukuka aykırılık görülmemiştir.
Dava konusu Yönetmeliğin 19. maddesinin iptal isteminin incelenmesi:
Yönetmeliğin "İmar planı ve sağlık koruma bandı" başlıklı 19. maddesinde, "(1) Maden bölgesi ilan edilen alandaki işletme ruhsatları ve sağlık koruma bandı ilgili kurumlara bildirilerek çevre düzeni ve imar planları notuna işlenir.
(2) I. Grup ve II. Grup (a) bendi madenlere ilişkin oluşturulan maden bölgesinin sınırları etrafında uygun mesafelerde, maden bölgesi için hazırlanan proje ve plan kapsamında, üretimin çevresel etkileri, şehirleşme ve işletme güvenliği açısından sağlık koruma bandı oluşturulur." düzenlemesine yer verilmiştir.
Davacı tarafından, dava konusu düzenleme ile maden bölgesi ilan edilen alandaki işletme ruhsatları ve sağlık koruma bandının çevre düzeni ve imar planları notuna işleneceği yolundaki hüküm ile yapılacak faaliyetin planlara uygun olması yerine, planın madencilik faaliyetine uydurulduğu, bu sayede plansız madenciliğin önünün açıldığı ileri sürülmektedir.
Maden Kanunu'nun 29/7. fıkrasında, birbirine bitişik veya yakın maden sahalarında, yapılan üretimin çevresel etkileri, şehirleşme, işletme güvenliği, rezervin verimli işletilmesi ve benzeri sebeplerden dolayı yapılacak proje ve planlama çerçevesinde Genel Müdürlüğün teklifi ve Bakan onayı ile maden bölgesi ilan edilebileceği, 14. fıkrasında ise, maden bölgesi proje ve planlaması gibi uygulamaya ilişkin usul ve esasların Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği düzenlemelerine yer verilmiş olup, Yönetmelik düzenlemesinde, mevzuata ve hukuka aykırılık görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1-23/05/2018 gün ve 30429 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, Maden Bölgelerine ve Ruhsatların Taşınmasına İlişkin Yönetmeliğin 1. maddesinin (a) fıkrasında yer alan "yakın" ibaresi, 3. maddesinin 1. fıkrasının (h) bendinde yer alan "yakın, kaynak sürekliliği olan" ibaresi, 4. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde yer alan "yakın" ibaresi, 18. maddesi ve 19. maddesi yönünden DAVANIN REDDİNE oybirliği ile,
2-Dava konusu Yönetmeliğin 3. maddesinin 1. fıkrasının (ı) bendi ile 12. maddesinin 3. ve 8. fıkrasının İPTALİNE oyçokluğu ile,
3-Dava konusu Yönetmeliğin 12. maddesinin 5. fıkrası yönünden DAVANIN REDDİNE oyçokluğu ile,
4. Davanın kısmen iptal, kısmen ret ile sonuçlanması nedeniyle ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam ...TL yargılama giderinin yarısı olan ...TL'lik kısmının davacılar üzerinde bırakılmasına ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ...TL vekâlet ücretinin davacılardan alınarak davalı idareye verilmesine,
5. Yargılama giderlerinin diğer yarısı olan ...TL ile karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ...TL vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak vekil ile temsil edilen davacılara verilmesine,
6. Posta giderleri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra istemi halinde davacıya iadesine,
7. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 19/01/2022 tarihinde karar verildi.
KARŞI OY :
(X)- Dava konusu Yönetmeliğin, 3. maddesinin 1. fıkrasının (ı) bendi ile 12. maddesinin 3. ve 8. fıkrasının iptal istemi yönünden:
Maden Bölgelerine ve Ruhsatların Taşınmasına İlişkin Yönetmeliğin, "Maden bölgesi komisyonunun teşkili" başlıklı 12. maddesinin 3. fıkrasında, "Maden bölgesi komisyonu, valilik ve ilgili belediyeden birer kişi ve ruhsat sahibi şirketi temsilen şirketin valiliğe bildirmiş olduğu iki kişi olmak üzere toplam dört kişiden oluşur. Maden bölgesi komisyonu üyeleri ve başkanı valilik tarafından görevlendirilir." düzenlemesine; 8. fıkrasında ise, "Maden bölgesi komisyonunun toplantı ve karar yeter sayısı üçtür." hükmüne yer verilmiştir.
3213 sayılı Maden Kanunu'nun 29. maddesinin 11. fıkrasında, "Maden bölgesi olan illerde bu bölgeleri yönetmek üzere maden bölgesi komisyonu kurulur. Bu komisyon, büyükşehirlerde Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı bünyesinde, diğer illerde ise il özel idaresi bünyesinde faaliyet gösterir. Komisyon; valilik, ilgili belediye ve ruhsat sahibi şirket temsilcilerinden oluşur." hükmü; 14. fıkrasında ise, "(Ek fıkra: 18/5/2017-7020/10 md.) Maden bölgesi ilan edilmesi, ruhsatların birleştirilmesi, taksiri ve iptal edilmesi, yatırım giderlerinin belirlenmesi ve ödenmesi, maden sahalarının ihale edilmesi, rezerv tespiti ve ruhsatlandırma, bir veya birden fazla il sınırına giren maden bölgeleri komisyonunun oluşturulması, toplanma ve çalışma süresi, görev ve yetkileri, faaliyetlerin inceleme ve denetimi ile ruhsatların taşınması, proje ve planlaması gibi uygulamaya ilişkin usul ve esaslar Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir." hükmü yer almaktadır.
Maden Kanununun 29/11. maddesinde, Komisyonun valilik, ilgili belediye ve ruhsat sahibi şirket temsilcilerinden oluşacağı belirtilmiş olup, kanun hükmünü tekrar eder şekilde komisyonun oluşumu ile karar ve yeter sayısına ilişkin düzenleme getiren Yönetmelik maddelerinde üst hukuk normlarına ve hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu Yönetmeliğin 12. maddesinin 3. ve 8. fıkraları yönünden davanın reddi gerektiği görüşü ile aksi yönde verilen çoğunluk kararına katılmıyoruz.
KARŞI OY :
(XX) - Dava konusu Yönetmeliğin 12. maddesinin 5. fıkrasının iptal istemi yönünden:
Maden Bölgelerine ve Ruhsatların Taşınmasına İlişkin Yönetmeliğin, "Maden bölgesi komisyonunun teşkili" başlıklı 12. maddesinin 5. fıkrasında, "Maden bölgesi ilan edilen alanın birden fazla il sınırına girmesi halinde, en fazla alanın içerisinde bulunduğu ilde maden bölgesi komisyonu kurulur." hükmüne yer verilmiştir.
3213 sayılı Maden Kanunu'nun 29. maddesinin 14. fıkrasında, "(Ek fıkra: 18/5/2017-7020/10 md.) Maden bölgesi ilan edilmesi, ruhsatların birleştirilmesi, taksiri ve iptal edilmesi, yatırım giderlerinin belirlenmesi ve ödenmesi, maden sahalarının ihale edilmesi, rezerv tespiti ve ruhsatlandırma, bir veya birden fazla il sınırına giren maden bölgeleri komisyonunun oluşturulması, toplanma ve çalışma süresi, görev ve yetkileri, faaliyetlerin inceleme ve denetimi ile ruhsatların taşınması, proje ve planlaması gibi uygulamaya ilişkin usul ve esaslar Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir." hükmü yer almaktadır.
3213 sayılı Maden Kanunu'nun 29. maddesinde, birden fazla il sınırına giren maden bölgeleri komisyonunun oluşturulmasına ilişkin usul ve esasların Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği belirtilmiş, bu hükme dayanılarak hazırlanan, dava konusu Yönetmeliğin 12. maddesinin 5. fıkrasında ise, maden bölgesi ilan edilen alanın birden fazla il sınırına girmesi halinde, en fazla alanın içerisinde bulunduğu ilde maden bölgesi komisyonu kurulacağı öngörülmüştür.
Olayda, maden bölgesi ilan edilen alanın birden fazla il sınırına girmesi halinde, en fazla alanın içerisinde bulunduğu ilde maden bölgesi komisyonu kurulması halinde, söz konusu alan dışında kalan bölümlerin içerisinde bulunduğu ilin ve belediyenin komisyonda temsil edilme yetkisinin ortadan kaldırılması nedeniyle, bu alanların denetiminde sorunlar yaşanacağı açıktır.
Bu durumda, maden bölgesi ilan edilen alanın birden fazla il sınırına girmesi halinde, bu alanın içinde yer aldığı tüm il ve belediye temsilcilerinden oluşan bir komisyon kurulması gerekirken, en fazla alanın içerisinde bulunduğu ilde komisyon kurulmasına ilişkin düzenlemede hukuka uyarlık görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu Yönetmeliğin 12. maddesinin 5. fıkrasının iptali gerektiği görüşü ile aksi yönde verilen çoğunluk kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.