5607 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/11340 Esas 2020/4920 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/11340
Karar No: 2020/4920
Karar Tarihi: 02.06.2020

5607 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/11340 Esas 2020/4920 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen kararda, sanığın 5607 sayılı Kanuna aykırılık suçundan mahkum olduğu ve nakil aracının iadesine karar verildiği belirtilmiştir. Mahkeme, aracın iadesi hükmünün, müsadere davasıyla ilgili olduğunu ve bozma kararıyla birlikte ortadan kalkacağını ifade etmiştir. Yeniden yapılacak yargılama sonucunda tekrar iade kararı verilmesi halinde, kanuna uygunluğunun Yargıtayca denetlenmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu durumda sanığın araç üzerindeki hukuki tasarruf hakkından mahrum kalacağı ve bu durumun mülkiyet hakkına haksız müdahale oluşturabileceği ifade edilmiştir. Mahkeme, nakil aracının iadesine ilişkin temyiz talebini reddetmiştir. Ayrıca, 7242 sayılı Kanun'un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun'un 3/22. maddesine eklenen düzenleme ile kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının mümkün hale geldiği belirtilmiştir. Bu nedenle, yerel mahkemenin yasal koşullarının oluşup oluşmadığını saptaması ve sonucuna göre uygulama yapması gerektiği belirtilmiştir. Mahkeme kararı, 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca bozulmuştur. Kanun maddeleri ise şöyledir:

- 5607 Sayılı Kanun'un 13. ve 3/22.
19. Ceza Dairesi         2019/11340 E.  ,  2020/4920 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık
    HÜKÜMLER : Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması, Mahkumiyet

    Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    I- Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik yapılan incelemede;
    Hükmün tarihinde yürürlükte bulunan 5560 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı CMK"nin 231/12. maddesi uyarınca, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına karşı itiraz yolu açık olup, kararların temyizinin mümkün bulunmadığı cihetle, katılan vekilinin temyiz dilekçesi itiraz mahiyetinde kabul edilerek gereği mahallinde itiraz merciince değerlendirilmek üzere dosyanın incelenmeksizin mahallinde iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
    II-Mahkumiyet hükmüne yönelik yapılan incelemede;
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre ;
    Yerel Mahkemece, mahkumiyet hükmüyle birlikte nakilde kullanılan aracın, 5607 sayılı Kanun"un 13. ve 5237 sayılı TCK"nin 54. maddelerindeki şartların gerçekleşmemesi sebebiyle iadesine karar verildiği, iade kararının, nakil aracı hakkında açılmış müsadare davasının konusu olması bakımından, bozma kararıyla birlikte aracın iadesi hükmününde ortadan kalkacağı, bu durumda yeniden yapılacak yargılama sonucunda tekrar iade kararı verilmesi halinde, yasa yollarının tükenmesi de dahil bu kararın kesinleşmesinin uzun bir süreye mal olacağı, yasa yolu denetiminde aracın iadesi kararının hukuka uygun bulunması halinde, bu süre zarfında şahsın, aracı üzerindeki hukuki tasarruf hakkından mahrum kalacağı, bu durumun ise AİHS ek 1 Protokol 1. maddesi ve Anayasa"nın 35. maddesiyle güvence altına alınan mülkiyet hakkına haksız müdahale oluşturacağı, Yargıtayca bu aşamada yapılacak denetimin söz konusu sakıncaları ortadan kaldıracağı gibi, yargılamanın makul sürede bitirilmesi ilkesinin yerine getirilmesi bakımından da gerekli olduğu değerlendirilerek, temyize konu mahkeme hükmü, ceza ve müsadere bakımından iki ayrı başlıkta incelenmekle;
    1)Nakil aracının iadesi kararına yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
    Nakilde kullanılan aracın iadesine ilişkin mahkeme gerekçesi yerinde olup, katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden TEMYİZ İTİRAZLARININ REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
    2)Sanık hakkında kurulan mahkumiyet kararına yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
    Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun"un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"un 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Kanun"un 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun"un 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nin 7. maddesi ve 7242 sayılı Kanun"un 63. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası mucibince ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
    Bozmayı gerektirmiş ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden sair yönleri incelenmeyen HÜKMÜN, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 02/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.