Esas No: 2022/48
Karar No: 2022/326
Karar Tarihi: 20.01.2022
Danıştay 4. Daire 2022/48 Esas 2022/326 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2022/48 E. , 2022/326 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2022/48
Karar No : 2022/326
KARARIN DÜZELTİLMESİNİ İSTEYEN : ...
KARŞI TARAF : ...Vergi Dairesi Başkanlığı
(...Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN ÖZETİ : Danıştay Dördüncü Dairesinin 08/06/2021 tarih ve E:2016/21357, K:2021/3034 sayılı kararının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETİ : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Kararın düzeltilmesi isteminin kabulü ile Danıştay Dördüncü Dairesi kararı kaldırıldıktan sonra Vergi Mahkemesi kararının kısmen onanması, kısmen bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince işin gereği görüşüldü:
Danıştay Dördüncü Dairesinin 08/06/2021 tarih ve E:2016/21357, K:2021/3034 sayılı kararının kaldırılmasına karar verilerek, .... Vergi Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararına ilişkin temyiz başvurusu yeniden incelendi:
Davacı adına, sahte fatura kullandığından bahisle vergi ziyaı cezalı olarak re'sen tarh edilen 2010/3,4,7 dönemleri vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi ile 2010 yılı için kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istemiyle açılan davanın kabulüne karar veren Vergi Mahkemesi kararı davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı idare tarafından, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, temyize konu kararın özel usulsüzlük cezasına ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemiştir.
Davalı idarenin, Mahkeme kararının, cezalı tarhiyatlara ilişkin hüküm fıkrasına yönelik temyiz istemine gelince;
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmış, 359. maddesinin (b) bendinde ise gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgeler, sahte belge olarak tanımlanmıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Katma değer vergisi, bünyesinde yer alan indirim müessesesiyle yansıtılabilir bir vergidir. Katma değer vergisi sisteminde mükellef ve sorumlu; üretim ve dağıtım kademeleri içinde, verginin tahsiline, indirimlerin yapılmasına, beyan edilip ödenmesine aracılık eder. Bu bakımdan indirim, mükellefiyete bağlı bir görev olduğu kadar aynı zamanda bir haktır. Katma değer vergisinde genel prensip, vergiye tabi teslimler üzerinden hesaplanan vergiden, alış faturalarında gösterilen verginin indirilmesidir. Katma değer vergisi indirimi hakkından yararlanabilmek için Kanun bazı şartların varlığını öngörmüştür. Bu şartların bir kısmı esasa, bir kısmı ise şekle ilişkindir. Katma değer vergisi, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde, zincirleme olarak kendi içinde otokontrol sistemi taşımaktadır.
Kayıt ve belge nizamına uyulması ve faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması halinde, mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak tahsil edilen katma değer vergisinden, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve ifaya ilişkin olarak ödedikleri katma değer vergisini indirmeleri mümkün olup, aksi durumda, faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının tespiti halinde, bu faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün bulunmamaktadır.
Buna göre, alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, alış faturası ya da benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında, söz konusu belgelerin gerçeği yansıtması da gerekmektedir.
Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerine göre, uyuşmazlığın esasını, davacıya anılan faturaları düzenleyen firmanın düzenlediği faturaların, gerçek bir mal ve hizmet satışını içerip içermediği, dolayısıyla sahte olup olmadığı hususlarının tespiti oluşturmakta olup, uyuşmazlığın çözümü için söz konusu belgelerin hukuki mahiyetinin anlaşılabilmesi bakımından, bu belgeleri tanzim eden mükellef hakkında yapılan incelemeler sonucunda tespit edilen hususların irdelenmesi gerekmektedir.
Davacının fatura aldığı Güngören Vergi Dairesi mükellefi ...Petrol ve Tarım Ürünleri Nakliyat Tic. San. Ltd. Şti. hakkında düzenlenen ...tarih ve ...sayılı vergi tekniği raporunda; 18/10/2000 tarihi faaliyete başladığı, 31/01/2013 tarihinden mükellefiyeti re'sen terkin ettirildiği, kuruluşundan mükellefiyetini sonlandırana kadar çeşitli vergi dairelerinde merkez ve şube olarak mükellefiyetinin olduğu, 25/11/2008 tarihinde “...Cad. No:...” adresinde yapılan yoklamada söz konusu adresin merkez adres olarak kullanıldığı, mükellefin faaliyetine devam ettiği, iş yerinin 90 m² daire olduğu, kira bedelinin 600,00- TL olduğu, çalışanı olmadığı, Afyon-Sultandağı Vergi Dairesi'nden 24/11/2008 tarihi itibariyle nakil geldiği, adresin büro iş yeri olarak kullanıldığı ve muhtelif büro mobilyalarının bulunduğu, faaliyetinin petrol ürünleri satışı üzerine olduğu, herhangi bir tankerinin bulunmadığı, şirketin benzin istasyonu olarak şubelerinin olduğu, 26/02/2010 tarihli yoklamada mükellefin şube adresindeki iş yerini devrettiği ve şube kaydının silindiği, 07/06/2010 tarihli yoklamada mükellefin faaliyetinde devam ettiği, iş yerinin 80 m² daire, mülk sahibin ...ve aylık kirasının 600,00-TL olduğu, iş yerinde demirbaş olarak 2 takım büro mobilyası, 1 adet bilgisayar ve oturma grubunun bulunduğu, merkez iş yerinde personel çalışmadığı, şube iş yeri adresinde benzin istasyonu olduğu, şube iş yerinde 7 personelin çalıştığı, şube iş yeri kirasının 700,00-TL olduğu, şirket adına kayıtlı araç ve gayrimenkul bulunmadığı, şirket sermayesinin 100.000,00-TL olduğu, 06/10/2010 tarihli yoklamada şirket merkezinin aynı adres olduğu ve faaliyetine devam ettiği, iş yerinin büro olduğu ve büro mobilyalarının bulunduğu, şirketin şube adresinde akaryakıt istasyonun bulunduğu, şirket bünyesine 9 kişinin çalıştığı, iş yerinin aylık kirasının 600,00- TL, şube iş yeri kirasının 1.500,00- TL olduğu, şube iş yeri adresinde 07/01/2011 tarihinde yapılan yoklamada istasyonda 3 akaryakıt pompası, 1 adet LPG pompasının ve bunlara bağlı 28 adet akaryakıt tabancısının bulunduğu, pompalarda ÖKC cihazlarının bulunduğu, 04/03/2011 tarihinde şube iş yerinde yapılan yoklamada akaryakıt istasyonunda 3 ada akaryakıt, 1 ada LPG olmak üzere toplam 4 ada olup, 24 adet akaryakıt tabanca, 4 adet LPG tabanca ve bunlara bağlı 4 adet ödeme kaydedici cihaz ile hizmet verdiği, şirketin bilinen adresine gönderilen defter ve belge isteme yazısının şirketin kapalı olmasından dolayı tebliğ edilemediği, 11/02/2013 tarihli defter ve belge isteme yazısının adresi terk etmiş olması nedeniyle, 07/03/2014 tarihli defter ve belge isteme yazısının da adrese gidildiğinde iş yerinin kapısının kilitli olması ve uzun zaman önce iş yerini terk etmesi nedeniyle tebliğ edilemediği,mükellefin son yetkilisinin dışardan müdür tayin edilen ......olduğu, kendisine gönderilen 12/02/2013 tarihli defter ve belge isteme yazısının adreste tanınmaması ve muhtarlık kayıtlarında nakilsiz terk etmesi, 07/03/2014 tarihli defter ve belge isteme yazısının ise ilgili şahsın adreste tanınmaması nedenleri ile tebliğ edilemediği, ikamet adresine gönderilen defter ve belge isteme yazısının bizzat kendisine tebliğ edilmesine rağmen defter ve belgelerin ibraz edilmediği, şirket ortaklarından ...'e gönderilen defter ve belge isteme yazısının ilgilinin adresten nakilsiz ayrıldığı gerekçesiyle, diğer ortak ...'ya gönderilen defter ve belge isteme yazısının ilgilinin adreste tanınmadığı ve nakil almadan terk ettiği sebebiyle tebliğ edilemediği, mükellefin 2010 hesap dönemi içerisinde kullandığı yasal defterlerin tasdik bilgisine rastlanılmadığı, mükellefin 2010 hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesi vermediği, kurumlar geçici beyanları incelendiğinde; 2010/1 dönemi 8.690,60- TL, 2010/2 dönemi 16.540,51-TL, 2010/4 döneminde 50.762,90-TL kurumlar geçici vergisi beyanının bulunduğu, 2010/3 döneminde beyanname vermediği, 2010/4,5,6 ve 7. dönemlere ilişkin muhtasar beyannamesinde 8, 2010/12. dönem muhtasar beyanına göre 9 işçi çalıştırdığı, SGK'ya mükellefin sigortalı çalıştırdığı işçileri olup olmadığına dair yazılan yazıya verilen cevapta; mükellefin 2010 hesap dönemi içerisinde sigortalı olarak çalıştırdığı herhangi bir işçisinin olmadığının bildirildiği, 2010 dönem KDV matrahının 16.350.212,45-TL olduğu, 2010 yılı Ba formunda 535.076.532,00-TL alım bildirilmesine karşın bu şirkete mal sattığını bildiren mükelleflerin Bs bildirim toplamının 1.986.876,00-TL olduğu, 2011 yılı Bs bildirimleri toplamının 13.849.959,00-TL iken, mal aldığını bildirenlerin Ba formu ile 19.933.965,00-TL beyanda bulunduğu, mükellefin vadesi geçmiş 5.078,59-TL vergi borcu olduğu, şirket ortaklarından ...'nun ortağı ve müdürü olduğu şirketin faal olduğu, şirket hakkında sahte belge düzenleme yönünden düzenlenmiş herhangi bir rapor olmamakla birlikte özel esaslara alındığı, diğer ortak ...'in ortağı olduğu şirketlerden biri hakkında bilerek sahte fatura kullanıldığı gerekçesiyle vergi inceleme raporları düzenlenmesine rağmen genel esaslara tabi olduğu, iki şirketin de re'sen terkin ettirildiği, mükellefin dışardan müdür olarak atanan ve en son yetkilisi olan ......'ın ortağı ya da şirket yöneticisi olduğu firmalar hakkında olumsuz tespitler bulunduğu, mükellefiyetlerinin re'sen terkin ettirildiği, mükellefin kredi kartı ile Denizbank, Yapı ve Kredi Bankası, Garanti Bankası ve Ekonomi Bankası aracılığı ile satış yaptığı, mükellef kurumun şube iş yerinde akaryakıt pompalarının ve ödeme kaydedici cihazlarının bulunmasının perakende ticaretinin yapıldığına delalet ettiği, mükellefe ait herhangi bir tanker v.b taşıtların olmamasından dolayı toptan satış işlemlerinin gerçekleştirebilmesinin mümkün olmadığı, mükellefin kısmen sahte belge düzenleme faaliyetini ibraz ettiği, 2010 hesap döneminde kredi kartı ve ödeme kaydedici cihaz kullanarak yapmış olduğu satışların dışındaki satışların sahte olduğu, mükellefin ilgili şirketlerden gerçekten bir mal ve/veya hizmet satın almadığı halde yüksek tutarlı mal ve/veya hizmet satın aldığını Ba-Bs formlarında beyan ederek sahte belge düzenleme faaliyetini gizlemek istediği kanaatine varıldığı ve mükellefin 01/01/2010 ile 31/12/2010 tarihleri arasında kısmen sahte belge düzenleme faaliyeti ile iştigal ettiği tespitlerine yer verilmiştir.
Yukarıda belirtilen tespitlerin bir bütün halinde değerlendirilmesinden, hakkında vergi tekniği raporu düzenlenen firmanın yoklamalarda yerinde bulunmasının ve işçi çalıştırdığını beyan etmesinin tek başına faaliyet gösterdiğine karine teşkil etmeyeceği, yüksek ciroya sahip olmasına rağmen, mükellefçe düzenlenen fatura tutarlarında ticaret yapacak kapasitede ticari organizasyona, sermayeye ve nakil vasıtasına sahip olmadığı, 2010 hesap dönemi içerisinde kullandığı yasal defterlerin tasdik bilgisine rastlanılmadığı, mükellefin KDV matrahları ile Ba-Bs bildirimlerinin uyumsuzluk olduğu, ortak ve yöneticilerinin hakkında olumsuz tespitler olan firmalarda ortaklık veya yöneticiliklerinin bulunduğu hususları dikkate alındığında, mükellefin uyuşmazlık konusu dönemlerde gerçek bir ticari faaliyetinin bulunmadığı ve davacıya düzenlemiş olduğu faturaların gerçek bir mal ve hizmet karşılığı düzenlenmediği anlaşıldığından, Vergi Mahkemesi kararının cezalı tarhiyata ilişkin kısmında hukuki isabet görülmemiştir.
Bu nedenle, temyiz isteminin kısmen reddine, kısmen kabulüne, .... Vergi Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının özel usulsüzlük cezasına ilişkin kısmının onanmasına, katma değer vergisi ile vergi ziyaı cezasına ilişkin kısmının bozulmasına, bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 20/01/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY:
Karar düzeltme isteminin kabul edilerek, Dairemiz kararı kaldırıldıktan sonra, Mahkeme kararının onanması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.