11. Hukuk Dairesi 2017/5023 E. , 2019/4708 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 02/06/2016 tarih ve 2014/688-2016/297 sayılı kararın Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 18.06.2019 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ..., davalılar T. Garanti Bankası A.Ş vekilleri Av. ..., Av. ..., davalı Zonguldak Yatırım Filyos Ateş Tuğlası Mak. Enerji ve San. Tic. A.Ş vekili Av. ..., Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında 13.05.1997 tarihinde Filyos Ateş Tuğlası A.Ş"ne ait hisselerin satışı konusunda sözleşme imzalandığını, satış miktarının 18.150.000 USD olarak belirlendiğini, bunun ¼ kısmının sözleşme tarihinde peşin olarak ödendiğini, bakiye 13.612.500 USD miktarın ise 4 eşit taksitte ödenmesinin kararlaştırıldığını, taksitin zamanında ödenmemesi üzerine 21.09.2000 tarihinde ek sözleşme imzalandığını, borcun yeniden vadelendirildiğini, davalı şirketten bankaya ait teminat mektuplarının alındığını, 05.11.2001 tarihinde ödenmesi gereken 1.100.000 USD miktarın davalı şirketçe ödenmediğini, 07.11.2001 tarihinde davalı bankadan teminat mektuplarını nakte çevirmesinin istendiğini, ancak bankanın ödeme yapmadığını, davalı şirketin sözleşme hükümlerine aykırı davrandığını, gerek sözleşme gerekse teminat mektubunda %1,5 oranında cezai şartın kararlaştırıldığını, yine ödemelerin libör faizi ile birlikte yapılacağını ileri sürerek, 15.190.494 USD ana para alacağının 05.11.2001 tarihinden dava tarihine kadar libor oranında işlemiş faizi olan 994.371 USD ve 07.11.2001 tarihinden dava tarihine kadar aylık %1,5 cezai şart tutarı 8.886.439 USD ile birlikte toplam 25.071.305 USD miktarın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı Zonguldak Yatırım Filyos Ateş Tuğlası Makine Mad. Enerji A.Ş. vekili, 21.09.2000 tarihli ek sözleşme uyarınca 1.000.000 USD ödendiğini, davacının diğer taksitin ödenmemesi üzerine alacağı muaccel hale getirmesi işleminin Özelleştirme Yüksek Kurulu tarafından durdurulduğunu,teminat mektubunun nakte çevrilmemesi konusunda ihtiyati tedbir kararı verildiğini, bankanın teminat mektubu bedellerini ödediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili, davacının 07.11.2001 tarihinde teminat mektuplarının nakte çevrilmesini istediğini, 08.11.2001 tarihinde Özelleştirme Yüksek Kurulu"nun teminat mektubunun paraya çevrilmemesine karar verdiğini, bankanın temerrüde düşmediğini, 26.01.2005 tarihinde 16.133.753 USD davacıya ödeme yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece uyulan bozma ilamına göre, davanın kısmen kabulü ile, 28.261,48-ABD dolar davacı alacağının, 2.043,22-ABD dolarının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, kalan miktar olan 26.218,26- ABD dolar davacı alacağının ise davalı Zonguldak Yatırım Filyos Ateş Tuğlası Mak. Mad. Enerji ve San.Tic. A.Ş"den alınarak davacıya verilmesine, hükmolunan miktarlara 26/01/2005 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca kamu bankalarının ABD Dolarına açtığı 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranın uygulanmasına karar verilmitşir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
(1) Dava, anonim şirket hisse devrinden ve teminat mektubunun nakte çevrilmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalıların sorumlu olacakları faiz miktarına yönelik tespitte, LIBOR oranının esas alınması gerektiği, LIBOR oranlarının BBA ve ICE web sitelerinde yayınlandığı, somut olayda sözleşmelerde ve teminat mektuplarında LIBOR faiz oranlarına atıfta bulunulduğu halde söz konusu sitelerde belirtilen oranlar ile uyumlu olmayan oranların da taraflarca (davacı ve davalı banka) kullanıldığı ve BBA web sitesinden alınan dönem başları itibariyle LIBOR oranlarından hangisi daha az ise o oranın uygulanması gerektiği, taraflarca uygulanan oranlarda hiçbir istikrar olmadığı gibi hangi kaynaktan alındığının da belirtilmediği, Libor oranlarının tek kaynağının BBA sitesi olduğu, bu hususta başka bir kaynak bulunmadığı belirtilerek buna göre hesaplama yapılmıştır. Ancak, davacı tarafça taraflar arasındaki 13.05.1997 tarihli hisse satışına ilişkin sözleşmede, fazi hesaplamalarında uygulanacak faiz oranının (LIBOR), ""ödeme tarihindeki Reuters LIBO sayfasında 14:30 Türkiye saati itibariyle 12 aylık (1 yıllık) dönem için bankaların faiz oranlarının ortalaması ile bulunacak faiz oranı"" olarak tanımlandığı, yine hesaplamanın ana para x faiz(LIBOR) x gün sayısı x36500 formülüne göre hesaplama yapılmasının uygun olmadığı, sözleşmede bir yıllık sürenin 360 gün olarak alınması gerektiğinden bahisle rapora itiraz edilmiştir. Yine anılan bilirkişi raporunda davacının cezai şart talebi yönünden, davacının alacağını teminat mektuplarının nakde çevrilmesi suretiyle davalı banka temerrüde düşmeden elde ettiği, ayrıca davacının davalı şirket ile muhtelif taksitlendirme görüşmeleri yaptığı, 13.07.1997 tarihli sözleşmeden sonra farklı vade ve taksit tutarlarını ihtiva eden ek sözleşmeler alması ve bir kısım kararlarında firmadan teminat mektubu alınması karşılığında borcun yeniden vadeye bağlandığını belirtmesi, yeniden alınan ek sözleşmelerde belirlenen hesap tablolarına cezai şartın eklenmemesi, etkili bir takip yapmamasının davalı şirketten cezai şart almak istemediği anlamına geleceğine ilişkin tespitte bulunulmuştur. Bu tespitlere davacı tarafından, 10.01.2005 tarihinden önceki tazmin taleplerinin geri alınmış olması nedeniyle 10.01.2005 tarihine kadarki süre için davalı bnaka açısından cezai şart koşulunun oluşmadığı kabul edilse bile, 10.01.2005 tarihli tazmin talebinin geri alınması gibi bir durum söz konusu olmadığından ve ödeme talep tarihinden 16 gün sonra 26.01.2005 tarihinde yapıldığından davalı bnakanın tazmin talep tarihinden ödeme tarihine kadarki süreye ilişkin cezai şart sorumluluğunun bulunduğu ve buna göre hesaplama yapılması gerektiği, davalı şirket yönünden ise 07.10.2003 tarihine kadarki süre için davalı şirketten cezai şart istenemeyeceği düşünülse bile, teminat mektuplarının 07.10.2003 tarihi itibariyle paraya çevrilememesine sebebiyet veren davalı şirketin, 07.10.2003 tarihi ile tazmin talep tarihi 10.01.2005 arasındaki süreye ilişkin cezai şart miktarını ödemekle yükümlü olduğu belirtilerek itiraz edilmiş ve mahkemeden ek rapor alınması talebinde bulunulmuş, mahkemece bu talep reddedilmiş, karar yerinde de davacı yanın rapora ilişkin itirazlarına yönelik bir değerlendirmede bulunulmamıştır.
Bu durumda, mahkemece uzman bilirkişilerden oluşan yeni bir bilirkişi heyetinden davacının ciddi itirazlarını da karşılayacak şekilde rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, hükmün temyiz eden davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
(2) Bozma sebep ve şekline göre davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarda (1) no"lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, (2)Bozma sebep ve şekline göre davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 20/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.