14. Ceza Dairesi 2015/6323 E. , 2019/10275 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde basit cinsel saldırı, kasten öldürme, konut dokunulmazlığının ihlali
HÜKÜM : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde basit cinsel saldırı ve neticesi sebebi ile ağırlaşmış yaralama suçlarından mahkumiyet, konut dokunulmazlığının ihlali suçundan beraat
İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Suça sürüklenen çocuk hakkında konut dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükme yönelik O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz isteminin incelenmesinde;
Suça sürüklenen çocuğa isnat edilen konut dokunulmazlığının ihlali suçunun 5237 sayılı TCK"nın 116/4. maddesinde düzenlenip anılan maddede öngörülen cezanın üst sınırı itibarıyla aynı Kanunun 66/1-e, 66/2. maddeleri gereğince 5 yıl 4 aylık asli dava zaman aşımına tabi bulunduğu ve mahkemece yapılan 16.08.2011 tarihli sorgu ile inceleme günü arasında bu sürenin geçtiği anlaşıldığından, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, suça sürüklenen çocuk hakkında müsnet suçtan açılan kamu davasının aynı Kanunun 322 ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca zaman aşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
Suça sürüklenen çocuk hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde basit cinsel saldırı ve neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Hükümden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 58, 59, 60 ve 61. maddeleri ile 5237 sayılı Kanunun 102, 103, 104 ve 105. maddelerinde yer alan cinsel dokunulmazlığa karşı suçların yeniden düzenlenmesi karşısında, 5237 sayılı TCK"nın 7/2. madde-fıkrasındaki "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur" hükmü gözetilerek lehe olan hükmün, önceki ve sonraki kanunların bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi ve her iki kanunla ilgili uygulamanın denetime imkan verecek şekilde kararda gösterilmesi suretiyle yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Tüm dosya içeriğine göre suça sürüklenen çocuğun, katılanın boğazından tutup adli emanetin 2011/182 sırasında kayıtlı bıçakla göğüs, batın ve uyluk bölgelerinden toplam on bıçak darbesiyle yaraladığı, batın bölgesindeki iki adet yaralanmanın batın boşluğuna geçerek karaciğer kesisine neden olduğu ve her birinin ayrı ayrı katılanın yaşamını tehlikeye soktuğu, suçta kullanılan aletin elverişliliği, hedef alınan vücut bölgesi ve darbe sayısı nazara alındığında suça sürüklenen çocuğun kastının öldürmeye yönelik olduğu anlaşılmakla, kasten öldürme suçuna teşebbüsten hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden ve kastın bölünemezliği ilkesi de dikkate alınmadan yazılı şekilde neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan mahkumiyet kararı verilmesi,
Kanuna aykırı, suça sürüklenen çocuk müdafisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, ceza miktarları itibarıyla kazanılmış hakkı saklı kalmak kaydıyla hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321 ve 326. maddeleri gereğince BOZULMASINA, 24.06.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.